2019 raporu: Türkiye AB’den uzaklaşıyor; yeni fasıl açılmayacak

Avrupa Birliği, Türkiye ile ilgili raporunu açıkladı. Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefinden uzaklaştığını kaydederek, yürütülen müzakere sürecinde hiçbir faslın açılmasının öngörülmediğini söyledi.

Türkiye’de insan hakları ihlallerinin derinleştiğini ve ekonomi dahil birçok alanda ‘geriye gidildiğini’ söyleyen Hahn, ‘Türkiye AB’den uzaklaşmaya devam ediyor” dedi.
Ankara ile yapılan mülteci anlaşmasından memnun olduklarını belirten Hahn, “Ortak çıkarlarımız doğrultusunda işbirliğimiz devam ediyor” diye konuştu.

116 sayfalık raporu inceleyen Euronews Brüksel muhabiri Gülsüm Alan, twitter hesabından öne çıkan hususları paylaştı. İşte Alan’ın tespitleri:

Raporda, Olağanüstü Hal Komisyonu’nun işleyişinin sorunlu olduğu, İstanbul seçimlerine yönelik endişeler, azınlık hakları, 2016 yılında yaşanan darbe girişiminin ardından toplu ihraçlar, gazetecilere yönelik baskı ve Türk ekonomisindeki güvenlik açığına yer veriliyor.

Rapor, OHAL Komisyonu’nun işleyişini net ifadelerle eleştiriyor. Kişisel bazda delillere dayalı bir soruşturma ve inceleme yapılmadığı, karar sonrası idari mahkemelere başvuruda ciddi sıkıntılar yaşandığı vurgulanıyor.

Mağdurlara tazminat ödenmeli

Raporda, OHAL döneminde ‘keyfi’ bir şekilde işlerinden atılan bütün kamu çalışanlarının maruz kaldıkları her tür zararlarının tazmin edilmesi talep ediliyor. ‘OHAL bitti, ama yerine gelen yasa OHAL’i 3 sene daha uzattı.’ deniyor.

Raporda, ‘’2016 darbe girişiminden sonra hakim ve savcıların işlerinden zorla atılması, yargının bağımsızlığı konusunda endişeleri canlı tutuyor.’’ ifadeleri yer alıyor.

Komisyon, son dönemdeki gelişmeleri de rapora yansıtmış. Rapor, YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine dair aldığı karar, Güney Doğu’da ikinci olan adaylara mazbata verilmesi gibi gelişmelerin, seçim süreçlerinin hukukiliği konusunda ciddi endişe uyandırdığı tespitini yapıyor.

Mülkiyet hakkı risk altında

Komisyon raporunda 8,8 milyar euro değerinde 1008 şirkete el konulduğu kaydediliyor. Bu şirketlerin çoğunun halen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yönetildiği belirtiliyor. Birçok kurum şirket ve şahsi mal varlığına OHAL öncesinde ve OHAL döneminde el konulması, ‘ciddi bir endişe kaynağı’ olarak rapora geçirilmiş.

Türkiye raporunda, 743 bebeğin anneleriyle hapiste bulunduğuna vurgu yapılıyor.
Cezaevinde kötü muamele raporda

Hapishanelerde şartların ve durumun çok kötü olduğu, 260 bin kişinin hapishanede bulunduğu, bunlardan 57 bin tanesinin tutuklu olduğu, 743 bebeğin anneleriyle hapiste bulunduğuna dair bilgiler rapora girmiş.

Rapor, hapiste bulunanların yüzde 20’sinin terörle suçlandığını, sağlık imkanlarına ulaşmanın engellendiğini, kötü muamele, görüş yasakları, uzun süreli hücre gibi uygulamaların yaygın biçimde devam ettiğini kayda geçirmiş.

Uzun süreli hücre gibi uygulamaların yaygın biçimde devam ettiğine vurgu yapılan bölümde, bu durumu araştırmak isteyen insan hakları örgütlerine Türk hükümetinin izin vermediği bilgisi yer alıyor.

Kaçırılan kişilerin problemlerine değinilen bölümde ise, kaçırılma hadiseleriyle ilgili soruşturma açılmadığı, mağdur ailelerin soru ve iddialarına cevap verilmediği ifade ediliyor.

OHAL, Gülen Hareketi’ni dağıtmak için ilan edildi

Rapor, OHAL’in ilk etapta hükümet tarafından darbenin faili olarak lanse edilen Gülen Hareketi’ni dağıtmak amacıyla ilan edildiği tespitini yapmış. Mevcut hakim ve savcıların  yüzde 30’unun 2016 Temmuz’undan sonra zorla işlerinden uzaklaştırılmalarına değinilen bölümde yargıya ilişkin şu endişe dile getiriliyor: ‘’Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ciddi yara aldı. Yerlerine atanan savcı ve hakimlerde objektif ve liyakata dayalı bir atama sistematiği gözlemlenmedi.’’

Komisyon raporunda gazeteciler de unutulmamış. 160’dan fazla gazetecinin hapiste olduğu vurgulanan raporda, halen tutuklu bulunan; gazeteci, yazar, insan hakları savunucusu, avukat ve akademisyen gibi isimlerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapılıyor.

Rapor, 2018 Mart ayında Kosova’dan 6 Türk vatandaşının Türk hükümetinin talebi ile tutuklanıp sınır dışı edilmiş olmasına dair ciddi endişelerin devam ettiğini de kayda geçirmiş.

Avrupa Komisyonu’nun dün yayımladığı raporda, Türkiye ile ilgili değerlendirmeler yapılırken 27 defa ‘gerileme’ ifadesi kullanılmış. Özetle rapor, ekonomi, insan hakları, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, muhaliflere baskı, temel hak ve özgürlüklerde gerileme, otoriterleşme, köt muamele, işkence gibi başlıklarda standartların çok aşağısına gerilendiğini kayda geçiriyor.