ÇORUM VE MARAŞ’I BİLİYORUZ SOYLU, GÜNÜMÜZE GEL!..

“Erol Olçok öldürülmeseydi kendisine sorulacak tek soru vardı, bu yazdıklarınızın olacağını nereden biliyordunuz, bunları size kim söyledi?..”

15 Temmuz’un da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun itiraf ettiği “Çorum ve Maraş olayları” gibi tiyatro olduğunu yazan Artıgerçek yazarı Ahmet Nesin, bunun da derin devletin toplumu bir birine düşüren organizasyonu olduğunu aktardı.

Darbeyle ilgili gerçekleri önceden bilen ve 15 Temmuzla ilgili 5 gün önce twitter’la yaşanacakları paylaşan Erdoğan’ın reklamcısı Erol Olçok’ ın oğluyla ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Nesin, geçmişte yaşananların günümüzle paralellik arz ettiğini belirterek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ’ya seslendi:

“Soylu’dan Recep Tamam Erdoğan’ın sahnelediği tiyatro oyununu da itiraf etmesini bekliyorum. Erdoğan’ın reklamcısı Erol Olçok. Nasıl bir itirafta bulundu derseniz, 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbeden 5 gün önce attığı 13 tweet var, onları okuduğunuzda neden Boğaz Köprüsü’nde oğlu Abdullah Recep’le beraber hedef alınıp öldürüldüğünü anlıyorsunuz.”

İşte yazar Ahmet Nesin’in o yazısı:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dersim’de yaptığı konuşmasında “İki kelimeyle insanları birbirine kırdırırsınız. Türkiye yıllarca bu işlerle uğraştı, bedel ödedi. Yaşı müsait olanlar hatırlar, Çorum ve Maraş olaylarını yaşadık. Onlarca vatandaşımızı şehit verdik. Tamamen tiyatroydu, tamamen kurgulanmış bir fitneydi.” demiş. İyi demiş de benim aklımın almadığı, aynı şeyi biz söylediğimizde yalancı, anarşist ve pis komünist oluyoruz, onlar demokrasi aşığı, cici çocuklar. Cici çocuk olmakla kalsalar iyi, katilken ki adını değiştirip milletvekili olan bile var. Madem Süleyman Soylu açtı lafı, ben Maraş katliamını biraz geniş ve detaylı anlatayım.

Gelelim Recep Tamam Erdoğan’ın sahnelediği bir tiyatro oyununa, darbe karşıtı olduğunu ve demokrat olduğunu kanıtlamak için sözüm ona 12 Eylül darbesi yargılanıyor numarasıyla Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya yargılandı. Bütün darbeyi sağ kalan 5 kişiden 2’si yapmış numarasıyla yargılandılar. Bunu yapmak zorundaydı çünkü o dönem şimdi desteğini arkasına aldığı Ergenekon darbecilerini yargılıyordu. 12 Eylül davasına gelen ilginç dosyalardan birisini anlatacağım. Kemal Göktaş, Diken’de çok net açıklamış esasında bu bilgileri.

Bu bilgiler devletin gizli yazışmalarında var, o zaman da inatla söylüyorduk, bugün de söylüyoruz, derin devletin yazışmaları bunlar. MİT raporunda 2 önemli bilgi var, birincisi Maraş katliamının Ülkü Ocakları Derneği’nde planlandığı ve polisin de insan öldürdüğü. Maraş katliamının 1 numaralı ülkücü sanığı Ökkeş Kenger’dir. Kenger el yazısıyla verdiği ifadesinde her şeyi detaylı bir şekilde anlatıyor, yani bombalardan birisini kendisinin attığını açıklıyor ama sonuçta beraat ediyor. Beraat ettikten sonra da soyadını Şendiler olarak değiştirdi ve MHP’nin yasaklı olduğu dönemde kurulan Milli Çalışma Partisi’nin Refah Partisi’yle yaptığı ittifak sonucu Maraş milletvekili seçildi ama daha sonra Büyük Birlik Partisi’ne geçti. Ve kendisine yakışan bir şekilde Meclis İnsan Hakları komisyon üyeliği yaptı.

Yazarken de, okurken de bugünden bahsediyormuş gibi hissediyor insan kendisini, Erdoğan’ın başkanı Necmettin Erbakan’la, Devlet Bahçeli’nin başkanı Alparslan Türkeş ittifak yapmışlar ve katil olduğunu itiraf eden Ökkeş Kenger, yeni soyadıyla Şendiler tercih edilmiş vekillik için. Vatan borcu dedikleri bu olsa gerek.

İşte Süleyman Soylu hepimizin bildiği konuları yeni bir olaymış gibi ve bunlara karşıymış gibi anlatıyor. Oysa ben yaşadığımız 16 yılın itiraflarını bekliyorum kendisinden, kim gibi derseniz esasında bunun örneği var, var ama bu itiraflardan 4 gün sonra öldürüldü bu kişi. Erdoğan’ın reklamcısı Erol Olçok. Nasıl bir itirafta bulundu derseniz, 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbeden 5 gün önce attığı 13 tweet var, onları okuduğunuzda neden Boğaz Köprüsü’nde oğlu Abdullah Recep’le beraber hedef alınıp öldürüldüğünü anlıyorsunuz.

Daha önce de yayınlamıştım bu 13 tweet’i, bir daha yayınlamakta fayda var:

Erol Olçok öldürülmeseydi kendisine sorulacak tek soru vardı, bu yazdıklarınızın olacağını nereden biliyordunuz, bunları size kim söyledi? İşte ben İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan bu gibi sorular sorup açıklamasını rica ediyorum, yoksa Çorum’u da, Maraş’ı da bizler zaten biliyorduk, yeni ve son itiraflar lazım.

Yazının sonuna da Diken’de Kemal Göktaş’ın yazısının tamamının linkini koydum, çünkü bu yazıyı okuyan herkes o yazıyı da okumalı.