Hayaller Vizesiz Avrupa Hayatlar Guantanamo..

[Analiz: Tarık Toros]

Koza İpek Grubu’na el konulalı neredeyse iki yıl oldu.
İddianamesi yeni kabul edildi.
Kabaca 600 sayfa.
Üçte biri, grubun medyasına ayrılmış, 200 sayfa kadar.
İpek Medya’nın TV kanallarında 7.5 sene haber yöneticiliği yaptım.
Haliyle dikkatle okudum.
Fakat daha başında gördüğüm şu satırlar, savcının (gayrı) ciddiyeti hakkında fikir verdi:
“Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık TOROS’un konuk olduğu veya açıklamalarına yer verildiği yayın sayısının 2009 yılında KANALTÜRK’te 7; 2010 yılında BUGÜN TV’de 3; 2012 yılında ise BUGÜN TV’de 3; 2014 yılında BUGÜN TV’de 67, KANALTÜRK’te 9, STV HABER’de 1; 2015 yılında ise BUGÜN TV’de 141, KANALTÜRK’te 7, STV’ de 2, STV HABER’de 27 adet olduğu…”
 
***
Allah aşkına, bir iddianame böyle mi başlar?
BUGÜN TV’nin genel yayın yönetmeniyim.
Kendi kanalıma çıkmamın neresi suç?
Bir de üşenmeden tek tek saymışlar.
KANALTÜRK’ün haber grup direktörüyüm.
Kaç kere çıkmışım, ne açıklama yapmışım, kime ne?
2009’dan itibaren not tutmuşlar.
Varsa bir şey o gün çağırır sorarsın, 8 sene geçmiş üzerinden!
Hem, STV ne alaka? İpek Medya iddianamesinde ne işi var?
STV’ye çıktığım kadar CNN Türk’e de çıktım. O niye yok?

***
Bunlara cevap yetiştirmek lüzumsuz esasen.
Kapatılan BUGÜN Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt, son üç yazısında iddianameyi irdelemiş, lütfen açın bakın.
Tekrara düşmemek için aynı konuların üzerinden geçmek istemem.
Fakat sizi temin ederim, 200 sayfa boyunca, yaptığımız yayıncılık sorgulanmış, başka bir şey yok.
Geriye doğru 8 sene taranmış, ekrana çıkan konuklardan bugün sanık konumunda olanlar cımbızla çekilip listelenmiş.
Halbuki aynı isimler, aynı yıllarda onlarca başka kanalda da çıkmış, ona temas yok!
Sadece şüpheli ve sanıklar mı?
Değil elbette.
Bugün hakkında hiçbir soruşturma olmayan isimlere yer verdiğimiz için de suçlanmışız!
 
***
İddianame özetle şunu diyor:
“Ülke gündemini haber yapma kardeşim. Tartışma ve bu konuda analizlere yer verme…!”
 
***
Peki, bunlar suçsa…
Onlarca başka kanal veya gazetede de çıktı bu.
Onları niye çağırıp sormuyorsunuz?
Cevap yok!
 
***
Vallahi… İddianamenin başından sonuna, medyanın yaptığı yayınlar, işlediği haberler, çıkardığı konuklar, konukların açıklamaları, vesaire… Bunlar listelenmiş.
İnanın, başka bir şey yok!
O gün suç olmayan yığınla konu, bugün suç kabul edilmiş ve suçlama da sadece bize yöneltilmiş.
 
***
Üşenmedim, hangi konu kaç kere geçmiş taradım. Abartmadığımı göreceksiniz.
İddianamede “haber” kelimesi 507 kere geçiyor. En az bu kadar haber listelenmiş.
Özellikle şu kelimelere takmışlar. Bunları söylemek suç kabul edilmiş:
“Operasyon” kelimesi 461 defa geçiyor.
“Yolsuzluk”, 244 defa
“Algı”, 210 defa
“Hukuksuz”, 151 defa
“Skandal”, 75 defa
“Rüşvet”, 75 defa
“Hırsız”, 60 defa…
Yani, bu lafları kullanarak suç işlemişiz.
Gazetecilikte yukarıdaki kelimeleri kullanmak kadar doğal bir şey yoktur da, kime ne anlatıyorsun!
 
***
“17 Aralık” haberlerine öyle alerjileri var ki…
Tam 90 yerde bizzat atıf var.
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması “darbe” kabul edilmiş ve yapılan tüm yayınlar “darbecilik” sayılıyor.
“Peki ya, diğer veren anlı şanlı kanallar, gazeteler ne olacak?” diye soramıyorsunuz, çünkü karşınızda adalet yok!
 
***
İkinci büyük alerji “MİT” haberleri.
Tam 63 yerde atıf var.
 
***
Niyeti öyle bozmuşlar ki;
Tam anlaşılsın diye şu örneği vereyim:
Malum, “dershanelerin kapatılması” tartışması…
Bunu konu etmek bile suç sayılmış.
İddianamenin 31 yerinde “dershane” kelimesi geçiyor.
 
***
Gelelim iddianamenin en sakat tarafına…
Başından sonuna bütün yayınların talimatla yapıldığını savunuyor lakin delili yok.
“Talimat” kelimesi 82 kere geçiyor.
Peki… Savcı Bey, tüm bu yayınların talimatla yapıldığı sonucuna nasıl ulaşmış: Kanaatle!
“Kanaat” kelimesi tüm Koza İpek iddianamesinde 44, medya bölümünde 15 kez geçiyor.
Başkaca bir delil, kanıt, bilgi, vesaire… Yok!
 
***
Başlığı boşuna öyle atmadım.
Hayaller vizesiz Avrupa, hayatlar Guantanamo!
Twitter’daki bir parodi hesaptan alıntıdır bu.
Şu an ülkede yüzbinlerce insan;
Böyle tutarsız, saçma, akıl almaz, hayatın günlük akışına dair legal eylemleri yüzünden inim inim inliyor.
 
***
Ayşenur Parıldak diye genç bir gazeteci var, tutuklu yargılanıyor.
Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisi, aynı zamanda.
Suçlama: By-Lock kullanıcısı olması.
“Değilim” dediği halde, yargı bir yıldır kanıtlayamadı bunu.
Halen BTK’ya, Turkcell’e filan yazılar yazılıyor.
Filan GSM numarasının HTS kayıtlarının incelenmesi, filan numaralarda By-Lock olup olmadığının savcılıklara sorulması, filan numaralı hattın “VINNN” hattı olup olmadığının tespiti, vesaire…
İnsanlarla eğleniyorlar.
Fakat bu eğlence ağır bedellere, yitip giden hayatlara mal oluyor.
Ayşenur Parıldak, bir yıldır tutuklu.
Duruşması 10 Ekim’e ertelendi.
(tr724)