Yurtdışına çıkmayı başaran bir grup gazeteci tarafından kurulan International Journalists Association (IJA), Türk Hükümetini; salgın nedeniyle risk grubunda olanlar başta olmak üzere tutuklu gazetecileri serbest bırakmaya; medya üzerindeki baskılara son vermeye çağırdı.
19 Gazeteci sosyal medya üzerinden açıkladığı 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü Bildirisinde, İşsiz bırakılan, tutuklanan, saldırıya uğrayan gazetecilerin varlığı, yoğun ve yaygınlaşan sansür ve kapatmalar Türkiye’de basın özgürlüğünü yok ettiği belirtildi.
İnternational journalists’tın 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’yle alakalı basın açıklaması şöyle;
1- Dünya salgınla boğuşurken Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olmaya devam ediyor.
2- Salgın nedeniyle kısa süre önce çıkartılan af düzenlemesinde, siyasi tutuklular ve gazeteciler kapsam dışı bırakıldı.
3- Terörle Mücadele Yasası kapsamı dışında tutuklu olan gazetecilerin de yararlanamaması için gece yarısı Meclis’te ek düzenleme yapıldı.
4- Türk yargısı daha ötesine geçerek, 2016 yılından beri tutuklu olan ve ceza süresini tamamlayıp, denetimli serbestlikle bırakılması gereken 20 gazeteciyi de tahliye etmiyor.
5- Yargıtay, 4 yıldır hapiste olan gazetecilerle ilgili gerekçeli kararı hala yazmadığı için, 20 gazeteci cezaları bitmiş olmasına rağmen serbest bırakılmıyor.
6- Adalet Bakanlığı tutuklu gazetecilerle ilgili sayıları küçültme çabasında.
7- Tanınan gazeteciler dışında kamu yayıncılığı yapan TRT ve Anadolu Ajansı’nda çalışan tutuklu gazeteciler memur statüsüne sokularak istatistik dışı bırakılıyor.
8- Zaman ve Cihan Haber Ajansı gibi kapatılan medya kurumlarında yerel düzeyde kaç gazetecinin tutuklu olduğuna ilişkin rakamlar bilinmiyor.
9- 70 yaşındaki Ahmet Altan, kanser tedavisi gören Mevlüt Öztaş gibi yaş ve hastalıkları nedeniyle Covid 19 risk grubunda olan gazetecilerin tutuklulukları tüm itirazlara rağmen sürdürülüyor.
10- Demokrasi Endeksinde 110, Basın Özgürlüğü Endeksinde 154. sıraya gerileyen Türkiye, 2020 yılında da en çok gazetecinin tutuklu bulunduğu ülke durumunda.
11- Bir mahkeme kararına dayanmadan, sadece tek kişinin iradesi ile çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle kapatılan; 53 Gazete, 34 Televizyon Kanalı, 37 Radyo İstasyonu, 20 Dergi, 6 Haber Ajansı, 29 Yayınevinin açılması ve el konulan varlıklarının geri verilmesiyle ilgili somut hiçbir adım atılmıyor.
12- Dijital yayıncılığa yönelik erişim yasakları katlanarak devam ediyor.
13- BM 2020 Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) Kapsamında Hazırlanan Türkiye Raporu ve Tavsiyeler raporuna göre Türkiye’de Ekim 2019 itibariyle 288 bin 310 siteye erişim engeli bulunuyor.
14- Sadece 2019 yılında 40 bine yakın siteye erişim engeli getirildi. Özellikle insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukları konu edinen 7 bin 334 haber linki de engellendi.
15- Kamuoyunun doğru bilgiyi almak için başvurduğu son yol olan sosyal medyaya yönelik de ağır yasaklar uygulanıyor.
16- Sosyal medyaya sansür getirecek ve topyekün kapatabilecek bir yasal düzenleme hazırlığı bizzat iktidar partisi tarafından duyuruldu.
17- Binlerce Twitter hesabı Türkiye’de engellenirken, Twitter ve Facebook gibi platformların ticari kaygılarla Türk hükümetiyle işbirliği yapması sansürün dozunun artmasına neden oluyor.
18- İşsiz bırakılan, tutuklanan, saldırıya uğrayan gazetecilerin varlığı, yoğun ve yaygınlaşan sansür ve kapatmalar Türkiye’de basın özgürlüğünü yok etmiş durumda.
19- 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününde Türk Hükümetini; salgın nedeniyle risk grubunda olanlar başta olmak üzere tutuklu gazetecileri serbest bırakmaya; medya üzerindeki baskılara son vermeye çağırıyoruz.