Suriye’de belimize kadar, Libya’da boğazımıza kadar

Soruyorlar: Libya’ya savaşması için asker gönderiyoruz da sonuç ne olur?

Yanıt vereyim: Suriye’de ne olduysa o olur?

Askerimizi Suriye’den çekebiliyor muyuz?

Hayır. Askerimiz Suriye’de yıllardır terörist temizliği yapmakla meşgul. Bu uğurda onlarca şehit… Bırakın çıkmayı, Suriye’de daha geniş alanda hakimiyet sağlamak istiyoruz.

Barış Pınarı Harekâtı’nın amacı buydu.

Askerimiz kaç yıl sonra Suriye’den çıkar?

Tarih veren var mı? Verebilen var mı?

Yok. Libya’da da aynısı olacak. Gireceğiz ve uzun yıllar çıkamayacağız. Sarraj hükümetini ayakta tutmak için üzülerek yazıyorum onlarca şehit vereceğiz.

Diyelim ki başardık, Sarraj hükümetinin devrilmesini önledik. Diyelim ki, Hafter güçlerini püskürttük. Libya’yı teröristlerden temizleme işini de biz mi yapacağız?

Mıntıka temizliğini…

Suriye’de olduğu gibi!

AKP Sözcüsü, Meclis konuşmasında Libya’ya teröristlerin kökünü kazımak için gideceğimizi söyledi.

Deniz sınır anlaşması karşılığında asker göndermeyi mi taahhüt ettik?

Kimse çıkıp mertçe “Evet” demedi.

İşin gerçeği açık, net: Askerimiz savaşmaya gidiyor. Sarraj hükümetinin başka türlü ayakta kalması mümkün değil!

Suriye iç savaşında taraf olmuştuk. Belimize kadar bulaştık.

Şimdi de Libya iç savaşına da taraf olduk. Korkarım gırtlağımıza kadar bulaşacağız.

Dilerim; beş yıl sonra, on yıl sonra, yirmi yıl sonra yine Suriye demeyiz, yine Libya’yı konuşmayız. Oradaki askerlerimiz için endişeli geceler geçirmeyiz.

Ve yine dilerim; iç savaşlara müdahil olmamızın faturasını bizden sonraki kuşaklara da ödemez.

Korkarım ödeyecekler!

Bu metin, Mehmet Özkan’ın T24 sitesindeki yazısından kısaltılarak alıntılanmıştır.