Türkiye’de Temmuz ayı itibariyle 389 bin 497 kişi adli kontrole tabi olduğunu söyleyen Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Adli kontrolün kendisinin bir işkenceye dönüşümüyle ilgili önlem alınması gerekiyor. Adli Kontrol ile karakoldaki travma tekrar Yaşatılıyor” dedi.
Bianet’e konuşan Fincancı, “Gözaltı ya da hapishane süreçlerinin ardından adli kontrol uygulanarak sürekli karakola gitmek zorunda bırakılanlar, bu merkezlerde maruz kaldıkları işkence travmasını tekrar tekrar yaşıyor.” dedi.
Temmuz 2018 itibariyle 456 bin 157 kişi denetimli serbestlik kapsamında.
İçlerinden 389 bin 497’si de adli kontrole hükümlerine tabi.Adli kontrol uygulananlardan 14 bin 293’ü çocuk.
TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, her mahkemenin ayrı bir adli kontrol tedbiri uygulayabildiğini, bazı durumlarda her gün ya da her hafta karakola imza vermek zorunda kalanlar olduğunu belirtti.
“Gözaltı merkezlerinin neredeyse hepsinde işkence uygulanıyor”
Yaklaşık yarım milyon insanın halihazırda gözaltı süreci yaşadığını, belki belli bir süre cezaevinde kaldıktan sonra adli kontrole tabi olduğunu söyleyen Şebnem Korur Fincancı, “gözaltı süreçlerinde, gözaltı merkezleri ve cezaevlerinin neredeyse tamamına yakınında işkence uygulandığına dair aktarımlar olduğunu” ifade etti:
“Gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde koşullar çok olumsuz. Bu koşulların kendisi işkenceye varabiliyor; temiz su sıkıntısı çekiliyor, barınma ve beslenme sorunlar var…
“Yani, adli kontrol uygulananlar, aynı zamanda işkence görmüş insanlar. “İşkencenin de ruhsal duruma ciddi etkileri olduğunu biliyoruz. Yarım milyon insan işkence gördüğü ortamlara geri dönüp imza vermek zorunda.
“İşkencenin sebep olduğu travmayı tekrar tekrar yaşatıyorlar. Adli kontrol süreci devam eden bir süreç ve insanlar sürekli olarak işkence ortamıyla karşı karşıya kalıyorlar.”
“Güvenlik görevlileri topluma güvenilir gelmiyor”
Adli kontrol uygulamasının kendisinin işkenceye dönüşümüyle ilgili önlem alınması gerektiğini söyleyen Korur Fincancı, gözaltı merkezleriyle karşı karşıya kalmanın bu ülkede herkes için travmatik olduğunu söyledi:
“İnsanlar karakolun önünden geçmekten bile kaygı duyar, herkes bundan tedirgin olur. Türkiye’de işkencenin yaygınlığı gözetildiğinde işkenceden kaçınma davranışının görülmesi sürpriz olmaz.
“Güvenlik görevlisi olanların topluma güvenilir gelmediği, bu konuda travmamızın olduğu bir gerçek.
“Adli kontrol de, insanların travmatik ortama yargı kararıyla girmeye zorlanması anlamına geliyor.