[Tarık Toros, yazdı]
Hani bir video var, şu ara sosyal ağlarda sıkça paylaşılıyor. Venezüela halkını konuşturmuşlar, tek tek. Ülkelerinin son dönemde içine düştüğü felaketi anlatıyorlar, kendi dillerinde. Önce emin olamadım, kurgu gibi geldi. Teyit etmek güçtü çünkü. Dili İspanyolca, Türkçe altyazı ile anlaşılır hale getirilmiş. 1 dakika 42 saniyelik videoda aynen şöyle söyleniyor:
-Eskiden iyi kötü bir demokrasimiz vardı.
-Çok zengin değildik ama mutlu ve huzurluyduk.
-Halk cumhurbaşkanını seviyordu. Bize istikrar sözü vermişti.
-Ona güvendik.
-Yollar, köprüler, hastaneler yapıyordu.
-Dünyadaki en büyük petrol rezervi bizdeydi.
-Herşey iyi gidiyordu. Güçlü bir ülke istiyorduk.
-Sonra referandumla sistemi değiştirdik. Ülkedeki bütün güç başkanda toplanmıştı.
-Yolsuzluk rekor kırdı.
-Devletin bütün mallarını varlık fonuna devrettiler.
-İşler bir anda kötü gitmeye başladı.
-Gazetecileri ve karşı çıkanları hapse tıktılar.
-Başkan hastalanınca yerine halefini seçti.
-Adam eski bir otobüs şoförüydü.
-Ülkeyi kafasına göre yönetmeye başladı.
-Başkanlık sistemi yüzünden kimsenin elinden bir şey gelmedi.
-Şu an enflasyon yüzde 700. Hırsızlık aldı başını yürüdü. Çok kötü bir durumdayız.
-Keşke burada halen parlamenter demokrasi olsaydı.
-Sevgili Türkler! Büyük bir hata yapıyorsunuz.
-Bütün gücü bir insanın eline vermeyin.
-Gelecekte, işin ehli olmayan bir insan başa gelip ülkenizi mahvedecek.
-Hayır!
-Hayır!
-Hayır!
https://www.youtube.com/watch?v=QY5Vl12kXpk
VİDEONUN TEYİDİ
Çok çarpıcı bir video bu. Tüm yönetim gücünü, sorgulanamaz ve denetlenemez bir kişiye devreden halkın isyanı adeta. Lakin hepsi doğru. Önceki gün sabah, bir kahvaltıda arkadaşlarla laflıyoruz. Söz bu videodan açıldı. Biri telefonunu çıkarıp izletti herkese. O gün o sabah bu videoyu ilk kez seyreden bir diğeri hemen atıldı: “Geçen ay dört gün Venezüela’da kaldım. Videodakiler birebir doğru. Hatta fazlası var eksiği yok. Rafları boşalmış o marketi ben de dolaştım. Bir memur, yarım litrelik zeytinyağını, maaşının anca üçte biri ile alabiliyor. Un yok, şeker yok, süt yok, yağ yok. Marketlere sınırlı miktarda gelince de uzun kuyruklar oluşuyor. Paranın alım gücü kalmamış. İnsanlar aç. Ücretleri ile geçinebilmeleri mümkün değil.”
PETROL ZENGİNİ AMA…
Sohbetin bir anda yönü değişti. Anlatmaya devam etti: “Halk ayakta. Devlet Başkanı Maduro’yu istemiyorlar. Ama adam seçime de gitmiyor, kazanamayacağını biliyor. Muazzam bir ekonomik kriz yaşanıyor. Ülke petrol zengini ama petrol fiyatlarının hızla düşmesi, kaosu körüklemiş. Çünkü tümüyle petrol gelirlerine dayanan bir ekonomi var. Suudi Arabistan’dan bile büyük rezerv söz konusu. Gerekli yatırımlar bir türlü yapılmamış. Yolsuzluk had safhada. Halk, eski başkan Hugo Chavez’e yüksek yetkiler vermiş, onu çok sevmiş. Fakat dört sene önce ölünce işler tepe taklak gitmeye başlamış. Şimdiki başkan Nicolas Maduro, önceleri otobüs şoförü iken, basamakları birer birer tırmanmış, yardımcılığına kadar yükselmiş, Chavez ölünce de başkan olmuş.”
HER ŞEY REFERANDUMLA BAŞLADI
Esasen baş aşağı gidiş, Chavez’in Anayasa’yı değiştirmesiyle başlıyor. Tüm yetkileri kendinde topluyor. Örneğin, Meclis ne yasa çıkarırsa çıkarsın, Başkan’ın atadığı Anayasa Mahkemesi otomatikman bunu iptal ediyor. Şu anda da muhaliflerin etkili olduğu bir Meclis var. Başkan, ne onu çalıştırıyor ne de ülkeyi seçime götürüyor. Her şeyi tıkamış durumda. Sosyal hayat durmuş, döviz kurları patlamış ama devlet sübvanse ederek belli seviyede tutmaya çalışıyor. Halk bitik, yasal çıkış yok, olaylar protestolar tırmanıyor. Durum vahim. Yani çok yakında Venezüela’dan “sosyal patlama”, “halk ayaklanması” gibi haberler gelirse şaşırmayın.
KITLIKLA YÜZLEŞMEDEN OLMAYACAK!
Bütün bunları dinledikten sonra açıkçası kendimden utandım. Bu ülkedeki gelişmeleri merak edip takip etmediğim için hayıflandım. Venezüela’da 2019’da başkanlık seçimi var, şayet ülke o tarihi görürse tabi. Başkan, erken seçim baskısına direniyor, rakibine siyasi yasak koymuş, medya yok, protestocuları toplayıp içeri tıkıyor, filan… Sonra, bizi düşündüm. Anayasa, yasalar hali hazırda hiçe sayılıyor. Üç buçuk senedir alenen çiğneniyor. Şimdi referandumla cumhurbaşkanına mutlak yetkiler veriliyor. Bu da 2019 seçimlerinden itibaren yürürlüğe girecek. Önümüzdeki iki buçuk seneyi ve sonrasını hayal edemiyorum. En çok da Venezüela videosundaki boş market rafları gözümün önüne geliyor. Maalesef benim vatandaşım, bununla yüzleşmeden de olan biteni anlayamayacak.
(TR724)