Darbenin Lideri Gösterilen Akın Öztürk, Genelkurmay’ın Listesinde ‘Rehine’ Olarak Geçiyor

15 Temmuz sonrası darbenin 1 numarası ilan edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün TSK’nın 15 Temmuz’dan 5 gün sonra açıkladığı tahkikat raporunda ‘rehine’ listesinde olduğu ortaya çıktı. Raporun Genelkurmay’a da gönderildiği belirtildi.
OdaTv‘den Müyesser Yıldız‘ın haberine göre, Öztürk de 16 Temmuz’da Akıncı Üssü’ne yapılan operasyonla kurtarılan “rehine”lerden biri.
16 Temmuz sabahı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Mehmet Dişli aynı helikopterle Akını Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne gittiği sırada “derdest”edilmiş komutanlar ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın burada rehin durumda olduklarını yazan Yıldız, sözü edilen rehinelerin akşam saatlerine doğru Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün ortak operasyonu ile kurtarıldığını belirtti.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın, darbe teşebbüsünden sonra hem 15-16 Temmuz’da ÖKK’da yaşananların, hem de Akıncı operasyonunun anlatıldığı bir İdari Tahkikat Raporu’na atıfta bulunan Yıldız, “Müzakereler sırasında Albay Murat Yiğit ve 37’inci Özel Kuvvet Taburunda görevli Başçavuş Nurettin Aydın tarafından rehine personel darbecilerden sırasıyla alınmıştır” satırlarına yer verdi. Akın Öztürk ismi ise raporun bu bölümünde, “Alınan rehineler” bölümünde geçiyor.
Yıldız’ın yazısının devamı şöyle;
“İlk olarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, müteakiben Genelkurmay 2’inci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Orgeneral Akın Öztürk, Korgeneral Uğur Tarçın, Korgeneral Metin Gürak, Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü, Korgeneral Fikret Erbilgin, Albay Ümit Tatan ve diğer rehine personelin emniyetli bölgeye çekilmesine yardımcı olunmuştur.”
Akın Öztürk’ün 16 Temmuz akşamı gözaltına alındığı ve darbenin “1 numarası”ilân edildiği malûm.
Ancak görüldüğü gibi, bundan 5 gün sonra hazırlanan raporda Öztürk halen “rehine” sayılıyor.
İlk günlerin “telaşına” verelim. Lâkin bu rapor sonraki günlerde hem Savcılığa, hem Genelkurmay’a gönderildi. Mesela Genelkurmay’dan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na gönderiliş tarihi de epey sonra; 29 Eylül.
Sözkonusu raporun halen Savcılıklar ve mahkemelerde önemli bir dayanak sayıldığı dikkate alındığında, çok garip bir durum değil mi?”