Avrupa’nın Bir Numarası Real Madrid

[Haber-İzlenim: Efe Yiğit]

Şampiyonlar Ligi finallerini kaybetmeyen Real Madrid ile finallerin kaybeden takımı Juventus arasındaki mücadelede gülen taraf İspanyol temsilcisi oldu. Real Madrid 12. Şampiyonlar Ligi kupasına Juventus’u 4-1 yenerek ulaştı.
Cardiff Millennium Stadı’nı dolduran 66 bin, ekranların başında ise 350 milyon taraftar sezonun maçı olarak tanımlanan Juventus – Real Madrid Şampiyonlar Ligi finaline şahitlik ediyordu. Alman hakemin başlama düdüğüyle birlikte Juve kasırgası esiyordu. Dakikalar henüz 6’yı tamamlamışken, Real Madrid kalesisi Navas’ın kurtardığı 3 gollük şut bulunuyordu. Maçın tek hakimi İtalyan temsilcisiydi. Sahanın her tarafında pres uyguluyor, Real Madrid’in gol ayakları Cristiano Ronaldo ve Benzema’nın topla buluşmasına engel oluyordu.
Sahanın her tarafında pres yiyen Real Madridli oyuncular topu ayağında tutmak ve seri pas yapmakta zorlanıyordu. İlk 15 dakikada Ronaldo, Benzema ve Isco topla buluşamıyordu. Navas kalesinde ter dökerken, karşı kalede Buffon sezonun en rahat maçını çıkarıyordu. Juve golü bulacak derken, ilk kez organize bir atakla rakip kaleye gelen Real golcüsü Ronaldo’nun ayağıyla golü buluyordu. Real Madrid kaeyi bulan ilk şutunda skoru değiştirirken, golden sonra Juventus’un baskısı devam ediyordu. Beraberlik golü için sadece 6 dakika bekleyen Juventus, Hırvat golcüsü Mandzukic’in rövaşata golüyle skoru eşitliyordu.
Maçın ilk yarısı Juventus’un üstün oyunuyla bitiyordu. Her iki golde finale ve takımların adına yakışır şekildeydi. Hem futbol kalitesi hem de mücadesiyle ilk 45 dakika su gibi akıp bitiyordu.
İkinci devre roller değişiyordu. Topa hükmeden rakibini boğan bir Real vardı sahada. Modric, Kross ve Casemiro’dan oluşan Real Madrid orta sahası rakibini durdurmakla kalmayıp, organize ataklarla Buffon’un koruduğu kaleye yükleniyordu. Nitekim baskı meyvelerini veriyor, 61. dakikada Cesamiro’nun ceza alanı dışından attığı şut defansa da çarpıp Buffon’u mağlup ediyordu. Daha Juventus, 2. golün şokunu atmamışken 64. dakikada Ronaldo skoru 3-1’e taşıyordu. Maçın 90. dakikasında sahneye çıkan Asensio Juventus’un fişini çekiyordu: 4-1
Real sanki ilk yarı Juventus’un neler yapabileceğini görmek için oynamasına izin vermişti. Yoksa iki farklı devrenin başka bir izahı yoktu. 180 derece fark vardı iki devre arasında. Juventus ilk yarı iyi oyununu gollerle taçlandıramamanın faturasını ağır ödüyordu. Zidane, ikinci yarı Juventus’u kendi oyunuyla vuruyordu. Pres, ayağa hızlı pas ve yıldız oyuncuların rakibi eksilten çalımlarıyla Real Madrid sonuca gitti.
Futbolculuğu efsane olan Zidane, teknik adamlıkta sınavı göreve gelmesinin henüz 6. ayında 2016’da Şampiyonlar Ligi kupasını kazanarak geçmişti. Bir anlamda kariyeri çıraklık devresi olmadan kalfalıkla başlamıştı. La Liga şampiyonluğu ile ustalığını ispat eden Zidane, ikinci kez kazandığı Şampiyonlar Ligi ile efsane oldu. Benzer başarıyı futbol dünyası 2008’te Barcelona’yı çalıştıran Josep Guardiola ile yaşamıştı.
Real Madrid üst üste ikinci kez Şampiyonlar Ligi kupasını müzesine götürmenin sevincini yaşadı. Bu kupa Zidane’i teknik adamlığının 18. ayında efsaneler arasına yazdırdı. Dile kolay 2 Şampiyonlar Ligi, 1 La Liga şampiyonluğu hepsi 18 ayda kazanılan. Real Madrid, lig şampiyonluğunu Şampiyonlar Ligi kupasıyla taçlandırarak, 2009’dan sonra kaldığı Barcelona’nın gölgesinden çıkmış oluyordu.
Finallerin kaybeden takımı Juventus ise tıpkı 2015 finalinde olduğu gibi 2017 finalini de kaybediyordu. Kaybedilen takım yine bir İspanyoldu. 9 Şampiyonlar Ligi finalinden 7’sini kaybeden Juventus’a yine hüsran düşüyordu. Finale gelene kadar kalesinde 3 gol gören Buffon, finalde Real Madrid’den 4 gol yiyordu.
(TR724)