Yorum | Veysel Ayhan
Yeni tartışma, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin seçimde ne kadar oy alacağı. Siyasetle ilgili tahmin yapmak her türlü kural ihlalinin serbest olduğu bir zeminde mümkün değil. Yapılacak tahminler, hakemin satın alındığı futbol maçı için yorum yapmaya benzer. Ama kesin olan bir şeyler var:
Sonra Kılıçdaroğlu geldi. Ve CHP, bir anda Erdoğan için “kılçıksız lüfer”e döndü.
Bir tarafta ağzı bozuk, yasa ve ahlak tanımaz bir mafya babası, diğer yanda kibarlık ve nezaketini bozmayan, devlet terbiyesi almış bir insan.
Dolayısıyla Erdoğan her durumda ‘atı alıp Üsküdar’ı geçti.
Sahte oylarla Ankara’da Mansur Yavaş’ı ekarte ettirdi. Atı alıp Üsküdar’ı geçti.
16 Nisan 2017 Referandum’unu kaybettiği halde kazandı. Atı alıp Üsküdar’ı geçti.
Anayasanın tüm maddelerini paspas yaptı. Atı alıp Üsküdar’ı geçti.
Medyaya çöktü. Atı alıp Üsküdar’ı geçti.
Peki, Muharrem İnce ne yapacak?
Eski Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, KRT’de Çağlar Cilara’nın programında “Dinsizin hakkından imansız gelir” deyip şunları ekliyor: “Erdoğan’a çağrı yapıyorum. Bak hemşehrim, sen Muharrem İnce’yi tanımazsın. Muharrem İnce, kolay yutulur lokma değil. Eleştirilerini bir seviyede tut o seviyenin altına düşme vallahi seni evirir çevirir, sandığın dibine gömer.”
İnce’nin ilk söylemleri Okuyan’ı doğruluyor. İnce, Erdoğan’ın çok canını sıkacağa benziyor.
DİPLOMA
Erdoğan’ın en rahatsız olduğu konu diplomasının olmayışı. Bunun farkında.
1982’de kurulan Marmara Üniversite’inden 1981 yılında mezun olmayı başarmış!
1982’de dekan olan Ömer Faruk Batırel’in adı, 1981’de mezun olan Erdoğan’ın diplomasının altında var.
Diploma numarası 8345. Marmara Üniversite’sinden kendisinden 4 yıl sonra 1985’te mezun olmuş bir öğrencinin diploma nosu 2620. Yani diploması yüzde yüz sahte.
Böyle onlarca delil var.
Yumuşak karnı bu.
İnce, işe doğru yerden yani tam buradan başlamış. Yalova mitinginde şöyle diyor:
“Soruyorlar [cumhurbaşkanlığını] sen yapabilir misin? Sana güvenebilir miyiz? Bak anlatayım. 3 Kasım 2002’de milletvekili oldum. Sayın Erdoğan daha o zaman milletvekili değildi. O Mart 2003’te oldu. Yani kıdemse, ben ondan 5 ay daha kıdemliyim. (…) Gizli oturumlara katıldım. 1 Mart tezkeresinde oradaydım. Grup başkanvekili oldum. Sonra benim diplomam var! Daha ne olsun?”
Bu Erdoğan’ı çıldırtacak bir davranış. Ki ilk tepkisi şu oldu: “Üniversite yıllarım hep siyasette geçti.” Erdoğan tepki gösterdiğinde muvazenesini kaybediyor. Prompter’den gözünü ayırdığında “kendine zarar veriyor.” Kendi sözüyle üniversite okumadığını itiraf etmiş. Yani “tamam üniversiteye gitmedim ama sor ki neden! Çünkü siyaset yaptım.”
TRT
İnce’nin bir başka doğru hedefi TRT. BBC Türkçe’ye verdiği beyanatta şunları diyor:
“TRT’ye kızıyorum. TRT, 80 milyonun elektrik faturasından pay alıyor. Ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayını açıklamasını vermiyor. TRT böyle devam ederse CHP’nin tüm milletvekilleri ile birlikte oraya gideceğim. Bu, tehdit değil hakkımı istiyorum. Kimseye hakkımı yedirmem.”
Sonra Balıkesir’de devam etti:
“Eğer (TRT) bugünki görüntüleri de görmezse hafta içi 130 milletvekili ile TRT’ye geliyorum haberiniz olsun kaçmayın sonra… Bu son uyarım, bir daha uyarmayacağım. TRT babanızın çiftliği değildir. TRT 80 milyonundur.”
Tüm CHP milletvekillerinin TRT’yi basması, hakkını araması TRT’yi AKP’nin çiftliği yapmış Erdoğan’ı çıldırtacaktır. 130 milletvekilinin bağımsız bir devlet kuruluşu olan TRT’ye gitmesi, orada oturma eylemi yapması tüm dünya kanallarında haber olacaktır. Bu, ister istemez TRT yayınlarını etkileyecektir.
