Peki, O Binbaşıyı Siz Niye Dinlemediniz?

[Haber-Analiz: Ahmet Dönmez]

TBMM 15 Temmuz Darbesi Girişimini Araştırma Komisyonu üyesi AKP Milletvekili Selçuk Özdağ, 15 Temmuz günü MİT’e giderek darbeyi ihbar ettiği öne sürülen Binbaşı H.A. ile ilgili ilginç ifadeler kullandı. 10 Mart’ta t24.com haber sitesinden Hülya Karabağlı’nın sorularını cevaplayan Özdağ, “Darbe Komisyonu olarak o binbaşıyı neden davet etmediniz?” sorusuna, “Bu konuda hiç kimsenin bir talebi olmadı. Bu binbaşı nerede davet edelim veya gidelim dinleyelim diye bir teklif yapılmadı. Ne CHP yaptı ne MHP ne de HDP’liler yapmadı. Kimsenin aklına gelmedi herhalde. Ben bunu çok dikkatli bir biçimde izledim” dedi. Devamında yine “Muhalefet milletvekilleri MİT Müsteşarına soru sorsalardı biz onu göndermek zorundaydık komisyon başkanlık divanı olarak. Sormadılar, niye sormadılar bunu anlamadım” ifadelerini kullandı.
Şecaat arzederken sirkatin söylemek denir buna. Bu sözler hiç kuşkusuz muhalefetin içinde bulunduğu duruma ve ne derece muhalefet ettiklerine önemli bir işaret. Ancak ondan daha önemlisi, Özdağ ve AKP’nin Binbaşı H.A.’nın çağrılmasını muhalefetten beklemeleri. Muhalefetten ses çıkmayınca da sessiz sedasız ışığı söndürüp çıkmaları.
PARDON DA SİZİN AYDINLATMA GÖREVİNİZ YOK MU?
binbaşı spotNormal şartlarda darbe girişiminin aydınlatılmasında en büyük görev kimin? AKP’nin mi muhalefetin mi? Bu darbe girişimi öncelikli olarak AKP’yi mi hedef aldı muhalefeti mi? Daha ilk dakikadan darbe girişimini Gülen cemaatinin yaptığı açıklandı. Perde arkasını da aydınlatacağız diye ortaya çıkıldı. Meclis komisyonu bunun için kuruldu. Peki 15 Temmuz’un perde arkasını aydınlatacak en önemli isimlerden biri olan H.A..’yı niye gündemine almadı AKP?  MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın dinlenmesini niye reddetti? Bir de, “Soru sorsalardı, göndermek zorundaydık” diyor. Pardon da siz niye Fidan’ın dinlenmesini vazife görmüyorsunuz? Yoksa sizin için 15 Temmuz tamamen aydınlandı mı? O zaman bu komisyonu niye kurdunuz? O zaman bu yargılamalar niye devam ediyor. Verin bütün kanıtları mahkemelere, olsun bitsin.
SAKLADIĞI BULUNMASIN DİYE TIRNAĞINI YİYEN ÇOCUK GİBİ
Daha da vahimi şu; Sayın Özdağ diyor ki, “Kimsenin aklına gelmedi herhalde. Ben bunu çok dikkatli bir biçimde izledim.” Bir dakika! İnsan bunu niye dikkatle izler ve ses çıkarmaz? Tıpkı sakladığı bir şeyin bulunmasından korkup civardaki insanların hareketlerini endişeyle takip eden, herkes gittikten sonra da derin bir ‘oh’ çeken bir çocuk gibi… Yani aslında başından beri H.A. var aklında Özdağ’ın. Ama dinlenmesi gereken bir tanık olarak değil, asla dinlenilmemesi gereken, hatta unutturulması gereken bir isim olarak. Onun için de çok dikkatli bir şekilde, tırnaklarını yiyerek izliyor. Afedersiniz bu darbeyi aydınlatmak görevini kendinizde niye görmüyorsunuz? Kimden, neyi saklıyorsunuz? Tıpkı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, darbenin 1 numaralı isimleri olduğu iddia edilen Mehmet Partigöç ve Mehmet Dişli ile Meclis’i bombalayan F16 pilotlarının komisyonca dinlenmesinin AKP oylarıyla reddedilmesi gibi. Hiç kuşkunuz olmasın; CHP, MHP ve HDP milletvekilleri akıl edebilse ve H.A.’nın dinlenmesini talep etse o da AKP oylarıyla reddedilecekti.
