İngiltere’de yayımlanan haftalık Economist dergisi, “Sultanın uzun kolu” başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’daki Türk göçmenler üzerindeki etkisini mercek altına alıyor.
Economist, Avrupa’da yaşayan 6 milyondan fazla Türk’ün, Türkiye’nin Avrupa ile ekonomik ve askeri bağlar yüzünden karmaşık olan ilişkilerini daha da karmaşıklaştırdığını belirtiyor.
Makale “Avrupa’nın Türkiye ile ilişkileri uzun zamandır karşılıklı cazibe, bağımlılık ve güvensizlikle yürüyor…. Bugün Avrupalılar göçmenleri dışarıda tutmak ve teröristlerle ilgili istihbarat paylaşımı için bu ülkeye güveniyorsa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paranoyak otoriter rejimi, Türkiye’yi çok daha az çekici bir ortak haline getiriyor ” ifadesiyle başlıyor.
“Türk diasporasını ciddiye alan ilk lider”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllardır, çoğu Batı Avrupa’da yaşayan Türk diasporasına heyecan verici konuşmalar yapıp, onları asimile olmamaları konusunda uyardığı hatırlatılıyor.
Erdoğan’ın Türk diasporasını ciddiye alan ilk lider olduğunu belirten Economist, bunun meyvelerini verdiğini, 16 Nisan’daki anayasa referandumunda yurtdışındaki oy kullanan seçmenlerin yüzde 59’unun Erdoğan’ın istediği anayasa değişikliğini desteklediğini yazıyor.
Economist’e konuşan ekonomi ve dış politika uzmanı Sinan Ülgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diasporaya yönelik hamlelerinin 3 amacı olduğunu söylüyor:
“Türkiye’nin yurt dışındaki çıkarlarını artırmak, Türkiye’deki milliyetçilerin gönlünü kazanmak ve derin bir şekilde kutuplaşmış olan ülkesinde oylarını artırmak”.
Erdoğan’ın bazı Avrupa şehirlerinde seçim çalışmaları yapmasına geçmişte kızan bazı Avrupalı siyasiler olduğunu belirten Economist, bu siyasilerin sayısının son zamanlarda arttığına dikkat çekiyor.
16 Nisan anayasa değişikliği reformu öncesi Türkiye hükümeti ile Almanya ve Hollanda gibi ülkeler arasında artan gerilimi hatırlatan Economist, Almanya’da 24 Eylül’de yapılacak genel seçim öncesi Türkiye ve AB demokrasileri arasındaki ilişkinin daha da “yozlaştığı” yorumunda bulunuyor.
“Erdoğan Türkiyeli Almanlara koalisyondaki partilere ve Yeşilere oy vermemeleri uyarısında bulundu. Alman siyasiler de Erdoğan’ın hükümetini eleştirme yarışına girmiş durumda. Almanya son olarak Türkiye’ye yapılan milyarlarca euroluk yardımı ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerini durdurmayı düşünüyor.”
“Avrupa’daki birçok Türk anavatanlarıyla ilgilenmiyor”
Avrupa’daki birçok Türk’ün anavatanlarına karşı ilgisinin az olduğunu belirten Economist, Almanya’daki Türk seçmenlerin referanduma katılım oranının yüzde 49’da kaldığına dikkat çekiyor. Buna rağmen siyasilerin Erdoğan’ın diaspora oylarını etkilemesinden rahatsız oldukları ifade ediliyor.
Economist’e konşan Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Uyum Müsteşarı Serap Güler “Özgür, demokratik bir ülkede büyümüş olan kişilerin, Erdoğan’ın anayasa değişikliklerine destek vermesi bir felaket” diyor.
Güler’e göre bu durum Almanya’nın yıllardır başarısız olan uyum politikasının faturası.
Almanya’daki Türk toplumu üzerine araştırma yapan sosyolog Detlef Pollack ise, Erdoğan’a olan desteğin demokrasiyi reddetmek değil, bir meydan okuma olduğunu belirtiyor: “Mesajları şu: bizi ciddiye alın.”
“Camiye daha az giden ama kendisini daha dindar olarak tanımlayan bir nesil”
Economist, Türkiye’deki referandumla birlikte Almanya’daki Türklerin aidiyet duygusuyla ilgili endişelerin de yeniden su yüzüne çıktığını belirtiyor.
Araştırmaların Almanya’daki ikinci ve üçüncü kuşak Türklerin, ebeveynlerine göre diğer Almanlarla daha çok ilişki içinde bulunduğu ve muhafazakar fikirlere daha az bağlı olduğunu gösterdiği hatırlatılıyor.
“Bazıları ise davranışları aksini gösterse de, kimliklerini Türkiye ile ilişkili fikirlere dayanıyormuş gibi tanımlıyor. Babalarından daha az camiye gidiyorlar, ama kendilerini daha çok dindar olarak tanımlıyorlar.”
Duisburg-Essen Üniversitesi’nin son yaptığı araştırmaya göre, Kuzey Ren Vestfalya’da yaşayan Türkler arasında, Türkiye’yi evleri olarak görenlerin sayısı artıyor.
Yapılan başka bir araştırmaya göre ise Almanya’daki göçmen toplumları arasında eğitim seviyesinin en düşük olduğu grubun Türkler olduğu hatırlatılıyor.
“Türkiye’nin hastalıklarının kendi ülkelerine taşınacağından endişeliler”
Economist’in makalesi şöyle devam ediyor:
“Avrupa ülkeleri, sadece Türk göçmenlerin Erdoğan’a olan desteğinden değil, Türkiye’nin patolojilerinin de ülkelerine taşınacağından endişeli. Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından, Gülen hareketine sempati duyduğundan şüphelenilen Türk-Alman iş adamları boykot ve taciz ediliyor. Almanya’daki Türkler siyaset hakkındaki görüşleri sorulduğunda seslerini alçaltıyor. Siyasi uzmanlar, mülakat yapacak Türk bulamamaktan şikayet ediyor.”
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in geçen yıl Almanya’daki Türklere seslenerek Almanya’ya yüksek sadakat geliştirmeleri gerektiğini söylediğini hatırlatan Economist, Merkel’in zorlu bir dengeleme göreviyle karşı karşıya olduğu yorumunu yapıyor:
“Merkel hükümeti, Erdoğan destekçilerini yabancılaştırmadan, Türkiye’nin şu anki aşırılıklarına karşı durmanın bir yolunu bulmalı. (Dışişleri Bakanı Sigmar) Gabriel ülkedeki 3 milyondan fazla Türk’e açık mektup göndererek, Almanya’ya ait oldukları mesajını verdi. Ancak birçokları bunun çok geç atılmış bir adım olduğunu düşünüyor. Almanya’daki Erdoğan destekçileri, Almanya’da Türkiye’ye yönelik sonu gelmeyen ‘dayaktansa’, Erdoğan’ın başarılarıyla ilgileniyorlar.”