Muharrem İnce’nin Yalova’da düzenlediği ilk mitingi NTV, CNN Türk ve Habertürk de yayınlamadı. İnce’nin bu “penguen kanalları” için de planı var:
“AKP’nin ilçe kongrelerini bile canlı yayınlayan televizyon kanalları dün Yalova’daki muhteşem mitingimizi canlı yayınlamadı. Bu medya düzeniyle de çarpışa çarpışa geleceğiz. Saray talimatıyla muhalefete medya ambargosu devam ederse mitinglerimizi TV kanallarının önünde yaparız!”
Hatırlarsanız Habertürk ve NTV’nin önünde yapılan protestolar sonrası bu kanallar Gezi’yi haber yapmaya başlamıştı.
KÜRT SEÇMENLER
HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, CHP milletvekili Enis Berberoğlu ve onlarca milletvekili hapiste. İnce, Erdoğan’dan yenen “dokunulmazlık golü” konusunda partisinden farklı düşünmüş:
“Ben dokunulmazlıklar konusunda partimle ayrı düştüm. Ben inandığımı yaptım. Kürtlerin hoşuna gitmesi için yapmadım.” diyor ve Erdoğan’a çağrı yapıyor: “Demirtaş’ı hapiste tutma, gel erkekçe yarışalım.” Sonra Demirtaş’ı hapiste ziyaret edeceğini söylüyor.
Ayrıca Roboski katliamının sanıklarını yargılatmayı vadediyor. Ki bu önemli bir adım.
Kürt sorununu “samimiyetle, parlamentoda, yalan söylemeyerek ve cesur adımlarla çözeceğini” söylüyor.
Bunlar CHP’yi aşan söylemler. Bunları duyan Erdoğan yakında bir anda Kürtleri sevmeye başlayabilir!
ERDOĞAN’IN KUTSALI: SARAY
Erdoğan’ın en büyük kutsalı Saray. 15 Temmuz tiyatrosunda Saray az biraz bombalansaydı, tiyatrosunun inandırıcılığı artacaktı. Ama Erdoğan’ın gönlü sadece bahçenin uzak bir duvarının bombalanmasına izin verdi. Yerdeki gazoz şişesini isabetle vurabilen F16’lar 450 bin metrekarelik Saray’ı ıskaladı.
İnce’nin Saray planı da orijinal:
“Allah’ın izni, milletin isteği ile 24 Haziran’da cumhurbaşkanıyım. Sarayı bu ülkenin en akıllı evlatlarına vereceğim, bilim yuvası yapacağım.” … “İyi bir emlakçı arıyordum, satacaktım orayı ama… Orayı üniversite yapacağım. Cumhurbaşkanı olarak Atatürk’ün oturduğu Çankaya Köşkü’nde oturacağım.”
Saray’ı terk etmenin hayali bile Erdoğan’ı çileden çıkarır.
Selahattin Demirtaş’ın hapiste tutulma sebebi Erdoğan’ın kimyasını bozan sözlerdi. Şimdi benzer sözler Muharrem İnce’den geliyor.
İnce’nin konuşmalarını TV’ler vermeyebilir ama emin olsun en sadık takipçisi Erdoğan olacaktır. Dinledikçe çıldıracak çıldırdıkça saçmalayacaktır. Tekerine tekme yemiş bisiklet gibi art arda yalpalayacaktır. Nitekim başladı.
KENDİNE OY VERENLERİ MÜNAFIK İLAN ETTİ!
Kendine oy verecek olanları eğer AKP’ye oy vermeyeceklerse münafık ilan etti:
“Oyumu cumhurbaşkanına vereceğim ama AK Parti’ye vermeyeceğim diyenler münafık çetesidir” dedi.
Dengesizleşmesini eski dava arkadaşı Abdullatif Şener, şöyle aktarmış:
“Erdoğan’a oy verenler münafık sayılırmış. Eğer Ak Partiye oy vermezlerse. Kim söylüyor bunu? -Sn Erdoğan söylüyor. Nerede söylüyor? -Kayseri mitinginde. Ne zaman söylüyor? -Bugün. Tövbe, tövbe Ya Rabbi! Reise oy vermek, hiç münafıklık olur mu? Allah beterinden korusun!”
Muharrem İnce ne yapar ne yapmaz; cumhurbaşkanı olur olmaz başka mesele. Ama Erdoğan’ı çıldırtacağı kesin.
Eh bu da muhalefet için fena kazanç sayılmaz.
TRAFOYA YİNE KEDİ GİRECEK Mİ?
Kılıçdaroğlu’nun sandıklara sahip çıkmada sabıkası oldukça kötü.
Muharrem İnce ise 2014’te Yalova’da sandığa sahip çıkmış milletvekilliğini söke söke almıştı.
Bu sebeple 24 Haziran seçimleri için Erdoğan’ın bir başka kabusu İnce’nin trafolara kedi sokmaması yani Üsküdar’dan atı alıp kaçmasına mani olması olacaktır.
Bunun ötesinde İnce’nin seçilme şansı, söylemlerine ve tüm toplumu kucaklayıcılığına bağlı.
Ama daha şimdiden peşin kazanç Erdoğan için tüm muhalefetin “kılçıksız lüfer” olduğu dönemin bitmesi.
(tr724)