Hain Darbe Girişimi ve Acı Veren Itiraflar

[Erhan Başyurt]

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden neredeyse 9 ay geçti, Yurtta Sulh Konseyi üyeleri, darbenin lider kadrosu ve darbenin planlayıcıları halen belirsiz.
Bırakın darbenin aydınlanmasını, her şey gün geçtikçe daha karanlık hale geliyor.
***
Darbenin üzerindeki örtü kaldırılmıyor ama darbenin önceden haber alındığı ve ”sivil dikta” inşa etmek için ”karşı darbe” amaçlı kullanıldığı ortaya çıkıyor.
***
darbe spotHalkı gece yarısı sokağa çağıran liderlerin, darbe planından en az bir gün öncesinden haberdar olduğu netleşiyor.
Doğu Perinçek, Yeni Şafak gazetesine bir gün önce haber verdiklerini açıkladı.
Milletvekillerinin kendilerini arayıp bilgi aldıklarını anlattı.
Yeni Şafak gazetesi de kendilerine darbe öncesinde bilgi verildiğini doğruladı.
***
Darbe günü öğlen saatlerinde MİT’e bir yüzbaşının bizatihi giderek haber verdiği biliniyor. O yüzbaşı garip şekilde tutuklu.
15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan‘ın darbe başlamadan saatlerce toplantı yaptığı herkesin malumu.
Şimdi her iki ismin Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda bir gece önce de bir araya geldikleri iddia ediliyor.
***
Darbe ile ilgili kafalardaki onlarca soru işareti zaten ilk günden varlığını koruyor.
Akşam 21.00’de Boğaziçi Köprüsü’nü tek yanlı, acemi askerlerle kapatmak neden?
Darbenin hedefi siyasilerden hiçbirisi etkisiz hale getirilmeden ve medya kuruluşları susturulmadan darbe yapmak mümkün mü?
Erdoğan, hava sahası kapalı iken İstanbul’a indirilip, basın toplantısı yaptığı halde Marmaris’teki oteline ‘‘suikast baskını” yapmanın kime ne faydası var?
Darbenin hedefindeki Cumhurbaşkanlığı veya Başbakanlık değil de tüm muhalif partilerin bulunduğu TBMM neden özenle bombalandı?
***
Madem en az bir gün önce herkes tarafından biliniyordu neden 240 kişi hayatını kaybetmeden hain darbe girişimi ifşa edilip önlenmedi?
Halk sokağa çağrılıp, medya desteği başından temin edilmedi?
Madem darbenin komuta kademesi bilinmiyor, Meclis Darbeyi Araştırma Komisyonu‘nun ortaya çıkarmasına izin verilmedi, 200 bin sivil neden ve neye dayanarak KHK’larla tasfiye edildi ve mağdur edildi?
***
İtiraflar ardı ardına gelmeye devam ediyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ‘‘İhraç ettiklerimizi suçlu oldukları için değil, idari bir tasarrufla ihraç ettik” diyor.
İktidarın iki kalemşörü Cem Küçük ve Rasim Ozan Kütahyalı, darbecilerin arasında Kemalistler ve solcular da olduğunu, FETÖ diyerek gizlediklerini yazılarıyla itiraf ettiler.
Ulusalcılarla iktidar arasındaki ittifak referandum nedeniyle bozulunca, gerçekler bir bir dökülüyor.
***
Suyu kasten bulandırdılar, puslu havanın dağılmaması için büyük gayret gösteriyorlar.
Bu arada, ”sivil dikta” kurmak, ”Tek Adam” rejimine geçmek için 50 bin insanı suçsuz yere hapse attılar.
200 medya kuruluşunu hukuksuzca kapatıp, 2 bin eğitim kurumu, 3 bin firma ve vakfa keyfi kararlarla el koydular.
Yeni doğum yapmış anneleri, dedeleri, nineleri bile tutukladılar.
Zulümleri 28 Şubat’a rahmet okutur derece arttı.
”Karşı devrim” hayaliyle, sonuca götüren her yolu ve yalanı mubah görüyorlar.
***
Darbenin üzerinden 9 ay geçti, komuta kademesi halen bilinmiyor ama darbeyi sivil siyasetçilerin önceden bildiği ve istismar ettiği artık net.
Ülkeye ve halka tuzak kuranlar, yaptıkları hilelerin ortaya çıkmayacağını ve zulümlerinin hesabını vermek zorunda kalmayacaklarını düşünüyorlarsa hayal görüyorlar.
Zaman her şeyin ilacı… Aktif sabırla, ”zülüm ile abad olunmaz” hakikatinin bir kez daha ortaya çıkmasını bekleyip, göreceğiz!

  • Bitti –