Yeni Asya gazetesinin köşe yazarlarından Süleyman Kösmene’nin bugünkü yazısında ilginç bir bilgi yer aldı. Okuyucu yorum ve mektuplarının yer aldığı bölümde, İstanbul Kartal’dan bir okuyucunun verdiği bilgi dikkat çekti. Cami imamının içinde beddua olduğu gerekçesiyle Kur’an-ı Kerim’de 111. Suresi Tebbet Suresi’ni okudamadığı ortaya çıktı.
Bu bilgilere göre, Diyanet İşleri Başkanlığında AKP yandaşı politikalar ve özellikle imamlardaki siyasal tavırlara bir yenisi daha eklenmiş oldu.
Kösmene’nin köşesindeki ilginç ayrıntı ve yorumu şöyle:
TEBBET SÛRESİ NAMAZDA OKUNMAZ MI?
Kartal’dan Yusuf İyigün: “Teravih namazı kıldıran hoca Tebbet Sûresini atlıyor, okumuyor. Sebebini sorduğumda Tebbet Sûresinin bedduâ sûresi olduğunu, onun için namazda okumadığını söylüyor. Böyle bir hüküm var mıdır?”
Tebbet Sûresi Kur’ân’ın 111. Sûresidir. Diğer sûreler gibi vahiyle inmiştir ve Allah kelâmıdır. Dolayısıyla her âyetin ve sûrenin nasıl namazda okunma riyaseti varsa, bu sûrenin de namazda okunma riyaseti vardır. Bu sûrenin namazda okunmayacağı ile ilgili hiçbir hüküm yoktur. Özel bir hassasiyete de gerek yoktur. Şefkatimizi Cenâb-ı Hakk’ın şefkatinden ileriye sürmek, her şeyden önce Cenâb-ı Hakk’a karşı hürmetsizlik ve edepsizlik olur.
Bu sûre Asr-ı Saadetten beri diğer sûreler gibi namazlarda sırası geldikçe okuna gelmiştir. Sadece şöyle bir olay rivayet edilir: Asr-ı Saadette bazıları Ebu Leheb’in kızı Dürre’yi gördükçe yüzüne karşı Tebbet Sûresi okudu. Oysa Dürre Müslüman olmuştu. Dürre bu Sûrenin yüzüne karşı okunmasından incinerek Peygamber Efendimiz’e (asm) gelip şikâyet etti. Peygamber Efendimiz de (asm) bu kişileri uyardı ve: “Dürre bendendir, ben ondanım. Onu inciten beni incitmiş olur.” buyurdu. Bunun üzerine Ashab-ı Kiram bir müddet Tebbet Sûresi’ni okumaya çekindiler.
İşin aslı böyledir. Fakat burada görüldüğü gibi Ebu Leheb’in kızı da olsa bir sahabe olan Dürre’ye karşı yapılmış bir nezaketsizlik vardır. Problem Tebbet Sûresi’nde değil, gösterilen nezaketsizliktedir.
Bu bilgilere göre, Diyanet İşleri Başkanlığında AKP yandaşı politikalar ve özellikle imamlardaki siyasal tavırlara bir yenisi daha eklenmiş oldu.
Kösmene’nin köşesindeki ilginç ayrıntı ve yorumu şöyle:
TEBBET SÛRESİ NAMAZDA OKUNMAZ MI?
Kartal’dan Yusuf İyigün: “Teravih namazı kıldıran hoca Tebbet Sûresini atlıyor, okumuyor. Sebebini sorduğumda Tebbet Sûresinin bedduâ sûresi olduğunu, onun için namazda okumadığını söylüyor. Böyle bir hüküm var mıdır?”
Tebbet Sûresi Kur’ân’ın 111. Sûresidir. Diğer sûreler gibi vahiyle inmiştir ve Allah kelâmıdır. Dolayısıyla her âyetin ve sûrenin nasıl namazda okunma riyaseti varsa, bu sûrenin de namazda okunma riyaseti vardır. Bu sûrenin namazda okunmayacağı ile ilgili hiçbir hüküm yoktur. Özel bir hassasiyete de gerek yoktur. Şefkatimizi Cenâb-ı Hakk’ın şefkatinden ileriye sürmek, her şeyden önce Cenâb-ı Hakk’a karşı hürmetsizlik ve edepsizlik olur.
Bu sûre Asr-ı Saadetten beri diğer sûreler gibi namazlarda sırası geldikçe okuna gelmiştir. Sadece şöyle bir olay rivayet edilir: Asr-ı Saadette bazıları Ebu Leheb’in kızı Dürre’yi gördükçe yüzüne karşı Tebbet Sûresi okudu. Oysa Dürre Müslüman olmuştu. Dürre bu Sûrenin yüzüne karşı okunmasından incinerek Peygamber Efendimiz’e (asm) gelip şikâyet etti. Peygamber Efendimiz de (asm) bu kişileri uyardı ve: “Dürre bendendir, ben ondanım. Onu inciten beni incitmiş olur.” buyurdu. Bunun üzerine Ashab-ı Kiram bir müddet Tebbet Sûresi’ni okumaya çekindiler.
İşin aslı böyledir. Fakat burada görüldüğü gibi Ebu Leheb’in kızı da olsa bir sahabe olan Dürre’ye karşı yapılmış bir nezaketsizlik vardır. Problem Tebbet Sûresi’nde değil, gösterilen nezaketsizliktedir.