[Analiz: Vehbi Şahin]
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anda bazen bir kare fotoğraf çok şey anlatır.
Tıpkı önceki gece Düzce’de yaşanan olay gibi…
15 yıldır Türkiye’yi tek başına yöneten Erdoğan ve AKP’nin içine düştüğü acziyeti gösteriyor çünkü…
Kokuşmuş düzenin, çürümüş ahlakın resmini bundan daha iyi kimse çizemezdi herhalde…
Olayı özetleyelim hemen…
CHP lideri Kılıçdaroğlu iki haftadır yollarda…
‘Adalet’ için Ankara’dan İstanbul’a yürüyor.
Yürüyüşün 13’üncü gününde Düzce’de mola veriyor Kılıçdaroğlu ve arkadaşları…
Gece yarısı densizin biri, bir kamyon hayvan dışkısını CHP’lilerin konakladığı alanın önüne döküp kaçıyor.
Sonra yakalanıyor ve kendisine 3 bin lira para cezası kesiliyor.
Bu ‘pis’ işi kimin yaptığı belli…
Kimin azmettirdiği ise şimdilik belli değil…
Ama…
Oklar, AKP Düzce teşkilatı ile Belediye Başkanı’nı işaret ediyor.
‘KALDIRIN BU PİSLİĞİ’
Erdoğan’ın gözüne girmek için epeydir sıradışı söylemler, ilginç işler hep Düzce’den geliyor çünkü…
CHP heyetinin geçeceği yola kamyonla hayvan gübresi dökülmesi bu açıdan çok da şaşırtıcı değil…
Şaşırtıcı olan konuşmalarından AKP’li olduğu anlaşılan Münir Emiral isimli bir vatandaşın, bu çirkin provokasyona çok ciddi tepki göstermesi…
Tebriği hak eden yaşlı amca bakın gecenin o saatinde ne yapıyor?
Önce AKP’li Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’i arıyor.
Belediye Başkanı, “Araç göndereceğim” diyor ama göndermiyor.
Aradan yarım saat geçiyor.
Yola saçılan hayvan dışkısı kaldırılmayınca, bu kez AKP Düzce İl Başkanı Hikmet Keskin’e telefon ediyor.
Etrafa kötü koku salan pisliğin derhal temizlenmesini istiyor.
Tepkisini “Gerekirse Tayyip’i, Reis’i arayacağım… Böyle şey olmaz. Düzce’yi pislediniz Düzce’yi… Ayıp ya…” sözleriyle dile getiriyor.
CAHİLİYE YÖNTEMİ
Olay yerel ama verdiği mesajlar evrensel…
Neden?
1) Düzce’li vatandaşın, “Böyle pislik olmaz. Hikmet bu işi temizle” diyerek AKP il başkanına çıkışması, bence Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşü kadar önemli…
2) Yola hayvan gübresi dökme rezaleti, “cahiliye” döneminin “dikenli-işkembeli” yöntemlerini hatırlatması açısından kayda değer…
3) Siyasi rakibine tahammül edememenin hıncını “pislik” yaparak çıkarmak muhalefete karşı başlayan acziyetin de bir göstergesi…
Yani…
Düzce’de gerçekleşen bu olay Ankara’da devleti yönetenlerin içine düştüğü açmazın bir yansıması aslında…
Şöyle açalım konuyu…
Her demokratik hukuk devletinde “protesto” anayasal bir haktır.
Türkiye’de de anayasa güvencesi altında…
GEZİ KİMYASINI BOZDU
Şiddete başvurmadan yapılan her barışçıl eylem, demokrasi ve hukuku koruyan bir tür sigortadır aynı zamanda…
Ancak bu sigorta, 2013’te Taksim’de yapılan Gezi eylemlerinden sonra Erdoğan tarafından devre dışı bırakıldı.
Dört yıldır gösteri yapmak, muhalif fikir beyan etmek, Erdoğan’ı eleştirmek adeta suç haline geldi Türkiye’de…
Sesini çıkaran hapse atılıyor.
Sokağa çıkan kendini zindanda buluyor.
Erdoğan ve AKP’liler, muhaliflere ağza alınmayacak hakaretleri ediyor.
Kendilerine yönelik en ufak bir eleştiriye ise müsamaha göstermiyor.
HAKARETE 1080 MAHKUMİYET
İşte ispatı…
Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2016’da Erdoğan’a hakaret suçundan 4 bin 936 dosya hakkında savcılık kamu davası açmış.
Bu davaların 1,080’inde mahkûmiyet kararı verilmiş.
Gördüğünüz gibi…
Bir paranoya hakim Türkiye’yi yönetenlere…
Dolayısıyla…
Erdoğan hapşırınca, AKP’liler de haliyle nezle oluyor.
Ankara’daki panik, taşrada “saçma” bir eylem olarak karşımıza çıkıyor.
Düzce’de yola dökülen hayvan dışkısı eylemi bu açıdan bir “sebep” değil.
Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşü ile yeniden canlanan muhalif damar karşısında düşülen acziyeti gösteren bir ‘sonuç’ aslında…
İÇİNE DÜŞÜLEN ÇUKUR
Ne diyordu dünkü yazısında Abdurrahman Dilipak…
-Bizden öncekilerin düştükleri çukura biz de düştük.
Umarım kastettiği çukur, modacı Barbaros Şansal’ın kastettiği çukur değildir.
(tr724)