AB sınırlarında ‘pasaport damgası’ yerine ‘biyometrik’ dijital kayıt dönemi bugün başladı

Avrupa Birliği (AB), Birlik ülkeleri dışından gelen yolculara yönelik düzenlediği dijital Giriş-Çıkış Sistemi'ni (EES) bugün yürürlüğe koyuyor. Parmak izi ve yüz taramasıyla yapılacak kontrollerin uzun kuyruklara yol açmasından endişe ediliyor.

Avrupa Birliği (AB), on yılı aşkın hazırlığın ardından hayata geçirdiği Birlik dışından gelenlere yönelik Giriş-Çıkış Sistemi (EES) bugün yürürlüğe girdi. Türkiye’den kısa süreli Avrupa’ya seyahat eden Türk vatandaşlarını da etkileyen sistemin sınırlarda uzun kuyruklara neden olmasından endişe ediliyor.

AB ülkelerinde 12 Ekim pazar gününden itibaren Schengen Bölgesi’ne girişlerde pasaport damgalama dönemi sona erdi. Yeni Elektronik Giriş-Çıkış Sistemi ile yolcuların kimlik ve biyometrik verileri dijital olarak kaydedilmeye başlandı.

EES sayesinde sınır geçişlerine ilişkin verilerin daha güvenilir biçimde toplanması, vize süresini aşan kişiler ile kimlik sahtekarlığı vakalarının daha kolay tespit edilmesi bekleniyor. Uygulamanın temel amacı ise Schengen Bölgesi’ne düzensiz girişlerin önüne geçmek ve güvenliği artırmak.

YENİ SCHENGEN SİSTEMİ (EES) İLE NELER DEĞİŞECEK?

Yeni sistemle birlikte, ziyaretçilerin pasaportlarına artık damga basma uygulaması sona eriyor. Bunun yerine, parmak izi ve yüz fotoğrafı taraması getiriliyor.

Havalimanları, limanlar ve tren istasyonlarına yerleştirilen özel tarayıcılar sayesinde, Avrupa Birliği dışından gelen kısa süreli ziyaretçilerin giriş-çıkış bilgileri otomatik olarak kaydedilecek. Bu sayede yetkililer, vize süresini aşan veya girişi reddedilen yolcuları anında tespit edebilecek. Kısa süreli ziyaret, 180 gün içerisinde en fazla 90 gün boyunca Schengen Bölgesi’nde bulunma anlamına geliyor.

BİYOMETRİK DİJİTAL KAYIT DÖNEMİ BAŞLADI

Pazar gününden itibaren, AB üyesi olan ancak Schengen Bölgesi’nin parçası olmayan Kıbrıs Cumhuriyeti ve İrlanda dışında, AB dışından gelen tüm yolcular, sınır geçişlerinde pasaportlarını gösterip parmak izi ve yüz fotoğrafı verecek.

Bu bilgiler, İzlanda, Liechtenstein, Norveç ve İsviçre gibi Schengen üyelerinden de istenecek ve çoğu durumda üç yıl süreyle saklanacak. Veriler, EES yürürlüğe girdikten itibaren ilk girişte toplanacak, sonraki seyahatlerde ise kontrol memurları pasaport sahibinin kimliğini bu verilerle karşılaştıracak.

AB’ye göre bu işlem, ilk kayıttan sonra çok daha kısa bir sürede tamamlanacak. Sistem, 10 Nisan 2026’ya kadar altı aylık bir geçiş döneminde kademeli olarak uygulanacak.

Fransa ve Almanya gibi büyük ülkeler, havaalanlarında uzun kuyruklar oluşmaması için başlangıçta yalnızca sınırlı sayıda kontrol yapacak. Estonya ve Lüksemburg gibi küçük ülkeler ise sistemi ilk günden itibaren tam olarak uygulayacak.

Diğer bazı ülkeler kademeli bir model izleyecek. Örneğin Hırvatistan’da biyometrik veri toplama süresi başlangıçta günde dört saat olacak, Aralık ayından itibaren 12 saate çıkarılacak. Slovenya da bazı Schengen giriş noktalarında sistemi aşamalı olarak devreye alacak.

VİZESİZ SEYAHAT HAKKI OLAN ÜLKE VATANDAŞLARI DA ETKİLENİYOR

Yeni kurallar, vizesiz seyahat hakkı bulunan ülkelerin vatandaşlarını da etkileyecek. Buna Birleşik Krallık, Avustralya, ABD ve Güney Amerika’nın büyük bölümü de dahil.

AB’ye aday ülkeler olan Türkiye, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya gibi komşu devletlerde vatandaşlara gecikme yaşanmaması için değişiklikleri önceden öğrenmeleri yönünde uyarılar yapılıyor.

Yeni düzenlemeden en fazla etkilenecek gruplardan biri, AB’ye sık seyahat eden ve artık AB vatandaşı olmayan İngiliz vatandaşları olacak.

SINIRLARDA UZUN KUYRUKLAR BEKLENİYOR

Yeni sistemin veri toplama sürecinin, havalimanları ve tren istasyonlarında uzun kuyruklara yol açabileceğinden endişe ediliyor.

Avrupa Parlamentosu’nda süreci yürüten siyasetçi Assita Kanko, yeni uygulamaya ilişkin olarak, “Bu sistem, pasaportu taşıyan kişinin gerçekten o kişi olduğunu ve pasaportun sahte olup olmadığını sınır görevlilerine doğrulama imkânı sağlayacak” değerlendirmesinde bulundu.

“Her zaman olduğu gibi, büyük sistemler devreye alınırken bazı aksaklıklar yaşanabilir” diyen Kanko, sistemin uluslararası seyahat için düşük sezonda başlatıldığını, ayrıca kademeli geçişin büyük sorunları önlemek amacıyla planlandığını da sözlerine ekledi.

“Bu sistem, Schengen Bölgesi’ne giriş yapan herkesin geçerli kimlik belgelerine sahip olmasını sağlayacak” diyen Kanko, “iyi niyetli ziyaretçilerin” ise endişe etmesine gerek olmadığını vurguladı.

ASIL HEDEF MÜLTECİ GÖÇÜNÜ ÖNLEMEK

Yeni sistem, Avrupa Komisyonu tarafından yaklaşık on yıl önce önerilmişti. Komisyon, EES’nin “düzensiz göçü önlemeye ve Avrupa’da yaşayan ya da seyahat eden herkesin güvenliğini sağlamaya” yardımcı olacağını belirtiyor.

Fransa İçişleri Bakanlığı’na göre sistem, vize kötüye kullanımını da tespit etmeyi kolaylaştıracak. Örneğin kısa süreli turist vizesiyle gelen bir kişinin daha sonra “özel ve aile yaşamı” gerekçesiyle oturma iznine başvurup başvurmadığı anlaşılabilecek. Ayrıca iltica başvurusu reddedilen bir kişinin Schengen Bölgesi’ni terk edip etmediği de izlenebilecek.

EES’nin tam olarak uygulanması, AB’nin bir sonraki adımı olan Avrupa Seyahat Bilgileri ve Yetkilendirme Sistemi (ETIAS) için ön koşul. ETIAS’ın gelecek yıl devreye alınması bekleniyor.

Amerikan ESTA sistemine benzeyen ETIAS kapsamında, üçüncü ülke vatandaşları Avrupa’ya seyahatten önce çevrimiçi bir form dolduracak, 20 euro ücret ödeyecek ve onay bekleyecek.

Geçerli ETIAS izni bulunmayan yolcular, uçuşa alınmayabilecek veya Schengen Bölgesi’ne girişleri reddedilebilecek.