HABER ANALİZ – UĞUR SAĞINDIK
İstanbul 14. Ağır Ceza, MİT TIR’larına ilişkin davada, ‘FETÖ’ diye bir örgütün varlığının ispat edilemediğine hükmetti. O halde Hidayet Karaca ve diğerleri aylardır neden tutuklu?
19 Aralık 2014’ten bu yana tutuklu. Varlığı bir türlü ispat edilemeyen ‘terör örgütünün’ kurucusu olmakla, o örgütü yönetmekle suçlanıyor. Örgütün olmadığı daha bir kaç gün önce Can Dündar’ın yargılandığı davada bizzat 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından teyit edildi. Mahkeme, söz konusu kararında ‘FETÖ/PDY diye bir örgütün varlığının ispat edilemediğini’ açık açık yazdı.
Proje geliştiriyoruz
Medyaya yönelik operasyonun köşe taşları bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından adım adım döşenmişti aslında… Bir konuşmasında, “Bir proje geliştiriyoruz. O bitince süreç hızlanacak.” dedi. 16 Haziran 2014’te Sulh Ceza Mahkemeleri’nin yerine süper yetkilerle donatılmış sulh ceza hakimlikleri kuruldu.
Twitter fenomeni @fuatavni_f, 11 Aralık 2014’te aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ismin gözaltına alınacağını duyurdu.
Başsavcı yalanladı
Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı, Çağlayan Adliyesi’ne giderek haklarında soruşturma olup olmadığını avukatları aracılığıyla sordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, böyle bir soruşturma olmadığını bildirdi. Ancak 14 Aralık Pazar sabahı gözaltılar başladı. Hidayet Karaca, Emniyet’e giderek teslim oldu. Karaca ve Dumanlı’nın yanı sıra aralarında eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder’in de bulunduğu bazı emniyet mensupları da gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar adliyenin -7. katında, buz gibi hücrelerde tutuldu. Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın sorguları gözaltına alındıktan tam 80 saat sonra yapıldı.
‘Kumpas’ tiyatrosu!
Soruşturma Savcısı Hasan Yılmaz, Tahşiyeciler örgütüne kumpas kurulduğunu savunuyordu. Savcıya göre Fethullah Gülen, 6 Nisan 2009’da herkul.org’da yayınlanan sohbetinde örgütü hedef göstermiş, daha sonra STV’de yayınlanan dizide örgütten bahsedilmiş, ardından Zaman gazetesinde iki yazar, makalelerinin bir yerinde bu örgütü anlatmış, bütün bunlardan sonra da polisler operasyon yapmış ve şahıslar gözaltına alınmıştı!
Örgüt nerede?
Ekrem Dumanlı, kendisine bile ait olmayan iki makale ve bir haber; Hidayet Karaca ise 4 yıl önce yayınlanan ‘Tek Türkiye’ dizisinin senaryosu sebebiyle suçlanıyordu. ‘Terör örgütü yöneticiliği’nden tutuklanan Karaca, hakime çok zor bir soru sormuştu: , “Hakim bey bir delil var mı? Bir tek delil var mı? Silahlar nerede? Örgüt nerede?”
Mahkeme: Örgüt yok!
Hidayet Karaca’nın bu sorusuna İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yaklaşık 17 ay sonra Can Dündar’ın yargılandığı davadaki kararında cevap verdi: “FETÖ diye bir örgütün varlığı ispat edilememiştir!”
İddianame neden çürük?
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianame, 2 Ekim 2015’te İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Çelişkilerle dolu iddianame, savcının hayal gücü ve vehimlere dayanıyor. Somut tek bir ‘suç’ delili yok.
