Avrupa basını: Ne Erdoğan ne Macron diyebilmeliyiz

Avrupa’da yeniden baş gösteren ifade özgürlüğü ve kutsala saygı dengesi üzerine tartışmalarda farklı görüşler de ortaya çıkıyor. İtalya’nın önemli gazetelerinden La Stampa, hicvin de bir sınırı olduğu düşüncesini dile getirirken, Fransa’da yayın yapan bir derginin yayın yönetmeni, diğer ülke ve kültürlerden aynı seküler yaklaşımın beklenmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.

İtalyan gazetesinde Donatella Di Cesare imzalı yazı, ifade özgürlüğü sözkonusu olduğunda sorumluluğun getirdiği sınırların bilinmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. ‘Erdoğan ve Macron’un hataları’ başlıklı yazıda, ”Özgürlük dediğimiz gerçekten de yaratıcıya hakaret etmek, başkalarının kutsalına dil uzatmak, hakaret edip kutsiyetten uzaklaştırmaya çalışmak mı?” sorusu soruluyor. Hor görme özgürlüğünün salgında sokakta maskesiz gezmeye benzetildiği yazıda şu ifadelere yer veriliyor: Karanlık pandemi döneminde, kendini egemen sayan bireyin özgürlük düşüncesinin ne kadar boş, her türlü sorumluluktan muaf, kendi içinde mahsur kalmış bir ego olduğunu görmüş olduk. Her saldırının ardından ‘sekülerizm’ ile ‘fanatizm’, yani Macron ile Erdoğan arasındaki alternatif biraz daha ön plana çıkıyor! Oysa ne o ne de diğeri demeliyiz!”

BİZE NORMAL GELEN BAŞKASINA GÖRE HAKARET SAYILABİLİR

Fransa’da yayın yapan siyaset dergisi Esprit’in eski yöneticileri Olivier Mongin ve Jean-Louis Schlegel, Le Monde için kaleme aldıkları yazıda ise siyasetçilerin, karikatür kriziyle bir demagojik operasyonun tarafı olmayı yeğlediklerinden yakınıyor. ”Karikatürü savunanlar, dini duygulara yönelik eleştirilerin küresel sonuçlarına kör” başlığını taşıyan makalede şu görüşlere yer veriliyor: ”Bizim için kutsala dil uzatmak anlamına gelmeyen bir şey, başkaları için pekala öyle olabiliyor! … Dini küreselleşme anlaşılamadı. Dini küreselleşme sekülerleşmemiş ya da yeterince sekülerleşmemişlerin, sekülerleşmişlerle kafa kafaya çarpışmasını ve bu ilişkinin şiddetle sonuçlanacağını içeriyor. Nihayetinde herkesin başının üzerinde, özellikle de din ile devlet arasındaki ayrımı hayata geçirmeyi başarmış ve inançlı olsun olmasın herkesin özgürlüklerini teminat altına almış ülkelerin başının üzerinde Demokles’in Kılıcı sallanacaktır.”

FRANSA KENDİNİ DOĞRU TANITMALI

İngiliz İngiliz The Economist dergisinde çıkan değerlendirmede ise, Fransa’yı ‘hiçbir zaman dine dil uzatmayı tasvip ettiği izlenimini uyandırmaması’ konusunda uyarıyor. Kutsala saygısızlık edenlerin de, şiddete başvurmadığı sürece ona karşı çıkanların da korunmasının devletin sorumluluğunda olduğu hatırlatılıyor.