Neyden Sıkıldık?

Yorum | Naci Karadağ

Başlıktaki ifade kendimin değil, damat beyin cümlesinden alındı. Dolayısıyla “Ney değil zurna” türü esprilerin muhatabı ben olamayacağım özür dilerim.
Damat Bey inanılmaz eğlenceli bir malzeme. Mantığı, zekası, vizyonu, vasatı ile bir yazar, hatta mizahçı için benzersiz bir hazine. Sadece bir gününden bir makale, bir sezonundan bir kitap çıkar emin olun.
İşte bu bakan ve damat olan beyefendi geçen gün şöyle buyurmuş: “’Bir deneyelim bakalım, sıkıldık.’ diyorlar. Kimden, neyden sıkıldın? Büyümekten mi sıkıldın? Macera arayanlara güney sınırına bakmalarını öneriyorum. 15 senede Suriye ve Irak’ta 2 milyondan fazla insan öldü.”
Meselenin iç savaş, tehdit gibi yönünü başka fasıla bırakarak hemen sorunun cevabını verelim:
Sizden sıkıldık Sayın Albayrak!
Başta sizin gibi kifayetsiz, liyakatsiz, kayınpeder kadrosundan devleti yöneten muhterislerden sıkıldık.
Ve bunaldık, parti devletinden…
Yalanlarınızdan, üçkâğıtlarınızdan, saçmalıklarınızdan, zulmünüzden, ikiyüzlülüğünüzden sıkıldık kardeşim!
Sahte gülüşlerinizden, bizzat tipinizden sıkıldık ya Hu!
Sıkıldık birader; gevşek gevşek konuşmanızdan, Amazon’a türlü türlü sipariş verip Cuma namazında Allah din edebiyatı yapmanızdan tiksindik hatta.
Midemiz kaldırmıyor artık anlıyor musunuz?
Cehaletinizi kutsamanızdan, arsızlıklarınız, yüzsüzlüklerinizden bıktık.
Merhametsizliklerinizden de; çocuğu, kadını, gençleri bırakınız korumayı zalimce yok etmeye kalkışmanızdan bunaldık.
Köpekleştirdiğiniz yargınızdan, milletin parasını sorumsuzca çar çur etmenizden, hapishaneleri doldurup bununla övünmenizden sıkıldık!
Şu yılışık halinizden tiksindik.
İktidara geldikten sonra paranıza trilyonlar katmanızdan, hanedanlar gibi yaşamanızdan, gemi filolarınızdan, petrol tankerlerinizden, medyaya çöreklenmenizden, masum insanların malına mülküne musallat olmanızdan, size muhalif olan herkese çökmenizden sıkıldık.
Köprü yapıyor ayağına milleti tırtıklamanızdan, yandaşı ihya etmenizden, ekonomiyi batırmanızdan sıkıldık.
Bankaların içini boşaltmanızdan, başta kayınvalideniz ve pederiniz olmak üzere gizli kapaklı yüzlerce müesseseye sahip olmanızdan gına geldi.
Sıkıldık kardeşim, size ve size dair ne varsa her şeyden sıkıldık, tiksindik, midemiz bulanıyor.
Zulümlerinizden sıkılma eşiğini çoktan aştık, gücümüz yetmediği için sadece Allah’a havale edebiliyoruz artık. Siyasal dinciliğinizden, sözüm ona İslamcı ve ikiyüzlü, riyakâr politikalarınızdan sıkıldık.

Kamuda liyakati çökertip, liyakatsizlerden oluşan bir devlet kurmanızdan sıkıldık. hayvanat bahçesi müdürünün TÜBİTAK’ı yönetmesinden, kızını imtihansız devlet memuru yapan hakimden, çay toplayan yüksek yargı mensubundan sıdkımız sıyrıldı.
Türkiye’yi vasat ve ezikler devleti yapmanızdan sıkıldık tamam mı?
Cahilliğe övgü dizmenizden, etime düşman olmanızdan, öküzlüğü yüceltmenizden sıkıldık be bilader!
Kayınpederinizden inanılmaz sıkıldık ayrıca. Onun nefretinden, kininden, her şeye öfkesinden, düşmanlaştırmasından, ötekileştirmesinden, yalanlarından, bunamasından bunaldık.
Görgüsüzlüğünüzden, sonradan görmeliğinizden, angutluklarınızdan, kazmalıklarınızdan bıktık usandık.
Diplomasızlığınızdan, yüzsüzlüğünüzden, üçkâğıtçılıklarınızdan (bunu söylemiş miydim?) sıkıldık.
Milleti salak yerine koymanızdan, balık hafızalı zannedilmekten, özgürlükleri yok etmenizden, ülkeyi tımarhaneye çevirmenizden sıkıldık.
Senden sıkıldık misal, ailenden, eşinden, kaynanandan, kayınbabandan, baldızından, bacanağından, kayınçondan sıkılmak ne kelime, hiçbirini görmek bile istemiyoruz artık!
Kirinizden, kininizden, kibrinizden sıkıldık inan.
Kalpsizliğinizden, nursuzluğunuzdan, onursuzluğunuzdan, vicdansızlığınızdan sıkıldık.
Zulmetmenizden ama güce tapıyor olmanızdan. Dün küfrettiğinizin ayağının altını bugün yalamanızdan, bugün yücelttiğinizi yarın karalamanızdan sıkıldık!
Sadece sizden değil;
Bekir’den Burhan’dan, Süleyman’dan sıkıldık.
Hilal’den, Cem’den, Yiğit’ten, Selvi’den sıkıldık!
Çetelerinizden, mafyalarınızdan, istihbaratınızdan, Sadat’ınızdan, Sedat’ınızdan sıkıldık.

