Ankara Katliamının Ardındaki IŞİD Militanları İnfaz Görüntülerine Rağmen Salıverilmiş

Birgün Gazetesi’nden Erk Acarer, Ankara Katliamı ve Gaziantep Karakol saldırılarına gerçekleştiren IŞİD’cilerin ve bağlantılı isimlerin infaz görüntü ve fotoğraflarını yayınladı. Musul Konsolosluğu rehine olayında takas iddialarında gündeme gelen isimlerin, Ankara Katliamı’ndan önce Gaziantep’te haklarında yürütülen Suruç soruşturmasında  (Gaziantep Sulh Ceza Mahkemesi-14.04.2014) ellerindeki HardDisk’tki infaz görüntüleri ne rağmen serbest bırakıldıkları ortaya çıktı.  10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı önünde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nde IŞİD’li iki canlı bombanın saldırısı sonucu 109 kişi hayatını kaybetmiş, 580 kişi de yaralanmıştı.
Birgün’de yayınlanan haberin detayları şöyle:
“Ankara Katliamı ve Antep karakol saldırılarını gerçekleştiren IŞİD’cilerle bağlantılı militanların infaz görüntülerinin de olduğu delillere rağmen serbest bırakıldığı anlaşılmış ve konsolosluk rehineleriyle takas edildiği iddiaları gündeme gelmişti.
O infaz görüntülerinin kamera kesitlerini 6 haziran 2016 tarihli gazete nüshamızda yayınlamıştık. Şimdi net fotoğrafları da çıktı.
BİLİNİYORLARDI
Görüntüler Gaziantep Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 14.04.2014 tarihinde incelendi. Ancak bu incelemeden önce de sanıklar ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığının 25.03.2014 tarih ve 2014/15202 sayı ile astığı dosya bulunuyordu.
O KATLİAMLAR YAŞANIR MIYDI?
Suruç’ta gözaltına alınıp ellerindeki HardDisk’teki infaz görüntülerine rağmen tutuklandıktan kısa bir süre sonra serbest bırakılan IŞİD’ciler Diyarbakır, Suruç, Ankara, Antep patlamalarında da kilit durumda. Serbest bırakılmasalar ‘O katliamlar yaşanmayabilir miydi?’ şüphesi geçmiyor.
Ankara Katliamı’nın planlayıcılarından olduğu bilinen ve kendini 19.05.2016 tarihinde Antep’teki evinde patlattığı iddia edilen Yunus Durmaz’ın ağabeyi Ökkeş Durmaz ile yine Antep’te 02.05.2016 tarihinde karakola canlı bomba saldırısı gerçekleştiren İsmail Güneş’in kuzeni Ahmet Güneş’in, tutuklanıp ellerinde bulunan HardDisk’teki infaz görüntülerine rağmen birkaç ay içinde serbest bırakıldılar. Salıverilenler arasında el Kaide üyesi Mustafa Delibaşlar da vardı.
24 Nisan 2014 tarihinde Suruç’ta gerçekleştirilen operasyonda, 27 R 4081 plakalı araçla Urfa istikametinden Antep’e doğru gitmekte olan şahıslar operasyon kapsamında çevrildi. O aracın içerisinde, geçen günlerde Emniyet tarafından kendini Antep’te patlattığı açıklanan Yunus Durmaz’ın ağabeyi Ökkeş Durmaz ile yine Antep karakoluna saldıran İsmail Güneş’in kuzeni Ahmet Güneş bulunuyordu. Aracı kullanan ise, IŞİD’in müzahir ailelerinden biri olduğu bilinen ve aynı zamanda El Kaide üyeliğinden sabıkalı olan Delibaşlar ailesinden Mustafa Delibaşlar’dı.
Araç içerisinde yapılan incelemede IŞİD’e ait çok sayıda örgütsel doküman bulundu. Sanıklar operasyona maruz kalacaklarını anlayınca yanlarında bulunan dokümanları, çevirmeden önce aracın camından çalılık bir araziye attı. Yapılan aramada bulunanlar, sanıkların IŞİD üyesi olduklarına şüphe bırakmayacak nitelikteydi. Aramada, çalılık alan içerisinde birer adet uç kısmı kırılmış Scandisk marka kırmızı renkli flash bellek, micro SD hafıza kartı ve siyah renkli kar maskesi bulundu. Yine çalılık alanda ele geçirilen Toshiba marka Z3CRP49RTRE8 seri nolu siyah renkli HardDisk’e kayıtlı olan video, belge ve dokümanlar aynı zamanda ağır suç niteliği taşıyordu. Sanıklar buna rağmen serbest bırakıldı. İşte o Harddisk’te ve belleklerin içinde olanlar:


