Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi, AKP’nin, tarihindeki en zor zamanlardan geçtiğini gösteriyor. Elbette bu noktaya ‘dün’ gelinmedi. Biriken kirin, lekenin, şaibenin yarattığı tortu ve ona karşı ortaya çıkan enerjiydi.
İnsan yaşamından çevreye, sosyal alandan kamu kaynaklarına her şeyi talan ettiler. Yolsuzlukların,
Soma’nın,
Özgürlüklere müdahalenin,
”Kadın mıdır, kız mıdır” sözlerinin,
”Ananı da al git” ifadelerinin karşılığıdır bu tepki.
”Yıkımların,
Kürtlere küstahça sorulan; ”Neyiniz eksik?” sorusunun,
Barışa karşı IŞİD bombalarının,
Kıyıma uğrayan KHK’lının,
Kaynamayan çorba tenceresine paralel ejder meyveli smoothie bardağının yarattığı öfkedir.
Kendi hikayelerini bitirdiler
İmamoğlu’nun VİP girişini, mitinglerini, bayramlaşmasını engellemeye çalışıyorlar. Esas meseleyi anlamaktan yoksunlar. Aslında bir lider yaratmadılar, kendi hikâyelerini bitirdiler. Bunun ne yanlış reklam stratejileriyle, ne AKP’nin halkla ilişkilercisi Erol Olçok’nın yokluğuyla alakası var.
Ekrem İmamoğlu’nun yüzünü görmeye tahammülleri yok.
Anlamıyorlar, oysa biten hikâyenin jeneriğine baksalar görecekler.
O yüz Metin Lokumcu’dur,
Dövülerek öldürülen Ali İsmail’dir,
Cizre yıkılırken buzdolabında cansız bedeni bekletilen Cemile’dir.
Jenerikteki, “Çocuklar ölmesin” dedi diye tutuklanan Ayşe öğretmen,
Kaymaklı ihale veren ama iş vermeyen Antep, Şahinbey Belediyesi’nde kendini yakan Eyüp Dal’dır.
Kızının şüpheli ölümünü araştırdığı için için akıl hastanesine kapatılmak istenen Şaban Vatan’dır.
Akan Gezi, Tekel ruhudur.
Erk Acarer/BirGün