Sandık Hırsızlığına Karşı Yapılacaklar Listesi

[Haber: Analiz: Erman Yalaz]

Hileli 16 Nisan referandumunda siyasi hamleler sürüyor. CHP, HDP ve Vatan Partisi’nin hafta başında Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yaptıkları itiraz reddedildi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemci heyeti, Türkiye’deki basın toplantısındaki referendum şüphelerinin ortadan kaldırılması talebinin çok ötesinde bir çıkış yaptı. AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü Michael Georg Link, başkanlık referandumunda oyların yeniden sayılması çağrısında bulundu. CHP ise hileli referanduma ilişkin yürütmeyi durdurma talepli Danıştay başvurusu yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘atı alan Üsküdar’ı geçti’ sözleriyle başladığı ‘siyasetini’, ‘Bu iş bitti, YSK’nın kararı kesin. AYM ve AİHM yetki alanında değil’ diyerek ileriye taşıdı.
UNUTMAYIN ARTIK SANDIKTA ‘HIRSIZ VAAAAAR!’
Ancak referandumdaki yolsuzlukları ve hileyi konuşurken, sokak 17-25 Aralık’ta ortaya çıkarılan büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının gerçeklerine geri döndü. Sokak eylemlerinin bir numaralı sloganı ‘Hırsız vaaaaar!’ oldu.ysk akp dilekçe
Peki olay gerçekten YSK’nın kararları ve Erdoğan’ın dedikleriyle sınırlı mı? Siyaseten ve hukuken yapılacak başka bir şey yok mu? Bu usulsüzlük YSK üyeleri ve AKP’li YSK üyesi ve bir kısım partililerle mi sınırlı? Hırsız var, hırsızlık varsa bunların kim olduğu tam olarak biliniyor mu? Deşifre edilmeli mi?
Yaşananları ve elimizdekileri tekrar hatırlayalım. 16 Nisan Pazar günü yurt içi ve yurt dışı seçmenleriyle birlikte 57.6 milyon seçmenden 49.1 milyonu sandık başına gitti. Hileli referanduma ilişkin YSK’nın geçici verilerine göre 24 milyon 747 bin 56 oy ile yüzde 51,21 oy oranı  evet kazandı. Yüzde 48,79’luk oranla Hayır oyları 23 milyon 576 bin 573’te kaldı. YSK son dakika kararı ile mühürsüz pusula ve zarfla kullanılan oyları geçerli saydı. Kararın alındığı saatlerde Doğu illerinde sayıma geçilmiş, batı illerinde oylama sürüyordu. Bunlara ilaveten elimize son bir haftada YSK, CHP, muhalifler ve hukukçulardan şu  bilgiler geldi. YSK kararını 3 gün sonra internete koydu. Elimizde 2 YSK kararı var. Tercih yerine evet mührü kullanımının geçerli olduğu kararı (559) mühürsüz oy pusulalarının geçerli olduğu kararı (560). Bir de 560 numaralı karara gerekçe ek Seçim Mührü ile ilgili önceki kararlar.
FİLİGRANLI BASKI MATBAALARI İLE YSK’NIN PAKETLEME İŞİ EN BÜYÜK KRİMİNAL DELİL
CHP’li Bülent Tezcan’ın dile getirdiği YSK’da referendum öncesinde başlayan organize işler var. Buna göre, 420’lik paketler halinde sandıklara gönderilmesi gereken zarf ve pusulalar eksik gönderilmiş. YSK paketleme hatası diyor. Filigranlı bunlar, oy hırsızlığı olmaz naraları atan YSK başkan ve üyelerinin söyleminin aksine, paketler elle hazırlanmış. Yani işler öyle anıldığı gibi otomasyonla, yüksek güvenlikle yürümüyor. Bildiğiniz insan eli değme konvansiyonel kargolama sistemi ile sandıklara pusula ve zarf paketlenmiş. Bunların eksik olduğu belirlenmiş, bu kez fazlaca gönderilmiş. Bazı sandıklara bunlar referandum günü iletilmiş. Baştan aşağı suç delili ile dolu bir süreç.
DURSUN ÇİÇEK’İN İDDİASININ TANIKLARI VAR MI?
Bir başka ayrıntı CHP’li Dursun Çiçek’in iddiası. Hayır oyları yüksek çıksaydı seçimin iptali için mühürsüz oy pusulaları bahane ysk kararedilecekti. İlk bakışta komplo teorisi gibi dursa da akla en yakın AKP tedbirlerinden biri bu olsa gerek. Referandum öncesinde hayır oylarının yüzde 53-56 bandında ‘evet’in son düzlükte buna yetiştiği kamuoyu fikri olarak kayda geçti. Anketler böyle dedi. Çiçek, evetler denk çıkmaya başlayınca pusulalar sayılsın denilerek taktik uygulandığını ve işin lehe çevrildiğini iddia ediyor.