Savcı, kendisini yalanlıyor
Savcı, ‘Hizmet Hareketi’nden ‘silahlı terör örgütü’ olarak bahsediyor. Ancak TCK’ya bir grubun ‘terör örgütü’ olarak kabul edilmesi için ‘cebir ve şiddet’ unsurlarını barındırması lazım. Zaten savcı da Cemaat’in bu unsunları barındırmadığını iddianamesinde itiraf ediyor. “Her ne kadar bu aşamaya kadar aktif cebir, şiddet içeren eylem ve işlemleri tespit edilmiş olmasa da…” diyor. TCK’ya göre ‘cebir ve şiddet’ yoksa, terör örgütü de yoktur! Kaldı ki Karaca ile polisler arasında nasıl bir bağlantı olduğuna dair de tek bir somut delil yok.
Senaryonun sorumlusu kim?
İddianamede, senaryo ekibinde görevli şüpheliler tarafından ‘karanlık kurul adlı bölümün senaryosunun film şirketi tarafından yazılmadığının belirtildiği’ ileri sürülmüş. Ancak şüphelilerin hiç birisinin ne emniyet ne de savcılık ifadesinde senaryonun film şirketi tarafından yazılmadığı söylenmedi. İfadesi alınanların her biri ya senaryoyu kendisinin yazmadığını veya kim tarafından yazıldığını bilmediğini söyledi. Senaryo Ser Film A.Ş. yapımcı kuruluşuna aittir. Dolayısıyla Karaca sorumlu tutulamaz.
‘Etkili olmak’ ne demek?
Ortada Hidayet Karaca’nın bu dizinin senaryosunu yazdığını iddia eden hiç kimse ve bunu destekleyen hiçbir delil yok. Senaryoları yazanı tespit edemeyen savcı, ‘senaryo yazımında etkili olduğunu’ belirterek ihaleyi Karaca’nın üzerine yıkıyor. Senaryo yazımında etkili olmak ne demek? Bir hukuk devletinde ‘etkisi olma’ gibi muğlak bir kavramla bir kişiyi belirli bir eylemin faili olarak suçlamak mümkün mü?
Gerçeği gizlemek suçtur
Savcı, söz konusu iddianamede insanları mesnetsiz olarak suçlamakla kalmıyor. Gerçeği gizleyerek aynı zamanda suç işliyor. Dizinin yapım koordinatörü Mehmet Aylıdere, ‘Karanlık Kurul’un senaryosunu yazan kişinin İsmet Macit olduğunu söylüyor. Ancak savcı ne söz konusu kişinin ifadesini alıyor ne de hakkında soruşturma başlatıyor. Dolayısıyla savcının, ‘şüphelilerin senaryoyu kimin yazdığını bilmediklerini söylediği’ iddiası da tamamen yalan oluyor.
Tahşiyeciler raporu, MİT’ten geldi
Tahşiye soruşturması Gülen’in sohbetinden çok daha önce başlamıştı. MİT, söz konusu grubu 2004’den beri takip ediyordu. 17.02.2009’da Tahşiyeciler’le ilgili TSK ve Emniyet’e bir rapor sunmuştu. Dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin de imzasının bulunduğu ‘Tahşiyeciler’ raporunun kendilerine de MİT’ten geldiğini bizzat açıkladı.
Tahşiyeciler, El Kaide bağlantılı
Tahşiyeciler’e yönelik operasyonun yapıldığı tarihte İstanbul Valisi Muammer Güler’di… AKP’de içişleri bakanlığı yaptı. Operasyonun yapıldığı gün kameraların karşısına geçmiş ve örgütün El Kaide ile bağlantılı olduğunu anlatmıştı. Güler, operasyon kapsamında yapılan aramalarda 3 el bombası, 7 tabanca, hançer, kılıç ve çok sayıda örgütsel döküman ele geçirildiğini belirtmişti.
Ladin’in ordusuna katılmak farzdır!
Tahşiyecilerle ilgili soruşturma kapsamında ele geçirilen görüntüler sabit. Silahlı mücadeleyi savunuyorlar. Videolarda örgütün lideri olduğu ileri sürülen Mehmet Doğan, El Kaide lideri Usame bin Ladin’e övgü dolu sözler söylüyor. Onun ordusuna katılmanın ‘farz’ olduğunu anlatıyor. Doğan, CNN Türk’te katıldığı bir programda ise “Bin Ladin’i Müslüman olduğu için severim.” diye konuşmuştu.