Bizim Askerleri Kim Vurmuştu?

YORUM | BARBAROS J. KARTAL

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’un öldürülmesinin yıl dönümünde cinayetle ilgili yeniden bir kara propagandanın düğmesine basıldığı görülüyor. Rusların katilin bilgisayarının hard diskini çözdüğü ve içinden Cemaat’le ilgili bir takım belgeler bulunduğu haberleri ve savcılığın havuz medyasına servis ettiği bilgileri yan yana getirdiğimizde yine oldukça amatör ve komik bir kurgu ile karşılaşıyoruz.
Öncelikle her şeyden evvel altının kalın kalın çizilmesi gereken bir durum var: Cinayeti çözmek ve aydınlatmak isteyen devlet katili sağ olarak ele geçirirdi. Ve buna dair her türlü imkan mevcuttu. Katilin sağ olarak yakalanmaması büyük bir skandaldır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cinayet mahalline gelerek operasyonu bizzat yönetmiş olması bütün sorumluluğun siyasi iradede olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifade ile hükümet, katili öldürerek olası tespit edilecek bağlantıları ve bilgileri kendi eliyle yok etmiştir.

Katilin koridorlarda dolaştığı, camdan baktığı ve etkinlik salonunda rahatlıkla hareket ettiği kameralara yansımıştı. Katilin büyükelçiden başka kimseyi hedef almamış olması ve intihar etmek gibi bir girişiminin olmamasına rağmen gerek bayıltıcı gaz, plastik mermi, ya da öldürücü olmayan yerlerinden hedef alınarak etkisiz hale getirmek gibi sıradan bir vatandaşın bile aklına gelen tedbirlerin uygulan(a)mamış olması esas araştırılması gereken bir durumdur. Katilin sağ ele geçirilmesine engel olan herkes potansiyel bu davanın şüphelisi olmalıdır.

  • Olayın hemen ardından daha büyükelçinin naaşı yerden kaldırılmadan servise sokulan haberlerin tekrar hatırlanması gerekiyor. Katilin 15 Temmuz’da Today’s Zaman Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt’un evinde kaldığı iddia edilmişti. Büyük bir yalan olduğu bir saat içinde belgeleri ile ortaya çıkan bu kadar adrese teslim bir iftiranın kimin aklına geldiği, nasıl bir anda yayıldığı, sahte belgenin nasıl hazırlandığı henüz aydınlatılamadı ancak MİT’in bu konuda olağan şüpheli olduğunu kullanılan elemanların cinsinden tahmin etmek mümkün. Bu haberin yalan olduğu ortaya çıkmasına rağmen ısrarla kullanılmaya devam edilmesi her şeyi özetliyor. [link]
  • Katilin Cemaat’e ait bir dershaneye gitmemesine rağmen,-ki gitmiş olması de pek tabii mümkündü-, gittiği yönünde haberler yapılması bir merkezin olayın hemen ardından devreye girdiğini gösteriyor. Abdülkadir Selvi ve Nedim Şener gibi haber elemanlarının o günlerde yazdıkları gösteriyor ki bu cinayetin cemaate fatura edilmesi için katilin tetiği çekmesini hazır olda bekleyen bir birim varmış.
  • Savcılığın aktardığı bilgilere göre katil özel olarak yetiştirilmiş ve bir süre önce Cemaat ile bağlantısını keserek izlerini kaybettirmiş.
  • Yine savcılığın aktardığı bilgilere göre bu kadar profesyonel davranan ve arkasında delil bırakmamaya özen gösteren katil cinayetten kısa bir süre önce gidip kendisine akıllı bir telefon almış. Bir polis olan şahsın internete bağlanan telefonun bir şekilde güvenlik açısından bir tehlike arz ettiğini bilmeme ihtimali yok.
  • Bu da yetmemiş akıllı telefonunun yedekleme kısmını açmış ve telefonu düzenli olarak kendisini yedeklemeye başlamış. Bunu yanlışlıkla yapma ihtimali yok, çünkü telefonun kurulumunda bu özelliği siz aktive ediyorsunuz.
  • Havuz medyasının aktardığı en komik bilgi de şu. Katilin irtibatlı olduğu dört azmettiriciden birisi tespit edilmiş ve bu kişi şu an cezaevinde bulunuyormuş. Sıkı durun arkasından gelen bilgi şu: Savcılık tahliye ihtimaline karşı bu şahıs hakkında yakalama kararı çıkartmış. Eğer şu an hapiste olan bir kişi başka bir dosyanın şüphelisi ise bu dosyadan da tutuklanması için girişimde bulunursunuz. Tahliye olsa bile hakkında açılan başka bir dosyadan dolayı tutuklu olduğu için asla tahliye olamaz. Eğer şunu diyorsanız, tutuklama kararı ile mahkemeye çıktığı halde bu dosyadan dolayı tutuklanmadı ise ki bu ihtimal zayıf,  o zaman dosya ile ilgisi olmayan birisini neden haber ile ilintilendiriyorsunuz.
  • Olaya fantastik ayrıntılar katmayı seven savcı, katil son gün ne yapmışsa aynısı yapmış. Haberlere göre katilin yattığı yatakta bile yatmış. Davayı bu kadar içselleştiren savcının radikal örgütlerle ve bazı ülkelerle ilgili bir hiçbir bağlantıya ulaşamaması acaba içselleştirmede biraz ileri gitmiş olmasından kaynaklı olabilir mi?
  • Katilin dört basamaklı telefon şifresini çözemeyen Emniyet’in ve güvenlik birimlerinin her gün çarşaf çarşaf yayınladıkları başka şahısların telefonundan şunlar çıktı bunlar çıktı haberlerinin ne olduğuna artık siz karar verin.
  • Katilin gmail e-posta hesabının deneme yanılma yöntemi ile çözüldüğünü aktarıyor savcılık. Yani şifreyi unuttum bilgisinden sonra sorulan güvenlik soruları vasıtasıyla çözülmüş. Bunun olma ihtimali yok değil eğer birisi bu kadar basit bir güvenlik önlemi almışsa profesyonel olma ihtimali çok zayıf. Ben açıkçası mailin bu şekilde çözüldüğünü sanmıyorum.
  • Cinayetten sonra birileri katilin hesaplarına ve bazı dijital bilgilerine ulaşıp bilgileri silmek gibi bir işlem gerçekleştirdi ise ki buna bilgi yüklemek gibi bir ihtimal ile birlikte değerlendirmek gerekir. Hiçbir yapı, bu işi olacağını bildiği bir cinayet sonrasına bırakmaz. Belli ki silmek kadar  eklemek için de birileri girmeye çalışmış.
  • Savcılığın Emre Uslu’yu dahi işin içine dahil etmesi gösteriyor ki ellerinde Cemaat’e yönelik herhangi bir delil yok.
  • Rusya’nın cinayetin ayrıntılarından ziyade kendi lehine gelişen sonuçları ile daha fazla ilgili olduğu anlaşılıyor. Zaman zaman Erdoğan hükümetinin hoşuna gidecek manipülasyonlara izin verdiği ama gerçekte cinayetle ilgili olarak hükümetin resmettiği gibi bir fikre sahip olmadığı anlaşılıyor. Radikal dincilerle ve 15 Temmuz ile ilgili ilişkisini bildikleri Erdoğan’ı çok güzel kullanmaya devam ediyorlar. ABD emperyalizmine karşı slogan atan İslamcıların gün gün Rusya’nın kucağına nasıl oturduğumuz ile ilgili bir şikayetleri yok nedense.Ruslar öldürülen büyükelçileri ile bu kadar ilgili iken 24 Kasım 2016 günü, bu tarihten bir yıl önce düşürülen Rus uçağının aynı gün yıl dönümünde Suriye’de bulunan askeri birliğimize uçaklarla yapılan saldırıyı kimin yaptığı ile ilgili bir araştırma da biz yapıyor muyuz? Bir yıl önce Numan Kurtulmuş elimizde belgeler var yakında açıklama yapacağız demişti. Yoksa Rusya’nın vurduğu bilgisinden sonra her şey rafa mı kalktı? 3 Mehmetçiğin Rusya’nın büyükelçisi kadar değeri yok biliyoruz da yine de ruhlarına saygı gereği hatırlamış olalım.

