SELİMİYE VAKFI ONURSAL BAŞKANI İBRAHİM DELLAL, DUALARLA DEFNEDİLDİ

Vasiyeti üzerine Melbourne’deki Kuba Camii Külliyesinden kaldırılan hayırsever İbrahim Dellal’ın cenazesine, ailesinin yanı sıra, Avustralya Çok kültürlülük Vakfı'nın İcra Direktörü ve SBS Devlet Televizyonu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Has Dellal, eğitim camiası, iş ve ticaret sektörünün önemli yöneticileri ve 12 farklı ülkenin temsilcileri ile burs verdiği öğrenciler ve ötekiler katıldı.

Avustralya’da hayırseverliğiyle bilinen Selimiye Vakfı Onursal Başkanı İbrahim Dellal, Melbourne şehri Fawkner Müslüman Mezarlığı’nda dualar eşliğinde toprağa verildi.

Uzun süreden beri rahatsızlığı devam eden Dellal’ın vefatı, başta eğitim camiası olmak üzere, tüm sevenlerini derin üzüntüye sevk etti. Cuma günü vefat eden Dellal, ailesi, sevenleri ve kalabalık bir kitle tarafından uğurlandı.

 CENAZEYE 12 FARKLI MİLLETİN TEMSİLCİLERİ KATILDI

Vasiyeti üzerine Melbourne’deki Kuba Camii Külliyesinden kaldırılan hayırsever İbrahim Dellal’ın cenazesine, ailesinin yanı sıra, Avustralya Çok kültürlülük Vakfı’nın İcra Direktörü ve SBS Devlet Televizyonu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Has Dellal, eğitim camiası, iş ve ticaret sektörünün önemli yöneticileri ve 12 farklı ülkenin temsilcileri ile burs verdiği öğrenciler ve ötekiler katıldı. Kendi adını taşıyan kampüste okuyan öğrencilerin başında durduğu cenazede, Doç. Dr. Salih Yücel, İbrahim Dellal’ın Müslüman toplumlara yaptığı hizmetleri anlattı. Cenazesine katılarak hatırlarını paylaşanlar ise; Dellal’ın, İslam ahlakına ve Avustralya’nın çok kültürlülük geleneğine uygun, yardıma muhtaç olduğunu gördüğü herkese el uzattığını ifade ettiler.

CADI AVI MAĞDURLARINA

Çocukları okumaya teşvik ettiği gibi onların eğitimi için başkanlığı yaptığı Selimiye Vakfı’nın bünyesinde de aktif olarak görev yapan Dellal, ömrünün son anına kadar bir taraftan eğitim çalışmalarını yürütürken, diğer taraftan ise Türkiye’de Erdoğan rejimi tarafından yürütülen cadı avı sonucu, mağdur olan ailelere maddi ve manevi destekte bulunuyordu.

SEYİT BİR AİLEDEN, OSMANLI MÜFTÜSÜNÜN TORUNUYDU

Hasta yatağında olmasına rağmen telefonla, mağdur ailelere yapılan yardımları organize eden İbrahim Dellal, aynı zamanda Seyit bir aileden gelen ve  Osmanlı’nın son Kıbrıs müftüsünün torunuydu. 1950 yılından beri Melbourne’de yaşayan Dellal, henüz 18 yaşındayken Avustralya’ya gelen ve son 25 yılını Hizmet Hareketi mensuplarıyla geçiren biriydi.

Dellal, bu hayırlı işler için ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Allah’a şükürler olsun, birçok hayırlı işlere vesile olmaya çalıştım. Bildiğiniz gibi, Sadaka-i câriye: Cami, mektep, yol, çeşme gibi sürekli sevâba vesîle olan hayırlara denir. Bir insan öldükten sonra da amel defterine sevap yazdırmaya devam ettiren iyiliklerdir. İnşallah, bizler de bu düşünceyle, yola çıktık. Afgan Deveciler için yapılmış 7-8 kişinin namaz kılabileceği Muhamedan Chapel diye anılan yeri bulup, yıllarca orada 3-5 kişi ile Cuma kıldık. Sonra Carlton, Preston, Coburg, Sunshine camilerinin kurulmasında aktif rol oynadık, katkıda bulunduk.” ifadelerini kullanmıştı

GÜLEN: HER HAYIRLI FAALİYETE KATKIDA BULUNDU

Öte yandan Fethullah Gülen Hocaefendi, İbrahim Dellal’ın vefatı nedeniyle aileye yazılı bir başsağlığı mesajı yolladı. Gülen mesajında, Hakk’a ve insanlığa hizmetin öncülerinden, gönül ve fazilet insanı olarak ifade ettiği Dellal’ın, vefatını üzüntüyle karşıladığını söyledi.

