Biriken Bu Gaz Diktaya Mı Evrilecek Başka Karışıklıklara Mı?

YORUM | TARIK TOROS

Ülkeden ayrıldığım güne kadar…
Her gün gazete bayiine veya markete uğrar, 4-5 gazete alırdım.
5 TL bile tutmazdı.
Bazı zamanlar akşamları arabamla çıkıp kalan gazeteleri de topladığım olmuştur.
Niye?
Damdan düşmüştük çünkü.
Gazetelerin tiraja, satış gelirine ihtiyacı vardı.
Reklam alamıyorlardı.
Reklam veren, otomatikman mim’leniyordu.
***
Bizim sitenin şarküterisine uğrardım mesela:
O günlerde yazdığım ÖZGÜR DÜŞÜNCE gazetesi yoktu.
Bir iki kere sorduktan sonra, gazetelerin arasında bir tane nüshasını görünce çok sevinmiştim.
Üç beş gün onu düzenli olarak aldım.
Bazen benden önce davranıp alan oluyordu, seviniyordum.
Sonra şarküterideki gazete sayısı 2’ye çıktı.
Bazı akşamlar ikisini de aldığım oluyordu.
Derken sayı 3’e çıktı.
Ben aldıkça bırakılan nüsha sayısı bir artıyordu.
Bu iş böyledir.
Okur gazetesini talep ederse, benim gibi İstanbul’un dış mahallesinde dahi otursa oraya gazete bırakılır.

***
Doğan Medya Grubu satıldı diye okurun çok üzüldüğünü, habere açlığını gidermek için çare aradığını sanmıyorum.
Satışın resmen açıklandığı 22 Mart Perşembe günü itibariyle tiraj raporuna göre, Hürriyet 313 binle ilk sırada.
Ülkenin en çok satan gazetesi.
Okurlarının binde biri Hürriyet binasına gidip “ne oluyor arkadaş” diye sordu mu?
Hayır.
On binde biri, 30 kişi bile gitmedi.
Posta’nın tirajı 224 bin.
Giden oldu mu, Posta’nın Trump Towers kulelerindeki merkezine?
Yarın, Allah gecinden versin, Sözcü için de aynısı olacak.
***
Biz kapanırken, İstanbul’daki binlerce okurumuz izleyicimiz binamızın önündeydi.
Ne kadar gurur duysak az.
***
Millet olarak okur-yazar değiliz.
Bu yönde bir bilinç oluşmadı bizim topraklarda.
Oluşacağı da yok.
Profil, potansiyel bu.
Öyle olunca, elinde kumanda, anca söyleniyor.
Daha doğrusu, önce söyleniyor, sonra ekrandakine inanıyor.
Okur yazarımız yok ama yüzde 80 ya da fazlası TV seyircisi.
Günlük ortalama ekran başında geçen süre en az 4-5 saat.
***
Gazeteci Alican Uludağ cumartesi günü (24 Mart 2018) tweet’lemiş:
“Hafta içi yetmiyormuş gibi hafta sonları da siyasetçiler hiç susmuyor. TV’yi açıyorsunuz bağıran bir ses. Konuşmuyorlar, resmen bağırıyorlar. Çin işkencesi gibi. Bari tatil günleri konuşmayın da insanların beyni dinlensin. Bugün 12:00’de Binali Yıldırım konuştu, 12:30’da ise Erdoğan Samsun’da. Saat 14:00 oldu, Başbakan Yıldırım yine konuşmaya başladı. 15:00’te bu kez Erdoğan konuşacak. 17:30’da kapanışı Yıldırım yapacak. Bir günde 5 konuşma. Ve TV’ler tümünü canlı yayınlıyor.”
***
Biz gazeteciliği, egemen siyasete ve mayası belli olan topluma rağmen yaptık.
Ceketimizi alıp çıkarken de gözümüz arkada kalmadı.
Görevimizi son ana kadar bi hakkın yapmış olmanın iç huzuru vardı.
Bunun şimdi anlaşılıyor olup olmaması mühim değil.
Hem…
Gün gelip bir şeyler anlaşılmasın artık yani.
Anı kitabımıza malzeme toplamıyoruz sonuçta.
***

Günlük olayları yorumlamayı bırakalı çok oldu.
Önünüze düşüyor.
Kırşehir’in valisi, başında fes, ucu çatallı Zülfikar kılıcını sallayarak vilayet balkonunda aşağıdaki ahaliye hitap ediyor.
AKP Aydın il başkanlığına adaylığını açıklayan, yaka mendiline kadar “grand tuvalet” giyinmiş kişisi, basın toplantısında vücuduna kefen sarıp öyle poz veriyor.
İstiklal Marşı’nın okunma formu değişmiş, başını İsmet Özel’in çektiği bir koro dahil, onlarcası dolaşımda.
Hadi neyse derken… Marşla tarikat zikri çekilirken de bir video düşmesin mi..!
***
Bunları paylaşanlar, “ülke değil bildiğin tımarhane” notu düşüyor.
“Tımarhane” demem.
Diyeceğim şu.
28 Şubat sürecinde;
-Parti kapatmak,
-Eğitim sistemini değiştirmek,
-İçeri adam tıkmak,
-Yaptıklarını izah etmek için gerekçe arayanlar…
Bugünlere bakıp malzeme bolluğundan şaşkındırlar, herhalde.
Ne çare, sürece destek veriyorlar.
Yargının altın çağını yaşadığını düşünüyorlar, “iç ve dış mihraklar” hikayelerinde AKP rejiminin firesiz arkasındalar.
***
Çok alamet belirdi vesselam.
Ülkem ve içinde yaşayanlar için çok üzgünüm.
Biriken bu gaz, diktaya mı evrilecek, başka karışıklıklara mı, kestiremiyorum.
Sağlıklı tahmin yapabilene rastlamadım.
İyimser olana da.
(TR724)