Eğitim Bakanlığı, gelecek yıldan itibaren (2025-2026) liselerde ‘komünizm dönemi’ tarihinin zorunlu ders olarak okutulacağını duyurdu.
LİSE 2 VE 3’ÜNCÜ SINIRLARDA ZORUNLU DERS OLARAK ÖĞRETİLECEK
12 ve 13.sınıflarda zorunlu olacak dersin temel amacı, öğrencilere; Romanya’daki komünist rejimin ülke ve toplum üzerindeki sosyo-politik- kültürel baskı politikalarının etkilerini aktarma, tanıma ve eleştirel bir bakış açısı sunmayı hedeflediği vurgulandı.
“YENİ NESİLLER, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİNİN ÖNEMİNİ ANLAMALI”
Yeni nesillerin komünizm dönemi yakın geçmişleri hakkında bilgilendirilmesinin önemine dikkat çeken Eğitim Bakanı Ligia Deca, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Komünizm dönemi tarihi müfredatını kabul ederek bugün onayladım. Gençlerimizin yakın geçmişleri hakkında doğru bilgiye erişmeleri gerekiyor. Tarihe dayalı cehalet ve manipülasyonla mücadele etme yükümlülüğümüz var.” dedi.
“Aşırılığın, hoşgörüsüzlüğün ve otoriter eğilimlerin yükselişinin, bilinçli ve sorumlu yurttaşların yetiştirilmesinde tarih eğitiminin ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.” diyen Bakan Deca, “Gençlerimiz; özgürlüğe değer vermeyi, demokrasiyi savunmayı ve ideal olarak kötülüğün artık yaşanmayacağı bir toplum inşa etmeyi öğretecek bir eğitimi hak ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“GENÇLER, YAKIN GEÇMİŞTEKİ GERÇEKLERİ ÖĞRENMELİ”
Deca, “Gençlerimiz; özgürlüğe değer vermeyi, demokrasiyi savunmayı ve ideal olarak kötülüğün artık yaşanmayacağı bir toplum inşa etmeyi öğretecek bir eğitimi hak ediyor. Öğrencilerin geçmişte yaşanan; siyasi baskı, günlük yaşam ve komünist rejimin kararlarının sıradan insanlar üzerindeki etkisi gibi temaları keşfedip anlayacaklarından eminim.” değerlendirmesinde bulundu.
Bükreş Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Eğitim Bakanı Ligia Deca, komünizm dönemi tarihi dersinin önemini şu sözlerle özetledi; “Çünkü, tarihsel cehaletle, asılsız nostaljiyle ve manipülasyonla mücadele etmek gibi bir görevimiz var. Çünkü; özgürlük, demokrasi ve insan hakları konusunda temel dersleri almamız gerekiyor. Çünkü, aşırılık ve otoriterlik tehditlerini tanıyabilen ve bunlarla mücadele edebilen nesiller yetiştirme sorumluluğumuz var..”