BÖYLE MUHALEFET Mİ OLUR
binbaşı spot 1Tabi bu, madalyonun bir yüzü. Bir de muhalefete bakan tarafı var. Muhalefet peki neden üzerine düşen görevi yerine getirmedi. Zikredilen isimlere soru göndermedikleri gibi Komisyon’un Muğla ve İstanbul ziyaretlerine de katılıp muhataplara soru sormaya gerek görmediler.
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz Şubat ayında, Hulusi Akar ile Hakan Fidan’ın darbeden 1 gün önce Özel kuvvetler Komutanlığı’nda 6 saat görüştükleri ortaya çıkmıştı. Odatv’den Müyesser Yıldız, 27 Şubat tarihli “Hulusi Akar ve Hakan Fidan darbeden bir gün önce neredeydi” başlıklı yazısında, bütün detayları paylaştı. Fakat orada ilginç bir bilgi de verdi. Askeri çevrelerden iyi bilgi alabilen deneyimli gazeteci, “Yaklaşık 1,5 ay kadar önce bu iddiayı duyduğumda inanamadım. Bu bilginin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da ulaştırıldığı, ancak ‘açıklamaya cesaret edemediği’ öne sürülünce iyice şaşırdım, ama iddianın peşini bırakmadım.” dedi. Hakikaten insan duyduklarına inanamıyor. Bir anamuhalefet lideri bu kadar önemli bir bilgiye ulaşacak ama cesaret edip açıklayamayacak! Nasıl olur? Bu kadarcık cesareti olmayan biri nasıl olur da anamuhalefete liderlik yapabilir? Erdoğan’ın peşinden Yenikapı’ya koşarken ya da şimdilerde “Hollanda ile bütün ilişkiler askıya alınsın” çağrısı yaparken pek cesur oysa.
TBMM 15 Temmuz Komisyonu’nun CHP’li üyesi Aykut Erdoğdu’nun konuyla ilgili tweet’i de manidardı. Erdoğdu, 27 Şubat tarihinde Müyesser Yıldız’ın bu haberini kişisel hesabından paylaşırken üzerine de “Bu bilgi bize geldi… Ancak ne ispat etme ne teyit etme şansımız olamadı… Çünkü Darbe Araştırma Komisyonu Erdoğan tarafından lağvedildi…” yazdı. Buyurun! Şecaat arzedeyim derken sirkatini deyiveren bir başka komisyon üyesi daha. Al birini vur ötekine! Nasıl yani Sayın Erdoğdu, bu o kadar teyid edilmesi zor bir bilgi mi? Onlarca, yüzlerce tanığı olan bir hadise nasıl olur da ispatlanamaz? Buyurun işte, bal gibi de ispatlandı. Devamındaki savunması daha da fena. “Çünkü komisyon lağvedildi” diyor. Yani sizin millete karşı sorumluluğunuz, aydın sorumluluğunuz komisyon ile mi sınırlı? “Harç bitti yapı paydos” öyle mi? Komisyon lağvedilse de çalışmaya, araştırmaya devam etmeyen; böylesine önemli bi bilginin peşinden koşmayan bir anamuhalefet partisinden kime, ne hayır gelir?
E tabi, komisyonun adını bile “Fe… Terör Örgütünün (F..Ö/PDY) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” koydunuz el birliğiyle. Şimdi soru sorup da gerçekleri araştırıp da kim bozacak konforunu, değil mi. Ondan sonra Erdoğan “15 Temmuz’da milletimin üzerine bomba yağdıranlar bugünün ‘hayır’cılarıdır” dediğinde de kızmayacaksınız ama!