Azerbaycan’da 2,9 milyar dolar değerindeki gizli bir fonun kara para aklama, lobicilik ve Avrupalı siyasetçiler ile gazetecilere para dağıtmak için kullanıldığı iddiaları, gözleri Avrupalı bankalar, şirketler ve diğer kuruluşlara çevirdi.
İngiltere’de yayınlanan Guardian gazetesinin haberinde, sivil toplum kuruluşu Organize Suç ve Rüşvet Kaydı Projesi (OCCRP) tarafından hazırlanan ‘Azerbaycan Çamaşırhanesi’ adlı raporun detayları yer alıyor. Rapora göre, kurulan ağın ucu İngiltere merkezli dört şirket aracılığıyla Türkiye, Almanya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere kadar uzanıyor.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) eski üyelerinden bazılarının da listelerde adı geçiyor.
ŞEBEKE NASIL ÇALIŞIYOR?
Guardian’ın iddiasına göre, 2012 ve 2014 yılları arasında her gün ortalama 3 milyon dolar, Avrupalı siyasetçilere ve gazetecilere para dağıtmak, lobicilik faaliyetleri yürütmek, lüks ürünler satın almak ve kara para aklamak için transfer edildi.
Fonun kaynağı tam olarak bilinmiyor ama Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve ailesinin yanında, ülkedeki bakanlıklar ile borçlarını karşılamak için konkordato (iflas anlaşması) ilan eden Uluslararası Azerbaycan Bankası’na bağlı şirketlerden şüphe ediliyor.
Hazırlanan raporda, 2,9 milyar dolar değerindeki fonun, İngiltere merkezli dört offshore şirket üzerinden para transferkeri gerçekleştirdiği, buradan da Türkiye, Almanya, İngiltere, Fransa, İran ve Kazakistan dahil birçok ülkede harcamaların yapıldığına dair veriler ve belgeler paylaşıldı.
OCCRP, Birleşik Krallık’ta kurulu dört paravan şirketten ikisinin İskoçya’nın Glasgow kentinde bulunduğunu söylüyor.
Yöntem neydi?
OCCRP raporuna göre, Aliyev ailesi lobicilik faaliyetlerini milyarlarca dolar ve lüks hediyelerle ödüllendirmek, bunun yanında Avrupa ekonomisine akıttığı parayı aklamak istiyordu.
“Ülkedeki üst düzey isimler, akıllıca bir yöntemle Batı’nın finansal sistemini kullandı” diyen OCCRP, Avrupa’nın önde gelen bankalarından Danimarka merkezli Danske Bank’ın Estonya’daki küçük bir şubesi üzerinden ödemelerin gerçekleştirildiğini ifade ediyor.
Banka genel merkezinin ise bu küçük şube üzerinden gerçekleştirilen para transferleri konusunda hiçbir terslik hissetmediği belirtiliyor.
Gizli fonun organizatörlerinin daha sonra, İngiltere’deki şirket düzenlemelerin gevşekliğinden yararlanarak, Londra merkezli Hilux Services, Polux Management, Metastar ve LCM Alliance adlı dört şirkete para transferleri yapıldığı ifade ediliyor. Bu dört şirketin de ortaklı yapısına dair bilgiler tamamen gizli.
“Tüzel kişilikleri” ve banka hesabı açma gibi yetkileri bulunan bu şirketler, yurtdışında iş yaptıklarında, İngiltere hükümetine vergi ödemek ya da gelir beyannamesi sunmak zorunda değillerdi. İngiltere Şirket Sicil Kurumu kayıtlarında ise, bu şirketlere ilişkin hiçbir gerçek kişi ismi geçmiyordu.
Avrupa bağlantıları: Kimler işin içinde?
OCCRP, Avrupa’daki siyasilerin de aralarına bulunduğu üst düzey birçok ismin para aktarılan kişiler arasında olduğunu söylüyor.
İtalya’nın merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki (AKPM) eski grup başkanı Luca Volontè, bu isimler arasında.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’i destekleyen Bavyera partisi Hristiyan Sosyal Birliği’nin eski milletvekili Eduard Lintner de suçlamaların hedefinde.
Lintner, kendisine para transferi yapan fonun detayları hakkında bilgi sahibi olmadığını söylüyor ve parayı da bireysel değil kuruluşunun yasal çalışmaları için kullandığını savunuyor.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Direktörü olarak görev yapmış olan Kalin Mitrev’in de bankada özel danışman olarak görev aldığı dönemde, Bulgaristan ve İsviçre’deki hesaplarına para aktarıldığı bilgisi raporda var.
Mitrev de fonun asıl kaynağını bilmediğini ve paranın sadece danışmanlık çalışmalarının yasal geliri olduğunu savunuyor.
Lobicilik faaliyetleri için fondan önemli miktarda para alanlardan birisinin de, ABD merkezli yayın kuruluşu CNN’in eski yapımcısı Eckart Sager olduğu iddia ediliyor.
Sager’in İngiltere merkezli şirketler üzerinden başında olduğu halkla ilişkiler şirketine 2 milyon euro para geçirdiği, buradan da Azerbaycan hükümetinin propagandasını yaptığı ifade ediliyor.
Sızan belgelere göre, İngiltere’de faaliyet gösteren Avrupa’daki Azerbaycan Toplumu adlı kuruluşun üyelerinden Azeri Cevdet Güliyev de toplam 400 bin sterline yakın para aldı. İngiltere’deki Liberal Demokrat Parti’den Lord German, bu kuruluşun eş başkanlığını yapıyor.
Ne Sager ne de Guliyev, lobicilik iddiaları hakkında yorum yapmadı.
Azerbaycan bağlantıları neler?
Londra’daki Azerbaycan Büyükelçiliği’nde görev yapan ancak aynı zamanda ülkenin yabancı istihbarat şefi olan yönünde iddiaların da olduğu diplomat Orhan Sultanov, şüphelenilen isimlerden biri.
Bir diğer isim ise Fransız RCL Holding şirketiyle olan bağlantısı nedeniyle, ülkenin başkenti Bakü’nün siyaset çevresinde güçlü Mamadov ailesi.
Azerbaycan eski Ulaştırma Bakanı Ziya Mamadov ve oğlu Anar Mamadov dahil ailenin birçok üyesinin, inşaat ve sigorta şirketleri ile otelleri üzerinden milyarlarca dolarlık bir servetleri var.
Nasıl ortaya çıktı?
İsmini açıklamayan bir kaynak, 16 binden fazla para transferi, hak sahiplerinin isimleri ve banka ödeme bilgileri dahil birçok veriyi Danimarka gazetesi Berlingske’nin başkent Kopenhag’daki ofisine sızdırdı.
Gazete daha sonra bu verileri, Organize Suç ve Rüşvet Kaydı Projesi (OCCRP) ve Guardian gibi medya ortakları ile paylaştı.
Şimdi ne olacak?
Azerbaycan hükümeti, Guardian’ın haberleştirdiği suçlamalara henüz resmi bir yanıt vermedi.
Yolsuzlukla mücadele eden Uluslararası Şeffaflık Derneği ise, 7 Eylül’de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin yolsuzluk soruşturmalarını yürüten ekibine ellerindeki kanıtları sunacak ve soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesini talep edecek.
Dernek ayrıca, ABD, Danimarka ve Almanya gibi ülkelerden, paravan şirketlerin rolüne ilişkin soruşturma yürütmeleri, yolsuzluk ve para aklama ile mücadele için düzenlemelerini sıkılaştırmalarını da talep edecek.
(Kaynak: BBC)