Gayreti, civanmertliği ve vefasıyla İbrahim Dellal’ın, daima emsal teşkil ettiğini, her hayırlı faaliyete katkıda bulunduğunu belirten Gülen şunları ifade etti: “Gönlü ibadethanelere ve insanlığa hizmet müesseselerine bağlı bir insan olarak yaşamış, nihayet arkada örnek alınacak hayr-u hâsenat ve yâd-ı cemil bırakarak Hakk’a yürümüş bulunan merhuma, Allah’tan sonsuz rahmet ve mağfiret diler; aile efradına, dostlarına ve sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ederim.ZAMAN-Avustralya

BİR OSMANLI BEYEFENDİSİNİN ARDINDAN…

ENES CANSEVER-İZLENİM

Bugün, Melbourne’den sonsuzluğa bir delikanlı uçtu. Onlarca  yıl,Anadolu’dan gelenleri karşılayanların başında hep o vardı. Bu defa sıra değişti. İbrahim Ağabey’in kucaklayarak, karşıladığı kader arkadaşları, onu omuzlayarak ötelere yolcu ettiler. O göçüp gelen muhacirleri, renkli ve bayramlık giysilerle ve davul zurnalarla karşıladı. Vefalı dostları ise, onu dualar, tekbirler ve salavatlarla uğurladılar. Uzun ve bir o kadar da bereketli ömrünü  toplum hizmetlerine harcayan bir “Delikanlı”yı, sevenlerinin omuzlarında son mekanına uğurlarken, sadece kendi milletinden insanlar yoktu. Pek çok milletten vefalı dostları da vardı ve ellerini açıp ardından hayır dua eden

Sadece Türkler yoktu mezarlıkta, Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Orta  Doğu’ya, Avrasya’dan Uzak Doğu’ya… Pakistanlısı, Malezyalısı, Hintlisi, Endonezyalısı, Arabı, Fijilisi, Boşnağı, Mısırlısı, Moritanyalısı, Kıbrıslısı hatta İtalyan ve İrlandalısı bile oradaydı. Hepsi son vazifelerini yapmak için toplanmışlardı. Yaşadığı gibi vefat etti, güzel amelleriyle de ebedi yolculuğa uğurlandı.

Tüm bu insanların bugün oraya toplanmasına vesile olan İbrahim Dellal Ağabey, hayat boyu yaptığı güzel işleri ölümüyle de adeta devam ettirerek, finalini yaptı. Müslümanların birlik olması, beraberce hareket etmesi ve el birliğiyle ihtiyacı olan herkese koşulması…

Çünkü öyle diyor ona şahitlik eden torunu: “Kendisinden yardım talep edenlere, el uzatmadığı  nerdeyse kimse yok. Göçmen olarak gelip, elinin değmediği, selam vermediği, yardım elinin uzatılmadığı nerdeyse kimse kalmadı. Hiçbir eli boş çevirmedi. Buna şahidiz. Dedem çok farklı bir insandı. Çok renkli biriydi.”

Yani Dellal, İslam kültürünü fiilleriyle yaşayarak, Batı kültürüyle bir potada buluşturuyor ve günlük hayata uyguluyordu. Konuştuğu, muhabbet ettiği genç-yaşlı fark etmez, muhatabına “Delikanlı” derdi. Delikanlı sözünü çok kullanırdı, zaten heybetli görünümü, ve şahin bakışlarıyla de hep bir delikanlı edası taşırdı. Hayatı boyunca dimdik duran bu Delikanlı, ne paraya, ne makama eyvallah demişti. Bir zamanlar kendisini alkışlayıp şimdi bir muhalif rüzgar esince selamı sabahı kesip yolunu değiştirenler, hatta bir adım daha ileri giderek, nezaket sınırlarını aşanlara bile, tavrını değiştirmemiş, bu “YOLUN KADERİ”diyerek, dimdik durmaya ama yolunda en ufak bir zikzak çizmedi, inandığı yolda devam etti, son menzil olan bugüne kadar.

Henüz 18 yaşında genç, delikanlı muhacir olarak geldiği bu topraklarda daha sonra gönlü okyanuslar kadar geniş bir Ensar ruhuyla hareket etmiş, tam bir Halili edayla ihtiyacı olan herkese gücü nispetinde yardım elini uzatmıştı. Sağ eliyle verdiğini, sol eline hissettirmemeye çalıştı.

Ben bunlar gibi değilim, öyle olmadığım için de avantajlıyım. O halde bana ait değerleri sahiplenmeli ve insanlara da hatırlatmalıyım.” sözlerinin gırtlak ağalığını değil, hayatına gaye bilmiş ve tam bir aksiyona dönüştürmüştü.

