Sürgündeki gazeteci Can Dündar, New York Times gazetesinde kaleme aldığı yazıda, Barış Pınarı Harekatı’nın iç kamuoyuna yönelik sonuçlarını irdeledi.
Harekatla iç problemlerin arka plana atıldığını kaydeden Dündar, muhalif seslerin üzerine gidilerek operasyon sürecindeki eleştirilerin önünün kesildiğine vurgu yaptı. Operasyonun ilk haftasında 150’den fazla insanın tutuklandığını belirten Dündar, New York Times’taki yazısına şöyle devam etti: ”Geçenlerde yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre toplumun yüzde 42’sinden fazlası Suriye’ye müdahaleye karşı…
Ama korku, ağızlarını bağlıyor. Bazıları içinse, hükümeti övmek kapılar açıp fırsatlar yaratıyor. Bir grup ünlü şarkıcı, operasyonu öven bir şarkıyla ortaya çıkıverdi.
Film yıldızları, ünlü futbolcular, Saray’ın iltifatına mazhar oldu. Operasyonun başlamasından üç gün sonra çıktıkları Arnavutluk maçında gol sonrası asker selamı veren Türk milli takımı futbolcuları için UEFA soruşturma başlatmıştı. Futbolcular buna rağmen aynı selamı Fransa maçında tekrarlayınca “verdikleri anlamlı mesajdan dolayı” Erdoğan’dan tebrik telefonu aldılar.
Tabii baskı, sadece hükümetten gelmiyor. Adapazarı’nda 19 yaşındaki bir otobüs muavini, Kürtçe konuştuğu için linç edilerek öldürüldü. Bir başkası, Çanakkale’de refakatçi bulunduğu hastanede yine Kürtçe konuştuğu için kafasına vurulan şişeyle yaralandı.
Erdoğan bu korku ve parçalanma ikliminden istifade ediyor.
MUHALEFETİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMAK İÇİN
Son yerel seçim yenilgisinden sonra, özellikle de Kürt oylarının sosyal demokrat Ekrem İmamoğlu’na gitmesiyle İstanbul’u kaybettikten sonra, bu askeri operasyonu muhalefeti köşeye sıkıştırmak için kullandı. Muhalefetteki sosyal demokratlar ve siyasetin yükselen yıldızı İstanbul Belediye Başkanı, savaşı desteklemek zorunda kaldı. Savaş aynı zamanda Erdoğan’ın iki eski güçlü müttefiki, Abdullah Gül ile Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti kurma çabalarını da durdurdu. En önemlisi, geçen aya kadar ekonominin kötü gidişatı, yüksek enflasyon ve zam dalgası gündemde iken bir anda milliyetçilik tek gündem maddesi haline geldi.
Suriye savaşının Türkiye’ye ne katkı getireceği sorusuna net bir cevap vermek zor, ama içerde şimdiden hükümete birkaç zafer hediye etti. Erdoğan, tıpkı 2016 darbe girişiminden sonra yaptığı gibi, bu operasyonu da muhalefeti zayıflatmak, muhalifleri susturup cezalandırmak ve gücünü sağlamlaştırmak için bir fırsata dönüştürdü.
Öyle görünüyor ki hükümetin asıl hedef almak istediği düşmanlar dışarda değil, içerde…