Kazanacağını Satın Alın…

Yorum | Levent Kenez

CHP’lilerde bir özgüven, iyi bir aday çıkarmış olmanın morali var. Defalarca seçim kaybetmiş Kılıçdaroğlu ve iyi niyetli ama kötü bir ‘Ekmek için Ekmeleddin’ deneyimlerinden sonra sahada heyecan oluşturan kitleleri, coşturan, televizyonda şov yapan İnce, CHP’lileri seçimin sonucundan bağımsız olarak motive etmişe benziyor. Ya da CHP’den her zamanki bir beceriksizlik beklendiği için beklentinin üzerinde bir performans da bizleri şaşırtıyor olabilir. Demek ki neymiş seçim kaybedip hala koltukta oturmak ve buna müsaade eden bir parti yapısında olmak ne kadar büyük bir zaman ve emek kaybıymış. Kimse bulunmaz Hint kumaşı değilmiş.
Kimse piyasada yokken biraz esen Akşener rüzgarı İnce’nin hem kendi tabanın toplaması hem de Akşener’in ihtimal oy alabileceği seçmenler üzerinde etkisinden dolayı dindi.

Adaletli bir ülke olsa şimdi bütün şürakası ile hapiste olması gereken bir mafya liderinin ülkeyi yönettiğini unutmamak lazım. Amprik bir gözlemle 16 Nisan referandumunu baz alırsak İnce rüzgarı ve muhalefetin her partisinin güçlü aday çıkarması sebebi ile Erdoğan’ın oyunun yüzde 50’nin altına düşmemiş olması imkansız. Ancak seçimlerde ne kadar hile yapacakları ile ilgili bir durum ile karşı karşıyayız.

Akşener, MHP’nin küskünlerini toplarsa başarı sayılır
Akşener’in bütün medya ambargolarına ve yok sayılmasına rağmen verdiği mücadele saygıyı hakkediyor. Ancak demode bir siyasetçi. İnce gibi heyecan uyandırmıyor. İnsanların artık tiksindiği devleti kutsaması güven vermiyor.  Fetö vs konularında sağı solu çok oynadı. Partisi henüz çalmaya başlamamış sağ bir partiden başka bir görüntü de vermiyor. MHP’nin küskünlerini toplaması başarı olur. Seçimler ilan edildiği zamanki oy hesabından daha az alacağa benziyor. CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu olsaydı şansı vardı ancak İnce bütün kimyalarını bozdu. Eski enerji ve havaları da yok.
Seçim Erdoğan ile İnce arasında…
Seçim beklendiği gibi Erdoğan ile İnce arasında geçiyor. Erdoğan’ın dün CHP ile ilgili söylediklerine bakın; “Tek parti CHP’si yıllarında milleti bunlar inim inim inlettiler. Kalkınma hamlemizi durdurdu. 18 yıl boyunca Allah-u ekber nidasını minarelerimize çok görenler, şimdi yeni baskıların, yeni yıkımların hesabını yapıyor. Bunlar ezanı Türkçe okutanlar değil mi?”. Millete kek vaat eden tükenmiş bir liderin artık mide bulandıran, binlerce kez dinlediğimiz, insanı dinden imandan etmeye yeminli sözleri.
Haçlı ordusu ülkeyi işgal etse din ve diyanete AKP’nin verdiği zararı asla veremezdi. Agnostizm ve deizmin patlama yaptığı bir dönem olarak olarak geçecek tarihe bu yıllar. Düne kadar dindar olan bir çok kimse Erdoğan ve  kitlesini görüp artık dinin matah bir şey olmadığına inanıyor. İslamcı bu iktidar defolup gittiğinde sadece yanmış yıkılmış bir ülke bırakmayacak bu ülkenin dindarlarını da iğfal edip gitmiş olacak. Ne acı.
Muhalefet, HDP’nin barajı geçmesinin önemini seçmene anlatmıyor
Yarışmaya 100 m. hatta 1000 m. geriden başlamak zorunda bırakılan Demirtaş’ın da İnce rüzgarından etkilenmediğini söylemek zor. Zeki çıkışları ve güzel bir propaganda çalışmaları ile sosyal medyada gündeme gelmeyi başarıyor. Demirtaş’ın tabanını oluşturan kitlesine ulaşmada bir sıkıntı olmaz.  Oldukça politik ve bilinçli bir kitle olduğu için her türlü mesaj ve söylem buluşması gerçekleşir. Ancak muhalefet seçmeninin HDP’nin barajı geçip geçmemesinin ne anlama geldiği konusunda yeterince uyarıldığını düşünmüyorum. Çok kabaca şu demek, AKP’nin 50 tane hiç hakketmediği vekili havadan kazanması ve büyük ihtimalle çoğunluğu bu sayede kazanması demek. 7 Haziran ve 1 Kasım arasında HDP’nin oylarına baktığımızda HDP seçmeni olmayan ama HDP’nin barajı geçmesi için HDP’ye oy veren bir kesimin olduğunu gördük. Bu seçmenlerin bir kez daha HDP’nin barajı geçebilmesi için parlamento seçimlerinde tercihini HDP yapması gerekiyor. Bunu bilen HDP’liler ikinci tura kalırsa Erdoğan karşısındaki adayı desteklemek konusunda sempatik mesajlar veriyorlar. İlk günlerdeki eski siyasetçilerin saçma sapan demeçlerine set çektiler.
Saadet’in geçmiş seçimlere göre biraz bir kıpırdama yaşayacağını ancak çok büyük bir patlama yapacağını sanmıyorum.  Eğer ikinci tura kalırsa Saadet’in tabanının İnce’ye oy verme noktasında çok da tulum çıkarmayacağını unutmamak lazım. Bu İslamcılığın suyundan içmiş kim varsa bir halt olmaz. Hapisteki aydınından ak saçlı parti liderine kadar eninde sonunda mutlaka brir yerde “error” verir ve verecek.
Peki cumhurbaşkanlığı seçimi ne olur?
HDP meclise girmezse mecliste çoğunluk Cumhur ittifakının dedik, peki cumhurbaşkanlığı seçimi ne olur? Sosyal medyanın çok yanıltıcı olduğunu unutmamak lazım. Adaletli bir ülke olsa şimdi bütün şürakası ile hapiste olması gereken bir mafya liderinin ülkeyi yönettiğini unutmamak lazım. Amprik bir gözlemle 16 Nisan referandumunu baz alırsak İnce rüzgarı ve muhalefetin her partisinin güçlü aday çıkarması sebebi ile Erdoğan’ın oyunun yüzde 50’nin düşmemiş olması imkansız. Ancak seçimlerde ne kadar hile yapacakları ile ilgili bir durum ile karşı karşıyayız.
Bir de daha önce yazmıştık yine tekrarlayalım. Bu kez seçim akşamı Türkiye çok karışabilir. Referandumdaki gibi hilenin ayyuka vurduğu bir durumda İnce, Kılıçdaroğlu gibi muhalefeti satmayacağını düşünüyorum. Son yerel seçimlerde Yalova’da yaptıkları sonuna kadar mücadele edeceğini gösteriyor.
Sözün özü benim şahsi görüşüm seçimle gitmeyi hakketmiyor, faturayı ödemeden, sarayı üstüne yıkılmadan gideceğini de sanmıyorum. Erdoğan için mesele ölüm kalım meselesi. O yüzden seçimleri alabileceğini satın alın, kazanamazsa sürpriz olsun.
(TR724)