İki hafta önce hasta yatağında bile kendisiyle ilgilenen  doktora, Kur’an’ın özüne ait mesajlar vermeye çalışmış ve gözyaşlarıyla kendisini dinleyen doktoru Kur’an okumaya ikna etmişti. Vefatına iki hafta kala, yanına uğrayan vefalı dostlarından biri, şu taze hatırayı aktardı mezarının başında; “İbrahim Ağabey, hasta yatağında bile, kirletilmeye çalışılan İslam’ın temiz çehresini, asıl yüzünü anlatıyordu. Bakımevindeki doktoru Hristiyan inancına sahip bir bayan. Kur’an-ı Kerim’in güzelliklerini ve içeriğini, sosyal hayattaki yerini ve önemini anlatınca, hanım doktor çok etkilenmiş, gözyaşlarına hâkim olamamış ve İbrahim Abiye, Kur’an-ı Kerim’i incelemeye ve okumaya söz vermiş.”

Bu sözü Doktor hanımdan aldıktan sonra, Berzah Âlemi’ne doğru kanat çırpmış. Seyit soyundan gelen ama bu yönünü büyük bir sır gibi saklayan, kimseyle paylaşmayan Dellal, sadaka-i cariyenin önemine çok inanırdı. Yani; öldükten sonra da, amel defterine sevap yazdıran sadakadır. Bunlar cami, çeşme, yol yapmak, ağaç dikmek, faydalı ilmi eser bırakmak gibi insanlara faydası dokunan her çeşit iyi işlerdir.

Ruhunun ufkuna yürüdükten sonra kapanmayacak bir âmel defteri için hayatı boyunca elinden ne gelirse yaptığını, dün herkes “şahidim” diyerek ifade etti. Kabrinin başında elinde bidonla, kabrine su döken siyahi lise talebesi yavru, İbrahim Dellal’ın adını taşıyan okulun fidanlarındandı. İnanıyoruz ki, farklı milletlerin safa durduğu cenaze namazında “şahitlik” yaptığı bu hayırseverin samimi hizmetlerini Cenab-ı Hakk’da, asla zayi etmeyecektir.

ORHAN ÖĞRETMENLE KOMŞU, İKİ DELİKANLI

O, cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüşmesi duasıyla verdiğimiz kabrinde de şimdi yalnız değil. Şimdi Melbourne’deki Fawkner Müslüman Mezarlığı, aynı yolun yolcusu olan, yan yana yatan iki kader arkadaşını ağırlıyor.

Orhan Öğretmen ve İbrahim Ağabey birbirine komşu oldu, inşallah öte tarafta da, her ikisi, ‘Efendiler Efendisi’ne komşu olurlar.

Orhan Öğretmen, amansız bir hastalığın pençesinde geçen yıl ruhunu rahmana teslim etmişti.  İbrahim Dellal’ı uğurlayan vefalı dostlar, Orhan Hoca’nın mezarına da uğrayarak, dualarında unutmadılar. Mezarının başucunda kalbi yaralı iki büklüm Annesi, hüzün içinde dua ediyordu. Sürekli Anne’nin hayalinde olan Orhan’ını, İbrahim Ağabeyin vefatından bir iki gün önce ağırlamış rüyasında. Yitik evladı Orhan’ının evine çok muazzam bir kalabalık misafir ve misafir gurubu gelmiş.

Öyle ya sadıkların rüyası…

Hem de Anne’nin evladıyla ilgili gördüğü rüya…

Galiba gelen misafir(ler) Fawkner Müslüman Mezarlığı’nın yeni müdavimi, İbrahim Ağabey ve onu uğurlayanlardır.

Hep hizmet ve Allah rızası için koşturmayla geçen, nispeten sıkıntılı ama öbür aleme bakan neticeleri itibariyle, hayırlarla ve kapanmayan amellerle dolu yaşadıkları bu semereli hayat, yan yana yattıkları bu mezarlıkta bitse de biliyoruz ki, onlar isimleri ve gayretleriyle hep önümüzde birer ışık olacaklar.

Rahmeti sonsuz Rabbimizden duamız, bu iki muhacir ve dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizi affı ve mağfiretine mazhar etsin. Makamları cennet, kabirleri de pür nur olsun inşallah.

Son söz:Tüm duygularını ve yaşantısını ‘Evrensel İnsani Değerler’ üzerine bina etmiş, ‘Delikanlı’ bir Osmanlı Efendisi’nin, ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi‘nin kabul edilişinin 70.yıl dönümü olan 10 Aralık’a denk gelmesi ve  tevafuk etmesi bir tesadüf olabilir mi? Bence hayır, ya sizce?..

Kaynak: http://zamanaustralia.com/2018/12/selimiye-vakfi-onursal-baskani-ibrahim-dellal-dualarla-defnedildi