‘Erdoğan’ın Devrim Muhafızları’ Sadat’ın kodları

Karlov’u öldüren Altıntaş’ın ablası: Madem herkes alındı, o göreve nasıl devam etti?

El Kaide yanlısı Tahrir Şam örgütü, Nureddin Yıldız’ın kitabını önerdi

Büyükelçi Karlov’un katili polis, Nurettin Yıldız’ın sohbetlerine gidiyormuş

Fethullah Gülen’den AP’ye açıklama: Karlov’a yapılan terördür, telin ediyorum… [VİDEO]

AKP’nin ‘Yıldız’ Hocası [Faik Can yazdı]

Suikasti ‘Hizmet Hareketine’ yıkmak istiyorlar ama iPhone’nun bataryasının sökülemeyeceğini açıklayamıyorlar!

Erdoğan’a uluslararası suç üstü! [Analiz: Erman Yalaz]

Rus büyükelçi suikastinden El Kaide görüşmelerine uzanan kilit fotoğraf

TRT, Rus konsolosa suikast sahnesinin olduğu dizinin videolarını internetten tek tek siliyor

TRT’nin dizisinde de büyükelçi suikasti canlandırılmış, ne olacak şimdi? [Haber-Yorum]

Katil polisin ev arkadaşları AKP çevresinde!

El Nusra: AKP’nin ‘iyi çocukları’ [Haber Analiz: Erman Yalaz]

Abdullah Bozkurt, Tr724’e yazdı: Gerçekleri yazdığım için hedefe kondum

Fethullah Gülen’den avukatları aracılığıyla ikinci açıklama: Kara propaganda ve iftiraları şiddetle reddediyoruz

Trump, büyükelçinin katilini tanımladı: Radikal İslamcı bir terörist

Kim bu saldırgan?

Suikast, Cemaat, Yandaş Medya [Barbaros J. Kartal]

‘O katil canlı yakalanabilirdi, 24 tane olsun mermisi, bırakacaksın yorulsun’

Fethullah Gülen: Menfur terörist saldırıyı şiddetle lanetliyorum