Bu Ağır Suç Dosyalarıyla Daha Ne kadar Gidebilir?

[FARUK MERCAN]
28 Mart günü, dünyanın önde gelen yayın organları iki ayrı çok önemli flaş haberi duyurdu. İki haberin başrolünde de, Saraydaki Şahıs vardı.
Birinci haber, Ürdün Kral’ı Abdullah‘ın sözleriydi. Ürdün Kralı, “Batı ülkelerine teröristleri Erdoğan gönderiyor. Bu; Türkiye siyasetinin bir parçası…” diyordu. Bu açıklamayı, bazı Amerikan Kongre üyeleri ile yaptığı görüşmede yapmıştı.
Haberin zamanlaması çok manidar. Londra’daki son terör saldırısından altı gün sonra…
Mesaj çok açık… Amerika ve Avrupa Birliği, Saraydaki Şahsın terör odaklarıyla ilişkisini biliyor.
Ne demişti Saraydaki şahıs tam da Londra saldırısının meydana geldiği gün: “Avrupalılar artık sokakta güvenli bir şekilde yürüyemeyecek…”

Hapishanelerde binlerce insan… Kadınlara bile işkence yapacak kadar canavarlaşmış İslamcı bir Nazi Rejimi… Bugüne kadar en büyük zararı Türkiye’ye verdi, ama artık dünyaya da zarar veriyor. Ve bütün bu gelişmeler şunu gösteriyor: “Kader ağlarını örüyor ve her yol Saraydaki Şahsa çıkıyor…” Bu ağır suç dosyalarıyla daha ne kadar gidebilir? Bekleyelim, görelim…

Esad’ı devirmek sevdasıyla Suriye’ye tırlarla gönderdiği tonlarca silah, kışkırttığı Suriyelilerin yaşadıkları insanlık dramı… Bu kadar ahın yerde kalmasına Allah rıza göstermez. Suriye olayının başkışkırtıcısı olan Saraydaki Şahsın bu kirli dosyası, er ya da geç açılacak…
İkinci haber, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nın Amerika’da tutuklanması ve Rıza Sarraf‘ın bir yıldır tutuklu bulunduğu hapishaneye konulmasıydı. Böylece 17 Aralık dosyasının işadamı ayağından sonra bürokrat ayağı tutuklanmış oldu. Geriye kaldı siyasi ayak…
Saraydaki Şahsın, 2013’ten beri Rıza Sarraf ile ilgili söylediklerini yanyana getirin, siyasi ayağın kime uzanacağını göreceksiniz. “Rıza bizim vatandaşımız, suçsuz yere tutuklandı. Bu işin arkasında Cemaat var. Onu tutuklayan hakimi ve savcıyı yedirip içirmişler” diyor.
Peki Rıza ve Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nı tutuklayan FBI’ın dosyasında ne var? Rıza’nın Saraydaki şahsın eşine ve oğluna bağış adı altında verdiği milyon dolar…
Halk Bankası Genel Müdürü Yardımcısı, 23 mart günü Amerika’ya giriyor. Beş gün sonra, Türkiye’ye dönerken hava alanında tutuklanıyor.
Bu arada çok enteresan bir şey oluyor. Amerika’da güvenlik ve istihbarat kaynaklarına yakın bir isim olan Michael Rubin, 23 Mart günü şöyle bir tweet atıyor:
Acaba Erdoğan, çaldığı paraları nerelerde sakladığını bilmlediğimizi mi zannediyor?”
Zamanlama yine çok manidar… Bu tweet mesajından beş gün sonra Halk Bankası yöneticisi tutuklanıyor.
Mesaj yine çok açık: “Rıza’nın patronu sensin. Katar’a, Malezya’ya, Rusya’ya kaçırdığın paraları biliyoruz…” diyor FBI, Saraydaki Şahsa…
Haberlere devam edelim.
Almanya medyası, Alman istihbaratının Saraydaki Şahsın adamlarıyla ilgili resmen casusluk soruşturması başlattığını duyurdu. Saraydaki Şahsın Almanya ile birlikte 35 ülkede casusluk ağı kurduğunu belirterek…
Saygın dış politika dergisi Foreign Policy‘nin haberindeki ifade manidar: “İmamlardar oluşan casus ordusu…”
Almanya’yı tehdit etmesinin ağır bedelini ödüyor şimdi Saraydaki Şahıs… Almanya’nın casus imamları enseleyeceğini anlayınca güya Alman gazeteci Deniz Yücel‘i casusluk suçundan tutuklatıp Almanya’ya şantaj yapacaktı.
Cevabını aldı.
Almanya Dışişleri Bakanı, “Deniz Yücel kirli bir kampanyanın piyonu…” dedi.
Çaresi yok. Casus imamları yakalandı. Almanya, şantaja boyun eğmedi.
Yönettiği milyar dolarlık kara para havuzunu artık dünya delilleriyle biliyor.
Bir mafya devletine dönüştürdüğü Türkiye’de işlediği suçları sınır ötesine taşırdığı, her ülkede birer birer kayıtlara giriyor.
Orta Doğu’da, Halife olmak ve Esad’ı devirmek sevdasıyla silahlandırdığı grupları Türkiye’de çıkarları için kullandığı gibi, bu silahlı gruplara Türkiye dışında iş yaptırmaya başladığı kayıtlara giriyor.
Bunlar, uluslararası hukuk açısından çok ağır suçlar… Harabeye çevirdiği Türkiye’nin tek hakimi olma hırsıyla işlediği ağır suçlar…
Alman Der Spiegel dergisi, bir zamanlar Anadolu Kaplanları ile anılan Kayseri’nin artık bir hayalet şehre dönüştüğünü yazıyor. Boydaklar ile birlikte sadece Kayseri’de hapishaneye konulan ve mallarına el konulan işadamlarının sayısı 60…
Hapishanelerde binlerce insan… Kadınlara bile işkence yapacak kadar canavarlaşmış İslamcı bir Nazi Rejimi…
Bugüne kadar en büyük zararı Türkiye’ye verdi, ama artık dünyaya da zarar veriyor.
Ve bütün bu gelişmeler şunu gösteriyor:
Kader ağlarını örüyor ve her yol Saraydaki Şahsa çıkıyor…”
Bu ağır suç dosyalarıyla daha ne kadar gidebilir? Bekleyelim, görelim…