MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Hükümet Osmanlıyı ihya etme rüyasıyla yoluna devam ediyor. Bu yolun sonunda başkanlık da yetmez, halifelik talep edilirse şaşırmayın. Çünkü halifelik kaldırılmadı, Meclis’in uhdesine gömüldü. İktidar “halk isterse her şey olur” anlayışıyla hareket ettiği için anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğa ulaştığı anda, “halifelik” yetkisini Meclis’ten alıp “Başkan”a verebilir.
Halife ne yapar?
Eski Osmanlı coğrafyasında hakimiyet kurma özlemiyle tamamen Ortadoğu bataklığına yönelir.
Zaten bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunların kaynağında Osmanlıyı canlandırma hayaliyle inşa edilen “stratejik derinlik” politikası yatmıyor mu?
Bakın, biz Suriye’de Esad hükümetinin yıkılmasını hedef alan bir politika izlemesek, Suriye’nin bölünmesine, parçalanmasına seyirci kalmasak PYD bu kadar güçlenir miydi? Türkiye sınırı boyunca uzanan bir şeritte hakimiyet kurabilir miydi?
PYD güçlendikçe, PKK’yı zayıflatmak mümkün değil. Çünkü silahlı güçleri, siyasi hedefleri aynı. Sonuçta Suriye ile sınırlı kalmayan, Türkiye’nin güneydoğusunu da hedef alan bir sürecin içindeyiz. Bu süreçte PKK zayıflamadığını göstermek için Batı’da ses getirecek eylemler düzenlemeye devam edecektir. Dün İstanbul’da meydana gelen araçlı bombalı saldırıyı da tıpkı Ankara ve İstanbul’da düzenlenen diğer saldırılar gibi bu çerçevede değerlendirmek lazım.
Eski diplomatlar, uzmanlar yıllardır televizyonlara çıkıp Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına saplanmaması gerektiği yolunda uyarılar yapıyordu. Ama hükümet, “stratejik derinlik” kazanma hevesiyle bataklığın içine daldı. Geçmişe özlemle, orada gelecek aramaya başladı. Türkiye yıllardır bu arayışın faturasını ödüyor. Terör saldırılarıyla ödüyor, perişan vaziyette Türkiye’ye sığınan 3 milyon mülteciyle ödüyor, Güneydoğu’daki çatışmalarla ödüyor.
Suriye’ye ihracatımız azaldı, ihraç yollarımız tıkandı. Milyarlarca dolarlık kaybımız var. Bir tek kişi çıkıp Suriye’nin iç işlerine karışmaktan dolayı Türkiye’nin herhangi bir yarar sağladığını söyleyemez. Ama zararları saymakla bitmiyor.
Ayakları yere basmayan, fazla duygusal bir dış politika inşa ederseniz olacağı budur. Dış politikada “hayalci” olmak ülkeleri ve milyonlarca insanı felaketin içine sürükleyebilir. Türkiye’nin süratle bu politikayı terk etmesi, Suriye ile ilgili politikasını da gözden geçirmesi gerekiyor.
“Stratejik derinlik” meselesine kafa yoran Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, dün Başkent televizyonunda bu politikanın mimarı olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na öneride bulundu:
“Şimdi emekli oldu. Vakti bol. Otursun Stratejik Derinlikte Nasıl Boğulduk, diye yeni bir kitap yazsın!…”
[email protected]