AKP YSK TEMSİLCİSİNİN DİLEKÇESİ DE KENDİSİ DE DELİL
Bir başka delil AKP temsilcisi Recep Özel’in başvuru dilekçesi. YSK’nın mühürsüz pusulalar geçerli kararı aldığı tek sayfalık bu dilekçe önemli kriminal belgelerden biri.  Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına diye başlayan el yazısıyla kaleme alınmış dilekçe şöyle devam ediyor: “16 Nisan 2017 tarihinde (bugün) yapılmakta olan halk oylamasında bazı sandıklarda oy pusulalarının veya oy zarflarının ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mühürü ile mühürlenmediği yoğun bir şekilde tespit etmiş bulunmaktayız.” İsim yok, yer yok. Ama yoğun tespit var. Üstelik çoğul yani çokça insandan gelen taleple bu kararın alınması istenmiş. Kimlermiş yoğun talepte bulunanlar. Özel, anlatacağım çok şey var ama, yaz dediler bu dilekçeyi yazdım diyor. Onun ilişkileri yaşananları baştan aşağıya deşifre etmeye namzet.
HATALI PUSULALARLA İLGİLİ YSK KAÇ KİŞİYE SUÇ DUYURUSU YAPTI?
Son önemli delil. YSK’nın 560 sayılı kararının son sayfasındaki 2. Madde.  YSK, mühürsüz pusulaların geçerli sayılması kararına müteakip, “Hata veya ihmali tespit edilen sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında ilgili seçim kurullarınca yasal gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulması gerektiğine, …” diyerek ikinci bir noktaya dikkat çekiyor.
ysk karar referandumCHP, muhalif partilerin tümünün itirazlarını dikkate alarak 2.5 milyon oyun YSK kararı nedeniyle itiraza konu olduğunu açıkladı. Sadece İstanbul’da 1900 küsur sandıkta usulsüzlük itirazı var. Şu ana kadar YSK’nın ya da seçim kurullarının kararın ikinci fıkrasına ilişkin suç duyurusunda bulunduğu duyulmadı. Yani mühürsüz oy pusulası hile ya da işini yapanlara hesap sorulması için hukuk yolları işletilmiyor.
Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreçlerinin yıllar alabileceği, Danıştay’a yapılan yürütmeyi durdurma talepli başvurunun mevcut Danıştay üye yapısıyla sonuç getirmeyeceği sıkça söyleniyor. Elbette siyasi partiler ve ilgili kurumlar bu ana davaları işletmeli, takip etmeli.
Gelelim yapılacaklar listesine.
Bir kısmını daha önce yazmakla birlikte özetle ve acilen yapılması gerekenler şunlar.
YSK SANDIK SANDIK MÜHÜRSÜZ PUSULA KULLANILAN YERLERİ AÇIKLAMALI
1-YSK’dan acilen mühürsüz oy pusula ya da zarf kullanan sandıkların tespiti istenmeli. YSK bunları bilmediğini açıklıyor. Bu açıklama Kabul edilemez. İl ve ilçe seçim kurullarına gönderilecek yazı veya yeni bir talimatla bunlar çok rahat tespit edilir.
2- Filigranlı oy pusulalarının basım mekanları açıklanmalı. İhale detayları ve bu hususta uzmanlıklarına kadar bilgiler ortaya konmalı.
3-YSK’nın 560 numaralı kararının ikinci maddesine göre hatalı pusula/zarf kullandıran bu suça iştirak edenlerin suç duyuruları yapılmalı? İsim isim açıklanmalı.
ISLAK İMZALI TUTANAKLARI VE HIRSIZLARI MAHALLİNDE DEŞİFRE EDİN
4-CHP, HDP ve MHP 2.5 milyon oya tekabül eden bu usulsüzlük içinde, sahada bizzat ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarını il il, tek tek sandık ve mahalle vererek kamuoyuna basın toplantılarıyla duyurmalı. CHP kanadının iddiasına göre; ıslak imzalı tutanakları toplandığında ortaya çıkan sonuç yüzde 50.3 hayır, yüzde 47 evet çıktığını gösteriyor. O halde, hangi mahallede hangi sandıkta oy çalındığını, şaibeli işler çevrildiğini o bölgenin seçmenlerinin bilme hakkı var. Bu kamuoyu ile paylaşılmalı.
1 YILDAN 5 YILA HAPİS CEZASI
5-Kanun maddeleri oy sandığı ve oy pusulaları üzerinde işlenecek suçlara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis, çeşitli miktarlarda para cezası öneriyor. En geç üç ay içinde kamu davası açılması gerekiyor.  Bu davalar sadece siyasi partileri ilgilendirmiyor. Sandıkta hayır demiş hatta evet demiş seçmenlerin varsa hileleri tespit edilen kişilere dava açması hukukun gereği.
