Murdar Edilenler…

YORUM | ALPER ENDER FIRAT |

Öylesine akıldan, izandan ve vicdandan uzaklaştınız ki murdar olduğunuzun bile farkında değilsiniz.
Mala ve dünyaya öyle bir şehvetle saldırıyorsunuz ki ‘domuz pisliği’ yediğinizi bile anlamıyorsunuz.
Allah size tükürdüğünüz her balgamı yalatıyor da, onu bile büyük bir iştah ve zevkle midenize indiriyorsunuz.
‘Hac yolculuğuna çıkmış harami’ olduğunuzun siz bile farkında değilsiniz.
Boynunuza torunlarınızın torunlarının bile göreceği büyüklükte kocaman bir ‘hırsız’ levhası asıldı ama fark etmeyecek kadar talana dalmış durumdasınız.
Kendi yaptığınız putlara öyle bir iman ettiniz, kalbinizdeki imanın yerine öyle bir geçti ki o putlar, siz ‘Alemlerin rabbi olan Allah’a’ iman ettiğinizi söylerken bile o putlara tapıyorsunuz.
Yoldan çıktıkça Allah kalbinize dünya sevgisi verdi, dünya sevginiz arttıkça daha çok çaldınız, daha çok yok ettiniz. Ağaçları kestiniz, gölleri, dereleri kuruttunuz. Kurdun, kuşun, hayvanatın yuvası demeden ormanları yaktınız.
yol-spot
Elinizden hiçbir güzellik çıkmasın diye Allah sizi betona aşık etti. Beton döktükçe mutlu oldunuz, mutlu oldukça beton döktünüz. Bunun nasıl bir ruh karanlığı olduğunu, o zifirî karanlığı anlamadınız bile.
O kadar çok yalan konuştunuz, yalan ağzınızı o kadar doldurdu ki Allah da dilinize doğru söylemeyi unutturdu.
Hakikati o kadar çok incittiniz ki Allah da sizi, ‘her şeyinize alkış tutan vicdanı alınmış takipçilerinizle’ birlikte her gün yeni bir cehennem gayyasına attı. Her gün yeni bir pislik kuyusuna düştüğünüzü fark etmeyecek kadar ruhunuz kirlendi.
Allah, size bir gün Putin’in ayağını öptürüyor, bir gün Trump’ın. O da yetmiyor bir gün İran’ın kapısında dolandırıyor, bir gün Esed’in. Bir gün İsrail’e muhtaç ediyor sizi, bir gün Shangay’a. Bir gün Bahçeli’nin gözünün içine baktırıyor, bir gün Perinçek’in.
Her gün biraz daha itibarsızlaşıyor, her gün biraz daha ‘kovulmuş’lardan oluyorsunuz.
Allah herkese nasıl bir ruh taşıdığınızı bir bir gösteriyor. Bir gün Mavi Marmara’da yüzüstü bıraktıklarınız sizin gerçek yüzünüzü öğreniyor, bir gün Çin’e teslim ettiğiniz Uygurlar. Bir gün Tatarlar nasıl bir ikiyüzlü olduğunuzun farkına varıyor bir gün Filistinliler, Çeçenler, Suriyeliler…
Müslümanlara en acımasız kafirin bile yapmaya cesaret edemeyeceği zulümleri yaptınız. Bebekleri, lohusa kadınları, gencecik kız evlatlarını hapsettiniz. Ruhunuz o kadar kirli, vicdanınız o kadar zifirî bir karanlıkta ki Allah dilinize hakperest bir kelime etmeyi nasip etmedi. Savaşta kadına, çocuğa, yaşlıya el kaldırılmaz bile diyemediniz. Yok korktuğunuz için değil, Allah bunu size nasip etmiyor. Kalbinizi ve dilinizi iyiliğe mühürledi. Yazık ki kovulmuş şeytan gibi kovulduğunuzun farkında bile değilsiniz.
Allah sizi yolsuzlukla iktidardan uzaklaştırmadı, öyle gitseydiniz bir kahraman olarak geri gelecektiniz. Sizin gerçek kimliğinizi bütün dünyaya ve tarihe göstermek için sizi iktidarda tuttu.
Siz şimdi ‘bozgunda fetih rüyası’ görmeye devam edin. Gerçekte kazanmıyorsunuz, mağlup oldunuz. Yok yok yenilmiyorsunuz, yenilmek de şerefle olur.
Siz murdar oluyorsunuz.
(TR724)