Dolandırılmaya Doyamayanlar

HABER-YORUM | KEMAL AY

Çiftlik Bank balonu sonunda patladı. Daha önce ‘Jet Fadıl’ diye anılan Fadıl Akgündüz’e defalarca dolandırılmayı başaran Türkiye insanı, bu kez de 25 yaşındaki genç bir ‘girişimcinin’ vaatlerine aldandı. Dün şirket yöneticilerine ulaşamayan vatandaşlar, merkez binaya vardıklarında, buranın sessiz sedasız boşaltıldığına şahit oldu. Yöneticilerin bir bölümünün yurt dışına kaçtığı ortaya çıktı. Şirketin genel müdürü bile ‘kandırıldım’ deyince, şirkete para yatıran insanlar, ülkenin çeşitli yerlerindeki çiftliklere giderek hayvanları götürmeye karar verdi.
Buna dünyada Ponzi Dümeni deniyor. Diyelim birisine gidip ‘Bana 100 lira ver, bir ay içinde sana 120 lira olarak geri vereyim’ dediniz. Sonra başkalarını da bu havuza dâhil ettiniz. Bu arada para aldığınız insanlara, ‘Sen de birilerini getir, sen de aynı şekilde komisyon al’ dediniz. Bir noktadan sonra insanlara paralarını geri ödemek yerine, ‘Biraz daha dursun, daha fazla kazan’ gibi ahlaksız teklifler yapmaya başlıyorsunuz.
Yattığı yerden para kazanmak tatlı geldiği için, insanlar paralarını burada tutmaya devam ediyorlar. Hatta yeni insanlar da getiriyorlar ki daha fazla para kazanılsın. Bu arada cidden para kazananlar, geri ödeme alanlar da oluyor. Gelgelelim, bu işi başlatan dolandırıcılar, bir noktadan sonra mevcut birikimi toplayıp kaçmayı başarıyor. Türkiye’de daha önce Titan Saadet Zinciri ile örneğini gördüğümüz bir sistemdi bu. Ancak Çiftlik Bank biraz farklı.

CAZİP BİR PROJE GÖRÜNTÜSÜ
Şöyle ki: Ülkenin çeşitli yerlerinde çiftlikler açan şirket, mobil bir oyun arayüzü yaparak insanlara bilgisayar başından çiftlik yönetmeyi vaat ediyordu. Para verip çiftlikte ürün veren hayvanlardan satın alıyorsunuz ve bu ürünlerin parasını siz kazanıyorsunuz. Aslında kârlı olabilecek bir yatırım. Oyun modülünde olması, insanların meseleyi anlamasını ve inanmasını kolaylaştırıyor. Bu arada çiftlikte üretilen ürünler, yine Çiftlik Bank adını taşıyan şarküterilerde satılıyor. Sahipleri de bu işten hayli para kazanıyor.
Gelgelelim, Türkiye çapında yaklaşık 77 bin kişiye ulaşan bu organizasyon, 500 milyon lira civarında bir gelir elde ettikten sonra kayıplara karıştı. Kurumun Facebook sayfası da kapatılınca insanlar dolandırıcılığın farkına vardı ancak iş işten geçmişti. Tıpkı insanlara ev, devremülk, hatta Maldivlerde ada vaat eden Fadıl Akgündüz gibi, Çiftlik Bank’ın sahibi Mehmet Aydın da, insanları somut bir projeyle dolandırmış oldu.

DOLANDIRICININ DA İNSAFLISI
Herkes bu kadar insaflı değil elbette. ‘Ben Allah’ım’ diyerek bir esnafı eski parayla 2,5 trilyon (şimdi 2,5 milyon) lira dolandıran şebeke vardı hatırlarsanız. Sadece o da değil, dolandırıcılıkta bir zirve olarak gösterilen Selçuk Parsadan’ın dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i arayarak örtülü ödenekten para temin ettiği de görüldü. Parsadan, tabiri yerindeyse VIP dolandırıcıydı, sadece Çiller’i değil, Demirel’i, valileri, vali eşlerini dolandırmıştı.
Dolandırıcılık demişken Sülün Osman’ı anmamak olmaz. Rivayete göre Sülün Osman, arkadaşlarıyla Dolmabahçe’ye gider, orada arkadaşlarına saatlerini ayarlatır ve karşılığında para alırmış. Bunu gören saf vatandaşlar, ‘Ne kadar kazanıyorsun böyle’ diyerek dümene dâhil olurmuş. Sülün Osman’ın ‘Ben, beni dolandırdığını düşünen vatandaşı dolandırıyorum’ dediği söylenir. Yani aslında muhatabına baya kârlı ama ahlaksız bir teklifte bulunur, kabul görür ve böylece yemlemiş olur.
DARISI 77 MİLYONUN BAŞINA…
Bütün bu tuzakların arkasında aynı şey var. İnsanların, ‘kolay’ olana karşı zaafı, ‘yattığı yerden para kazanma’ sevdası. Sadece Türkiye insanına has bir durum değil üstelik. Dünyanın çeşitli yerlerinde bu tarz dolandırıcılar mevcut. E-posta kutularınıza çok sık kendini bilmem nerenin prensi, prensesi olarak tanıtıp size para vermeyi teklif eden mektuplar düşüyordur. Bütün dünyada yaygın bir dolandırıcılık yöntemi. Çoğu kez güveninizi istismar ederek, zaaflarınızdan faydalanarak yaklaşıyor ve sizi beş parasız bırakabiliyorlar. Nihayet duruma uyanıp çare aradığınızda ise, her şeyi kendi iradenizle yaptığınız için, size kimse el uzatamıyor.
Gelgelelim, bu manipülasyon ve kandırma işini sadece maddi dolandırıcılar yapmıyor. Bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan şeyler söyleyen ‘diyetisyen’ tiplemeleri, yarı-bilimsel konuşmalar yapıp kişisel gelişim uzmanı gibi kitaplar yazanlar, oy almak için bin dereden su getiren siyasetçiler, hiçbir birikimi olmadığı hâlde televizyonlara çıkıp bol keseden sallayan gazeteciler, dinden bahsettiğini zanneden ancak sadece kendi çıkarını gözeten hakiki şarlatanlar… Liste uzayıp gidiyor. Sonuç değişmiyor.
Çiftlik Bank’a para yatıran 77 bin kişi dün itibariyle uyandı. Darısı saçma sapan masallarla uyutulan 77 milyon Türkiye halkına…
(tr724)