Kılı kırk yararak yaşadı, ardında hoş bir sadâ bıraktı

MEHMET AKBAŞ / YORUM

Ali Akın abiyi Konya’da AKTİSAD başkanlığı yaptığı dönemde, derneğin organize ettiği bir programda tanımış ve değişik vesilelerle ayaküstü konuşmalarımız olmuştu. Farklı bir kişiliği vardı. Üzerinde sürekli mütebessim bir hüzün taşırdı.

‘TAM BİR İTİDAL İNSANIYDI’

Hizmet hareketinin en parlak dönemlerinde yapılan faaliyetlerde genel bir coşku hissedilir ve insanlar bu coşkuya iştirak ederdi. O ise üzerindeki hüznü taşımaya devam eder bu coşkuya itidalli yaklaşırdı. Aslında en önemli özelliği bence bu itidaliydi.

Yemesine, içmesine çok dikkat eder en ufak bir şüphenin bulaştığı bir gıdayı asla ağzına koymazdı. Boş konuşmayı sevmez, bulunduğu ortamda böyle bir duruma izin vermezdi.

GİRİŞİMCİLERE UFUK AÇTI

Eczacı olmasına rağmen girişimcilik ufku çok açıktı. Bu vasfıyla Konya’da birçok esnafa ön ayak olmuş, onlara parlak fikirler üretmişti. Kendisi de bir piston fabrikası kurmuştu.

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasındaki süreçte iş insanları arasında Hizmet hareketinden kopmalar başlamış, insanlar mallarıyla ve canlarıyla tehdit edilir olmuştu.

AĞIR BASKILARA MARUZ KALDI

Konumu gereği Konya’nın önde gelen siyasileriyle yakın tanışıklığı olan Ali abi, bu siyasiler tarafından hizmetten ayrılma baskılarına maruz kalmış ama hiçbirine eyvallah etmemişti.  

O bir zaman ve zemin adamı değil inandığı değerlerin adamıydı. Gönül verdiği davanın liderini çok sever, onun önderlik ettiği hareketin yaşadığımız dünyaya güzellikler getireceğine şeksiz şüphesiz inanırdı.

DURUŞUNU HİÇ DEĞİŞTİRMEDİ

Bu yolda önce mallarından oldu, ardından vatanını terk etmek zorunda kaldı. Çok onurlu bir insandı ve hizmet mensuplarına yapılanları hiç hazmedemedi. Fakat duruşunu hiç değiştirmedi.

Yıllar sonra Ali abiyle Romanya’da karşılaştık. Beni bir gün akşam yemeğine evine davet etmişti. Salgın şartları yüzünden birbirimize sarılmasak da o mütebessim hüznü ile ortamı sarıp sarmalamıştı.

MAĞDURLARIN DERDİ ONUN DERDİ İDİ

Kendi imkansızlıklarına bakmadan, mağdur olan Hizmet gönüllülerinin sıkıntılarını kendine dert edinmişti. Her zaman ‘Bu insanların yaralarını sarmak adına neler yapılabilir?’ diye düşünür dururdu.

UZUN SÜRE EŞİ VE ÇOCUKLARINDAN AYRI KALDI

En büyük oğluyla Türkiye’den ayrıldıktan sonra hiç görüşemedi. Bu sıkıntılı süreçte büyük fedakarlıklar yapan eşi Emine hanım da uzun bir süre Ali abiden ve 12 yaşındaki en küçük oğlundan 3,5 yıl ayrı kaldı. O da birçok dava arkadaşıyla aynı kaderi paylaşarak Meriç’ten geçip ailesiyle bir araya geldi. Beyin kanserine yakalanan rahmetli eşine bir bebek hassasiyetle gözü gibi baktı Emine abla.

SON MESAJI: ‘BU DÜNYA İÇİN İNSANIN BİRBİRİNİ YEMESİNE GEREK YOK!”

Ali abi, aile fertlerine gönderdiği son video mesajında hayat felsefesini şöyle özetliyordu: “Bu küçük ve komik dünya için insanların birbirini yemesine gerek yok. Paylaşılamayacak hiçbir şey yok. Allah iman versin herkese…”

Sonuç olarak Ali Akın abi, şahsına münhasır bir hassasiyetle hayatını titizlikle yaşayıp emanetini teslim etti. Kubbede hoş bir sâdâ bıraktı.

Allah rahmet etsin.