6- İbreti alem olsun diye davaların, davalıların listeleri, ortak bir internet sitesinde kamuoyuna deşifre edilmeli. Bu listeler ve isimler açıklandığında sandık başı organize işlerin yandaş sendikalar, seçilmiş AKP’li memurlar eliyle yapıldığının deşifre olacağından kimse şüphe duymasın. Bu kez çalınan minareye kılıf uyduramıyorlar. Ancak ortadaki suç delilleri, hatta itirafları ortadan kaybolmadan kayıt altına alınmalı.
HİLELİ SANDIKLARDA SAYIM VE SEÇİM TEKRARI ISRARI
7- AGİT’in oylar yeniden sayılmalı teklifi hükümet yetkililerince küçümsenerek karşılandı. Erdoğan ve ekibi bundan memnun değil. Ancak AGİT’in tüm referandum için talep ettiği realize edilemiyorsa bile, itiraz edilen sandıkların oylarının sayılması ve o sandıklarda yenileme talebi için hukuki her türlü süre gözetilerek hukuki her yol denenmeli.
8-CHP’nin daha önce 2014/2015 döneminde VIP Torpil listeleri açıkladığı dönemde AKP’nin  devletteki fütursuzca sürdürdüğü kadrolaşma ve yandaş sendikalar eliyle devletleşme hamlesi önemli ölçüde deşifre oldu. Bütün bu işler yapılırken, kamuoyunun bilgilendirilme hakkı ihmal edilmemeli. Her ne kadar 170 basın yayın kuruluşunun kapatılmış, 230’dan fazla gazetecinin hapsedilmiş olsa da.
9-Twitter, Instagram, Facebook, YouTube TV yayınlarıyla bu usulsüzlükler için her gün her il için bir basın toplantısı düzenlenmeli. Sokak eylemleri kadar önemli bu hukuki tepki, suç işleyenlerin tespiti ve bunu araştırması gereken savcı ve yargıçların harekete geçirilmesi  merkezli yürütülmeli.
SİNE-İ MİLLET’E ÖRNEK: KUŞU BELEDİYE OLSUN DİYE 4 SEÇİM OY KULLANMADI KAZANDI
10- AKP’nin Büyükşehir Yasası 31 Mart 2014 yerel seçimlerinde belediyeden köye çevirdiği Kütahya’nın Simav ilçesi Kuşu beldesi tam 4 seçim sandığa gitmedi. YSK’dan sonra Danıştay Davalar Genel Kurulu kararı ile belde statüsünü geri aldı. Geçen Pazar yapılan referandumda da göğsünü gere gere oy kullandı belde halkı. Doğru hukuki yol, sine-i millet, oy hakkını tanımama gibi toplu ve haklı eylemler sonuç getiriyor. Bu örnek itiraz Danıştay önüne gitmişken enine boyuna incelenmeli.
Yerel düzeyde yaşanan haksızlığı bir hukuk sınavıyla geri kazanan beldeler varsa, rejim değişikliği, başkanlık sistemi getirilerek parlamenter sistemin ortadan kaldırılması gibi radikal kararlara karşı çok daha organize hukuki mücadele yürütülmeli.
TEK ÇALAN VELİ GÖÇER  DEĞİL!
17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminde 25 bine yakın canımızı yitirmiştik. Kolonu kesilen binalar, deniz kumuyla yapılan inşaatlar deyince o günün hukuk mücadelesinde Veli Göçer isimli müteahhit önemli bir örnek haline gelmişti. Elbette hile yapan, kötü bina inşa eden müteahhitler, ihmal sahipleri Veli Göçer’den ibaret değildi. Sonra İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Yalova’da onlarca başka müteahhide bazı belediyelere davalar açıldı. Ülkeyi yerle bir eden depremin tek mesulü Veli Göçer olmadığı gibi, rejimi sandık hilesi ile alt eden yapının tek müteahhidi YSK ve üyeleri, Erdoğan ve ekibinden ibaret değil. Sahada suç ortakları var. Aynı kafayla çalışan başka sandık ve siyaset mühendisleri var. Mahalle mahalle, semt semt, sandık sandık bu siyaset hırsızları deşifre edilmeli. Böylece bir sonraki seçimin güvenliği de sağlanmış, hukuk işleyecekse altyapısı, zemini de hazırlanmış olur.
Unutmayalım referandumda kazandık diyorlar ama bu işin keyfini çıkaramadıkları açıkça ortada. YSK kararına rağmen AKP bıçak sırtı kazandığı referandumda; İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Denizli; Manisa gibi büyükşehirlerde kaybetme şokuyla ortalıkta geziyor. O zaman bir şokta el çabukluğu marifet diyen siyaset hırsızlarına yaşatılmalı. Siyaseti kendi sandıklarında dizayn edenlerin de rahat gezemediğini gösterelim. Halen şahitleriyle ve mühürlü seçim torbalarıyla her yerde deliller olduğunu bilerek; çokça kriminal iz bırakan bu çetenin peşini bırakmayalım.
(TR724)