Hulusi Akar, Gururla Sunar…

[Barbaros J. Kartal]

Hulusi Akar, darbe ile ilgili bilgileri gömmek için her şeyi yapan komisyona, komisyon çalışmalarını bitirdikten sonra yazılı cevaplarını yolladı. Yeni bir şey anlatmayan yazılı metinde, birçok soruya ‘yukarıda cevaplanmıştır’ notu düşülmüş. Hulusi Akar’ın cevaplarına bakınca neden komisyona gelmediği bir kez daha anlaşılıyor. CHP ve HDP’li vekillerin karşısında nasıl çaresiz kalacağı, rezil olacağı zaten biliniyordu. Medeni ülkelerde bu tür komisyon çalışmaları yasamanın ve hesap verilebilirliğin çok büyük bir parçası olarak görülüyor ve makamı ne olursa olsun herkes gelip komisyonda ifade veriyor. Bu oturumlar canlı yayınlanıyor. Sansasyonel olmayan konulardaki oturumları bile internetten izleyebilirsiniz. Komisyon demişken ‘atanamamış Salim Başol’ Reşat Petek’in karakterine uygun bir şekilde tarihe büyük bir utançla geçmiş olmasından dolayı sevincimi paylaşmak istiyorum.
DARBE OLMUŞ, İNSANLAR ÖLMÜŞ SORUMLU YOK MU?
Darbe girişimi olduğuna göre altlarındaki birliklere sahip çıkmayan herhangi bir kuvvet komutanı görevden alındı mı? Hayır. Darbeyi saatler önce öğrenen ama önleyemeyen genelkurmay başkanı görevden alındı mı? Hayır. İstihbarat zaafının olduğunu söyleyemeyenin kalmadığı bir ortamda, hatta MİT’e ulaşamadığından dert yanan Cumhurbaşkanı MİT’te herhangi bir görevden alma yaptı mı? Hayır.
Hani şehitler sizin için çok önemliydi hani hesap soracaktınız? Katilleri yargıladığınızı iddia ediyorsunuz peki katillere yol verenler? Ölen hiçbir sivilin balistik incelemesi yapılmadı. Kimin hangi kurşunla öldüğü bile belli değil. Katil diye mahkemede yargıladığınız adam ben ateş etmedim dese ispatlayacak hiçbir şeyiniz yok. Bu mu ölülerinize duyduğunuz saygı?
ERDOĞAN’IN SÜREKLİ ÇELİŞEN İFADELERİ
Hulusi Akar’ın yazılı cevaplarında daha önceden dile getirilen bir ayrıntı teyit ediliyor. Yaşar Güler’in ilk kez anlattığı daha sonra iddianamelere de giren bilgiye göre akşamüstü saatlerinde MİT müsteşarı Hakan Fidan Cumhurbaşkanı’nı bilgilendirmek istiyor, ulaşamayınca koruma müdürü ile görüşüp “Dışarıdan bir saldırıya karşı hazırlığın var mı?” şeklinde soru soruyor. Yani devletin bütün kurum ve kurumları darbe girişiminden haberdar.
Erdoğan’ın darbeyi erkenden öğrendiği bilgisinin kendisini sinirlendirmesinin bir anlamı var. Çünkü darbeyi erkenden öğrenen Cumhurbaşkanının veya onun da kullanmayı sevdiği tabirle başkomutanın darbeyi önlemek için kiminle ne görüştüğü neler yaptığı sorulacak ve önlemek için hiçbir şey yapmadığı ortaya çıkacak. 15 Temmuz günü 19:00 saatlerinde Cumhurbaşkanının arayıp da ulaşamayacağı kimse yok.
Kontrollü olup olmaması bir yana bütün her şeyin resmi söyleme ve resmi beyanlara uygun olduğunu varsayalım. Erdoğan, darbeyi öğrendikten sonra engellemek için bir şey yapmıyor. Ne zaman ki askerler köprüye çıkıyor, insanları o zaman meydanlara çağırıyor.  Halbuki acil bir durum olduğunu görüp emrindeki onlarca kanaldan bir tanesine bağlansa ya da yargı olaya müdahil olsa büyük bir felaket önlenmiş olacak. Zekai Aksakal kendisi hakkında iddialar fazlalaşınca Genelkurmay’ın personele ‘birliklerinizden çıkmayın’ talimatını neden vermediğini sorgulamıştı. Akar hiçbir zaman buna cevap vermedi.
Erdoğan darbe ile ilgili bütün ayrıntılarda farklı konuşuyor, bir başka deyişle yalan söylüyor. Darbeyi öğrendiği saati dört farklı şekilde anlatmıştı. Marmaris’te askerlerden 15 dakika ile kurtulduğunu söylemişti ancak Marmaris’e askerlerin Erdoğan ayrıldıktan 2 saat sonra geldikleri resmi belgelerde yer alıyor.
ÖLEN İNSANLAR ÜZERİNDEN SONSUZ RANT
Yakında 15 Temmuz’un yıldönümü. Yine ölen insanların üzerinden bir sürü rant devşirecekler. Ölenlerin hiçbirinin zerre önemi yoktur. Bakmayın pehlivan tefrikalarına salya sümük 15 Temmuz hikayelerine.  Onlar 15 Temmuz sonrası yapılması planlanan şeyler için hayatını kaybetmiş, meseleyi daha vahim ve kanlı bir hale getirmek için feda edilmiş insanlardır. İnşallah şehittirler. Hadiste anlatıldığı gibi ölen neden öldü öldüren neden öldürdü bilmiyor.
Darbecilere hiçbir faydası olmayacak olan Meclis’in bombalanması, Emniyet’in vurulması, Külliye’nin en uzak köşesine bomba düşmesi gibi olayların darbenin başarısızlıkla sonuçlandığının anlaşılmasından ve darbecilerin teslim olmaya karar verdiklerinden sonra neden gerçekleştirildiği ise hâlâ kamuoyunca bilinmiyor.
Havuz’da 15 temmuz söylemini sorgulamaya cesaret eden yok. Ancak Taşgetiren’in aşağıda linkini verdiğim yazısı ilginç. Her ne kadar mıy mıy gitmeye dikkat etmiş ‘aman Erdoğan geçmesin!’ diye ödü patlamış olsa da cesareti takdire şayan.
http://www.star.com.tr/yazar/kalkismanin-anatomisini-tam-okuyan-var-mi-yazi-1221142/