Konuşma sebebi ne olursa olsun Arınç’a katılıyorum

Cemaatle ilgisi olan olmayan ‘tonla insan’ı aynı KHK çuvalına attılar.

Tonla vurgusunu özellikle seçtim,  çünkü ancak böyle gerçeğe yaklaşabildiğimi düşünüyorum.

Bir eleme yapmadan, detaylı bir çalışmanın süzgecinden geçirmeden, üstünkörü, kör nokta atışlarıyla birilerini belirlediler, araya “muvafık” bulunmayan akademisyenleri de ekleyip ‘paketlediler!’

Boş yere pakete girenler de, yedi cedleri de, ne haklarını etkili bir şekilde arayabiliyor, ne de yiyecek ekmeğin peşine düşebiliyor.

Mimlendiler, hedefe kondular, “terörist bunlar” dendi ve açlığa bırakıldılar. Aslında özeti budur.

Gidemez, kalamaz, dönemez, hiçbir şey yapamazlar! Tüm yolları kapalı. Bir adları ve soyadları var ve onlara her şey yasak.

Nefes alıp vermek dışında!

Binlerce insan, hayatında cemaatin c’siyle karşılaşmamış ama “teröristsin” noktasında buluvermiş kendini.

Buyurun ya intihar edin ya da kahırdan ölün deniyor adeta.

Bülent Arınç bildiğimiz Bülent Arınç, evet…

Yılların kurdu, evet.

AK Parti ve çevresini hepimizden iyi tanıyor ve bu açıklamasıyla linç edileceğini de hepimizden iyi biliyor, evet.

Bir plan dâhilinde konuyu gündeme oturtmuş görünüyor, evet.

Ama haklı arkadaşlar.

Üzgünüm.

Ve sebebi her ne olursa olsun ‘içeriden’ birinin, ‘kıymet verdikleri’ birinin “Bu bir felakettir” demesini önemli buluyorum.

Altında yatan nedenleri bırakalım kendileri tartışadursun.

Ama lütfen bu tartışmalar en azından bir nefes deliği oluştursun…

Tuğçe Tatari’nin kaleme aldığı bu yazı T24 sitesinde yayımlanmıştır. Tamamını okumak için linki tıklayınız.