Katillerinizden, silahlı milislerinizden, komplolarınızdan, kalleşliklerinizden, mafyalarınızdan sıkıldık.
Sarayınızdan, makam otolarınızdan, korumalarınızdan, konvoylarınızdan sıkıldık be!
Cari açığınızdan, faizlerinizden, döviz kurunuzdan, borsanızdan yalan dolanınızdan ‘kal’ geldi.
TRT’nizden, Anadolu Ajansınızdan, Pelikan yalınızdan, TÜRGEV’inizden, TÜGVA’nızdanTİKA’nızdan, SETA’nızdan sıkıldık.
Ensar’ınızdan, IHH’nızdan, kararnlık tipli vakıf temsilcilerinizden, anketçilerinizden, banketçilerinizden, yancılarınızdan bayıldık bunaldık.
Medyanızdan, televizyonlarınızdan, Turgay’dan, Nuh’tan, Karaaliloğlu’ndan, Kekeç’ten, Davut’tan sıkıldık işte!
Kana doymamanızdan, şehitlerin kanını üzerinde zıplamanızdan, masumları katletmenizden, şehirlerimizi bombalamanızdan, JÖH’ünüzden, PÖH’ünüzden, tümünüzden sıkıldık.
Fırçanızdan, azarınızdan, kalayınızdan, halayınızdan, alayınızdan sıkıldık kardeşim!
Ahlaksızlığınızdan, puştluğunuzdan, yalancı dostluğunuzdan, yapmacıklığınızdan tiksindik artık.
Partinizden, bakanlığınızdan, liderliğinizden, evinizden, yolunuzdan, yolsuzluğunuzdan, arsızlığınızdan sıkıldık.
Milletin sırtından geçiminizden, yalan yanlış seçiminizden, sarayda beyaz çay içiminizden sıkıldık.
Servetinizden, haram malınızdan, para kasanızdan, ayakkabı kutularınızdan sıkıldık.
Kayınpederinizin suratını sabah akşam görmekten, sizin gevşek sırıtışınızı her haber bülteninde zaplamaktan, Burhan’ın ebleh bakışlarına katlanmaktan sıkıldık.
Haramzadeleri beslemekten, semirmenizden, şişmanlamanızdan, hormanlaşmanızdan sıkıldık.
Ülkeyi parsel parsel satmanızdan, yükü milletin sırtına atmanızdan, suçu başkasına yıkmanızdan sıkıldık.
Münafıklığınızdan, fasıklığınızdan, şeytanlıklarınızdan sıkıldık.
Sahte projelerinizden, uçmayan uçaklarınızdan, çalışmayan arabalarınızdan, geçilmeyen köprülerinizden sıkıldık.
Siftahsızlıktan sıkıldık, küstahlığınızdan sıkıldığımız kadar. Kendinizi bir matah zannetmenizden, feriştah rolüne bürünmenizden, sahte Bismillah’larınızdan, aldığınız ahlarınızdan, sayılamayacak günahlarınızdan sıkıldık.
Gülünç izahlarınızdan, berbat mizahlarınızdan, sahte ilahlarınızdan, kayıt dışı silahlarınızdan bunaldık ve sıkıldık.
İkiyüzlü âlimlerinizden, tecavüzcü muallimlerinizden, irili ufaklı zalimlerinizden sıkıldık.
Boy boy zorbalarınızdan, torun-torbalarınızdan, yiyici akrabalarınızdan, leşçi akbabalarınızdan, kaynatalarınızdan sıkıldık.
Her geçen gün çoğalan yalanlarınızdan, daralan alanlarımızdan, sahte kahramanlarınızdan, nitelikli çalanlarınızdan, üçkâğıtçı bakanlarınızdan, kırk haramiler gibi talanlarınızdan bıktık.
Zehirli yılanlarınızdan, leş peşindeki sırtlanlarınızdan, yağmaladığınız kovanlarınızdan bıktık.
Sahte hayallerinizden, tutulmayan vaatlerinizden, rüşvet saatlerinizden, ilkel inşaatlarınızdan, bankalarınızdan, Halk’ınızdan, Ziraat’larınızdan usandık!
Utanmazlıklarınızdan, pişkinliklerinizden yanmazlıklarınızdan, arsızlıklarınızdan hayâsızlıklarınızdan bıktık.
Günler boyu nelerden bıktığımız saymaktan da bıktık.
Bıktık işte…
(TR724)