5 Kardeşin Gözyaşları ve Üstü Örtülemeyen Gerçekler

[Erhan Başyurt]
AKP iktidarı son dönem icraatlarıyla adeta zulmün kitabını yazıyor.
45 bin masum insan iftira ve uydurma suçlamalarla yok yere hapis yatıyor.
100 bini aşkın insan kamudan hiçbir somut delil olmadan, duyumlar ve iftiralara dayalı fişlemeler sonucu atıldı.
Haklarında tek bir mahkeme kararı yok. Somut delil yok. Suç yok!
Yargısız infaz aldı başını gidiyor…
***
Darbe bahane gösterilip tüm muhalifleri susturmaya yönelik ‘purge’ yani ‘siyasi temizlik operasyonu’ gerçekleştiriliyor.
AKP iktidarının ayakta kalabilmesi, muktedir olabilmesi, kendisine yaptığı yolsuzlukların ve hukuksuzlukların hesabı sorulamaması için inanılmaz bir zülüm icra ediliyor.
***
İşadamlarının helal kazançlarına el konuyor, malları gasp ediliyor.
Medya kuruluşlarına kilit vuruluyor, gazeteciler, aydınlar sudan sebeplerle hapse konuluyor, özgür kalemler susturuluyor.
Sadece insanların ekmekleriyle oynamakla kalmıyor, aileleri de çocuklarına da zulm ediliyor.
Eşler hapse konuyor, çoçukları açlığa mahkûm ediliyor.
‘Şüpheli’ biri bulunamazsa yerine kardeşi, babası, eşi, birinci derece yakınları hapse alınıyor, işkence ediliyor, şantaj yapılıp teslim olması sağlanmaya çalışıyor.
***
Adalet yok. Tarafsız ve bağımsız yargı yok. Adil yargılama yok.
Özel kurulmuş mahkemelerde, özel seçilmiş tek bir hâkim ve savcı üzerinden, siyasi talimatla alınan kararlar üzerinden ‘yargı’ işletiliyor.
Hukuk, iktidarın silahı ve sopası haline getirildi.
Siyasi talimata aykırı karar veren hâkimler de ‘terör’ ile suçlanıp kürsüden kodese yollanıyor.
Hâkim ve savcıların üçte biri bu nedenle görevden alındı ve hapse atıldı.
***
Yargıtay, Danıştay ve HSYK üyeleri bile yargısız infazla tutuklandı.
Anayasa Mahkemesi bile dokunulmazlığı olan ve Anayasal güvence altındaki iki üyesini yargı kararı olmaksızın hapse konulmasına göz yumdu.
Sadece hâkim ve savcılar değil, mağdurları savundukları için avukatlar da demir parmaklıkların ardına konuluyor.
Proje hâkimler tarafından verilen kararlar hukuksuz, iddialar iftira, ama savunma bile yapılması engelleniyor.
Böyle bir yargı sisteminden, OHAL yasalarının gölgesinde, KHK’larla gerçekleşen hak katliamlarından hukuk da adil ve demokratik bir yönetim de elbet çıkmaz.
***
İnsan hakları, evrensel ortak değerler pervasızca ihlal ediliyor.
Sistematik işkence ve kötü muamele ‘gövde gösterisi’ olarak ‘sindirme’ amaçlı kullanılıyor.
Tutuklu yargılama, bir nevi yargısız cezalandırma yöntemine dönüştürüldü.
İddianame yok, iddialar uyduruk, ama binlerce insan kapasitesinin iki katı hücrelerde tıka basa zulme tabi tutuluyor.
***
Ankara’da tutuklu babalarını anneleriyle ziyarete giden beş çoçuğun yeni yayınlanan videosu ve gözyaşları tek başına herşeyi anlatıyor.
Annelerini de cezaevinde ziyaret esnasında tutuklayıp, biri özürlü beş küçük çoçuğu tek başlarına cezaevi bahçesine terk ediyorlar.
Vicdanı olan ve hardal tanesi kadar hatanın bile hesabını Allah’a vermekten korkan kim bunu yapabilir?
Demokrasiye ve insan haklarına zerre inancı ve bağlılığı bulunan hangi iktidar bu yapılanlara göz yumabilir?
https://www.youtube.com/watch?time_continue=2&v=20AXckG-IXU
***
Unutmayın! Tarih hırslı yöneticilerin güce dayalı benzer zülümleriyle doludur.
Hepsi bugün nefretle anılıyorlar. Onların katlettiği, güç kullanıp hukuklarını ayaklar altına aldıkları mağdurlar ise hayırla zikrediliyorlar.
Yalan ve iftiraya dayalı zülüm ve kaba güçle uzun süre iktidarda kalan hiç kimse yoktur ve hiçbirinin akıbeti de güzel olmamıştır.
Hukuk adeta olduğu üzere geri döndüğünde, gerçekler bir bir ortaya çıkacak ve maskeler düşecektir.
Algı operasyonları ve kara propagandayla hipnotize edilen kitleler ‘’ölüm uykusundan’’ pişmanlık ve öfkeyle uyanacaktır.
Zulme merdiven yapılan o iftiralar da güneşi gören kar misali eriyip gidecektir.