ULUSLARARASI BASIN ENSTİTÜSÜ: TÜRK MEDYASININ YÜZDE 95’İ İKTİDAR KONTROLÜ ALTINDA

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ‘İlerleme Tutuklandı’ başlıklı Türkiye raporunda “OHAL sonrası basın özgürlüğünde hiçbir ilerleme yok” açıklaması yaptı. Ülkedeki medya kuruluşlarının yüzde 95’inin hükümet kontrolü altında olduğu, 170’ten fazla medya kuruluşu ve yayınevinin kapatıldığının belirtildiği raporda, “Şu anda 155 gazeteci hapiste. Bunlardan 30’u darbe girişiminden önce, 125’i darbe girişiminden sonra tutuklandı. 75 gazetecinin cezası belirlendi ve 82 dava devam ediyor.” dendi.

Rapor, IPI Yönetim Kurulu Başkanı Markus Spillmann ve IPI Direktörü Barbara Trionfi dahil üst düzey bir delegasyonun geçen aralık ayında İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdiği temasları da özetliyor. Heyet, rapor için gazeteciler, sivil toplum kuruluşları, yabancı diplomatik misyon ve muhalefet temsilcilerinin yanısıra resmi yetkililerle de görüşmüştü.

IPI raporunda şu tespitlere yer verildi:

“Türk hükümeti şu anda tutuklu 150 gazetecinin mesleki faliyetleri yüzünden değil ‘cezai faliyetleri’ yüzünden tutuklu olduğunda ısrarcı. Görüşülen hükümet yetkilileri Türkiye medya ortamını ‘iyi ve canlı’ olarak nitelendiriyor. Basına yönelik baskının ise darbe girişimi karşısında devletin verdiği meşru bir tepki olduğunu savunuyor.”

“Türkiye darbe girişimi için sürgündeki cemaat lideri Fethullah Gülen liderliğindeki hareketi suçluyor fakat bu olayı ‘sadece Gülen Cemaati’nin medya kurumlarını değil, seküler, Kürt, solcu veya hükümete muhalefet etme cesareti gösteren tüm medya kurumlarını suçlayabilmek için’ açık çek olarak kullanıyor.”

Hükümetin beyanları bulgularımızla çelişiyor

“Hükümet yetkililerinin bu beyanları IPI ve diğer basın özgürlüğü grupları tarafından yapılan araştırmalarla çarpıcı şekilde çelişiyor. Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin çoğu terörle ilişkin suçlar sebebiyle hapiste ve savcılar düzenli olarak sadece gazetecilerin eleştirel makalelerini ve sosyal medya aktivitelerini ‘kanıt’ olarak gösteriyor. Dahası cezai süreçlerde gazetecilerin hakları rutin bir şekilde ihlal ediliyor. Bu haklar arasında hem Türkiye Anayasa Mahkemesi hem de AİHM’de yasadışı kabul edilen dava öncesi tutukluluk da bulunuyor.”

Ülkedeki medya kuruluşlarının yüzde 95’i hükümet etkisi altında. 170’ten fazla medya kuruluşu ve yayınevi kapatıldı. Bağımsız gazetecilik ciddi bir baskı altında. IPI delegasyonunun görüştüğü gazeteciler inanılmaz bir sansür ve otosansür olduğunu ve ana akım medyada eskiden yapabildikleri gazeteciliği yapamadıklarını aktarıyor.

Aralık 2018’deki ziyaretimizden bu yana basın özgürlüğü azalmaya devam etti. Araştırmacı gazeteci Pelin Ünker Panama Belgeleri soruşturması kapsamında eski başbakan Binali Yıldırım ve oğullarının Malta’taki offshore şirketlerini açığa çıkartarak ‘karalamaktan’ hapis cezasına çarptırıldı. 4 Şubat’ta Kürt gazeteci Nedim Türfent hapisteki 1000’inci gününü geçirdi. Kendisine yöneltilen suçlamalara yönelik hiçbir güvenilir kanıt yok ve Türfent’in hakları ihlal ediliyor.”

Raporda Türkiye’deki basın özgürlüğüne ilişkin veriler de yer aldı:

*Şu anda 155 gazeteci hapiste. Bunlardan 30’u darbe girişiminden önce, 125’i darbe girişiminden sonra tutuklandı.

*75 gazetecinin cezası belirlendi ve 82 dava devam ediyor.

*Tutuklu gazetecilerden 17’si kadın, 138’i erkek.

Darbe girişiminden bu yana;

*Verilen hapis cezalarının toplamı ‘557 yıl, 10 ay, sekiz gün’e tekabül ediyor ve bu süre dışında beş müebbet hapis cezası var.

*226 gazeteci gözaltına alındı ve hakkında soruşturma açıldı. Bunlardan 101’i serbest bırakılırken, 50’si cezaya çarptırıldı, 75’i ise hala hapiste.

*70 gazete, altı haber ajansı ve 25 radyo istasyonu, 20 televizyon kanalı ve 20 dergi kapatıldı (17 gazete tekrar açılırken, 53’ü kapalı kalmaya devam etti).