Türkiye’nin AB ülkeleriyle ticaretine darbe vuracak liste krizi, Romanya ile patlak verdi

Dursun KÜÇÜKASLAN – BDO Vergi Ortağı

Avrupa Konseyi 2017 yılından beri vergi kaçırma, vergiden kaçınma ve kara paranın aklanması gibi konulara karşı aksiyon alabilmek adına iki tane liste yayımlıyor. Bu listeler “Vergi Konularında İşbirliği Yapmayan Ülkeler Listesi” (1 Sayılı Liste) ve “Vergi Konularında İşbirliği Yapan Fakat İyi Yönetişim Konusunda Taahhütleri Bulunan Ülkeler Listesi” (2 Sayılı Liste). Listeler yılda iki kere güncelleniyor.

1 sayılı listeye kara liste diyebiliriz. Bu listede yer alan ülkeler zaten işbirliği yapmayan ülke olarak nitelenmişler. Ülkelere baktığımız zaman vergi cenneti diyebileceğimiz ülkeler var bu listede.

2 sayılı listede ise vergisel anlamda işbirliği yapan ancak bazı taahhütlerini yerine getirmesi beklenen ülkeler var. Bu listeye kara liste diyemeyiz, belki gri liste denebilir. Bu ülkelerin taahütlerini yerine getirip getirmediği gözlemleniyor.

Aralık 2019’da Avrupa Konseyi, zararlı vergi rekabeti ile daha etkin mücadele için üye devletlerin listelerde yer alan ülkelere 1 Ocak 2021 itibariyle aşağıdaki dört vergisel önlemden en az birini uygulaması konusunda karara vardı.

·         Listelerdeki ülkelerden gelen faturaların vergi matrahından düşülememesi

·         Listelerdeki ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin kontrol edilen yabancı kurum kapsamında değerlendirilmesi

·         Listelerdeki ülkelere yapılan bazı ödemelerden stopaj yapmak

·         Listelerdeki ülkelerden gelen kâr dağıtımlarını istisna dışında tutmak

OTOMATİK BİLGİ TRANSFERİ BAZI AB ÜLKELERİYLE BAŞLAMADI

2 numaralı listede yer alan Türkiye, tüm Avrupa Birliği (AB) üye devletleriyle Otomatik Bilgi Değişiminin (OBD) etkili bir şekilde uygulanması konusunda somut adımlar attı. Nitekim, 31 Aralık 2020 itibari ile 78 ülkeden bilgi almak, 58 ülkeye bilgi vermek şeklinde otomatik bilgi değişimi başlatıldı. Birçok ülke bu kapsamda olsa da, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Fransa gibi gurbetçilerimizin yoğun olduğu bazı AB ülkelerinde bu değişim uygulaması henüz başlatılmadı.

Avrupa Konseyi, Şubat ayında bir değerlendirme yapacak. Onlarca ülkeyle bilgi değişimini başlatan Türkiye’nin, AB’nin ağır toplarıyla henüz bu sistemi aktive etmemiş olması endişeye yol açıyor.

İLK YASAL DÜZENLEME ROMANYA’DAN

Romanya 2020 Aralık ayında önemli bir vergisel düzenleme yaptı. Buna göre, yılbaşından itibaren Konsey tarafından ilan edilen 1 ve 2 sayılı listelerde yer alan ülkelerden gelen bütün faturalar vergi hesabında gider olarak kabul edilmeyecek.

Böylece Türkiye’deki şirketlerden Romanya’ya düzenlenen faturalar Romanya’da vergi hesabında maliyet ya da gider olarak dikkate alınamayacak. Örneğin; Romanya’daki bir şirket Türkiye’deki bir şirketten mal alıp sattığında Türkiye’den gelen malın faturasını maliyet olarak dikkate alamayacak. Ya da Romaya’daki bir fabrika Türkiye’den gelen hammaddeyle ürettiği ürünleri satarken Türkiye’den gelen hammaddeye isabet eden maliyeti dikkate alamayacak. Türkiye’den Romanya’ya satılan sabit kıymetlerin amortismanları Romanya’da gider olarak dikkate alınamayacak. Listeyi uzatmak mümkün.

YASA YÜRÜRLÜKTE, GERİ ADIM ATILSA BİLE…

Almanya, Fransa, İtalya gibi koca koca AB üyesi ülkeler henüz bir yaptırım uygulamamışken Romanya’nın tedarik zincirinde önemli yer tutan Türkiye’ye karşı neden bu kadar sert bir yaptırım uyguladığına anlam vermek güç. Romanya’daki meslektaşlarımıza sorduğumuzda muhtemelen yasa yapıcıların düzenlemenin sonucunu iyi hesap edemediğini ifade etti.

Meslektaşlarımız Romanya’nın bu düzenlemeden geri adım atacağına kesin gözüyle bakıyorlar. Ancak bir an evvel geri adım atılması önemli, zira düzenleme şu an itibari ile yürürlükte. Ayrıca yapılacak düzenlemenin Türkiye’den 2021 başından beri gelen faturaları kapsaması da önemli. Aksi halde Türkiye’den düzenlenen Ocak ayına ilişkin faturalar Romanya’daki şirketlere haksız vergi yükü yaratacak.

Umarım Konsey Şubat ayında Türkiye’yi listelerden çıkartır da, bundan sonraki süreçte diğer AB üyesi ülkelerle benzer sorunlar yaşanmaz.

NOT: Bu yazı 26 Ocak tarihinde Dünya gazetesinde yayımlanmıştır.