İNFAZ GÖRÜNTÜLERİNE RAĞMEN
Toshiba marka Z3CRP49RTRE8 HardDisk’te korkunç infaz görüntüleri bulunuyordu. Bir kişi dizleri üstüne çökertilmiş bulunuyordu. Ahmet Güneş, orada bulunan 8-10 kişilik bir IŞİD grubuna hitaben konuşma yapıyor. İnfaz edilecek kişinin ‘mürted’ olduğunu söyleyerek, bu infazın içinde bulunan gruba nasip olmasından dolayı şükrediyor. İşlenen amelin kabul edilmesi için dua edildikten sonra konuşmasını bitiriyor. Ardından söz konusu diz çökertilmiş kişiye tekbir getirilerek hep birlikte ateş ediliyor. Şahsın cesedine de çok sayıda kurşun sıkılıyordu.


IŞİD’İN HOCASI
Güneş’in evinde yapılan aramada da intihar bombacılarına ait görüntülerin olduğu CD’ler bulundu. Güneş’in sık sık yasa dışı yollarla rahatça Suriye’ye girip çıktığı anlaşılırken yine Toshiba marka HardDisk içinde yer alanlardan, buradaki kamplarda silahlı eğitim aldığı, eğitimlerde AK-47 (Kaleşnikof) marka silah kullanıldığı ve diğer militanların Ahmet Güneş’e ‘Hoca’ diye hitap ettikleri anlaşıldı. İşte tüm bunlara, sanıkların aralarındaki bağlara ve infaz görüntülerine rağmen, Ankara Gar ve Antep Karakol saldırılarını gerçekleştirenlerle birinci dereceden akrabalıkları bulunan cezaevindeki IŞİD militanları serbest bırakıldı.
“MUSUL’DA TAKAS EDİLDİLER” İDDİASI
Suruç’ta yakalanıp, gerçekleştirdikleri ve kayıt altına aldıkları infaz görüntülerine rağmen, birkaç ay gibi kısa bir süre içerisinde cezaevinden ‘çıkan’ IŞİD militanları Ökkeş Durmaz, Ahmet Güneş ve Mustafa Delibaşlar’ın 49 konsolosluk mensubuna karşılık takas edilen 50 IŞİD’ci içerisinde olduğu iddia edildi. Militanların yakalandığı ve cezaevinden salıverildiği zaman dilimi ile Musul’da 49 konsolosluk çalışanının Türkiye’ye getirildiği tarihin birbiriyle örtüşmesi iddiayı güçlendiriyor. IŞİD, Musul Konsolosluğu’na 11 Haziran 2014 yılında baskın yapmış ve 49 personeli rehin almıştı. Örgütün elindeki rehinelerimiz ancak 20 Eylül’de Türkiye’ye giriş yapabilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 49 konsolosluk çalışanıyla ilgili olarak ‘Velev ki takas oldu’ sözleri bir tartışma başlatmış, takas imkânı MİT yasası olarak bilinen ve 17 Nisan 2014’te Meclis’ten geçen 6532 sayılı kanunda yer almıştı. Kilit isimlerin tutuklanıp serbest bırakılması, Musul takası ile aynı günlere denk geldi.
MİT İSTEMİŞTİ
Antep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanıp Antep Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede, sanıkların bırakılmasında MİT’ten gelen yazının etkili olduğu anlaşıldı. Soruşturma evrakına yansıyan müdafi avukatın savunmasındaki satırlar dikkat çekti: “…MİT’e sordurduk, MİT’ten yazı cevabı geldi, ilgileri alâkaları yoktur dendi. Tanıklar dinlendi, ilgileri, alakaları yoktur dendi. CMK 100 maddesindeki atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sabit ikamet sahibi olmaları, MİT raporu ve müvekkillerim uzun süredir tutuklu kaldıkları, atılı suçu işlediğine dair yeterli ve somut delil yoktur. Delillerin karartılma ihtimali de bulunmamaktadır…”