Bir Yılda 1,5 Milyon Çocuk Sığındı, Çoğu Kayıp

MEHMET DİNÇ, STRAZBURG
Avrupa Konseyi bünyesinden oluşturulan Lanzarote komitesi, mülteci krizinden etkilenen çocuklar için yürüttüğü, cinsel istismara karşı mücadele ve koruma yollarına yönelik çalışmayı tamamladı. Raporda çarpıcı bilgiler yer alırken, göçmen çocuklar için en büyük tehlikenin cinsel istismar olduğu vurgulandı. Çalışmaya göre, Avrupa’da bulunan yaklaşık 337 bin mülteci çocuğun 88 binden fazlası refakatsiz şekilde buraya geldi ve bu çocukların yüzde 60’ı kayıp.
Bu veriler ışığında, Avrupa’ya gelmeye devam eden sığınmacı çocukların yaşayabilecekleri tehlikeler göz önünde bulundurularak bir ‘acil eylem planı’ hazırlandı. Taraf devletlerin çocukları korumadaki karneleri ortaya çıkarıldı. Böylece çocuklara tam koruma sağlamak, insan onurunu ve güvenliğini garanti altına almak, fiziksel ve psikolojik destekte bulunmak hedefleniyor.
Bir yılda yaklaşık 1,5 milyon çocuk sığındı
multeci çocuklar
1 Temmuz 2015 ve 30 Haziran 2016 tarihleri arasındaki bir yıllık dönemi kapsayan verilere göre, Konsey’e üye devletlere 1,442,245 sığınmacı çocuk geldi. Avrupa Çocuklar için Ombudsmanlık Ağı’nın (ENOC) verilerine göre Avrupa’ya sığınan 88,300 kadar refakatsiz çocuğun büyük kısmı 16-17 yaşlarında.
Andorra ve Bosna-Hersek’te sığınmacı çocuk bulunmazken, Moldova, Karadağ Litvanya gibi ülkelerde de sayıları 100’u geçmiyor. Avrupa’da 134,615 çocuk sığınmacıyla Almanya başı çekiyor. Ardından İsveç (65,350) ve Avusturya 41,910) geliyor. Fransa’ya 2015 yılında 15,454 çocuk başvuruda bulunuyor. Bununla birlikte ülkeye ulaşan fakat sığınma talep etmeyen, yani bir anlamda kaçak yaşayan çocuklar hakkında net bilgi bulunmuyor. Refakatsiz çocukların büyük çoğunluğunun iltica talebinde bulunmadığı tahmin ediliyor.
Şiddet, kölelik ve tecavüz…
multeci çocukTürkiye, 4 Ağustos 2016 tarihinde sınırları içerisinde 1,213,289 Suriyeli çocuğun olduğu bilgisini paylaşırken, İtalya’ya 2015 yılında deniz yoluyla ulaşan 152,842 göçmenin 16,262’sini çocuklar oluşturuyor. İtalya’daki bu çocuk göçmenlerin üstelik 12,272’si herhangi bir yetişkin yakını olmadan gelmiş. Avrupa’ya geçiş kapılarının en önemlisi Yunanistan’da ise 2016 yılında ülkeye deniz yoluyla ulaşan yaklaşık 890 bin göçmenin yüzde 34’ü çocuk.
Libya’dan İtalya’ya geçen göçmen çocuklarla ilgili olarak rapora yansıyan bilgiler dehşete düşürücü. Buna göre, bu çocukların bir kısmı İtalya’ya geçiş karşılığında hizmetçilik ya da zorla cinsel ilişki gibi ‘ücretler’ ödemek zorunda. İtalya’daki doktorlar, birçok çocuğun cinsel yolla bulaşan hastalıklar taşıdığını tespit etmiş. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) raporunda ise sahra Afrika’sından İtalya’ya uzanan korkunç yolculuk sırasında göçmen çocuklar, şiddet, kölelik ve tecavüz gibi korkunç durumlara maruz kalıyor.
Tespit edilebilen örneklerin yanı sıra, İtalya’dan geri gönderilebilecekleri korkusuyla pek çok çocuğun yaşadıklarını yetkilerden sakladığı tahmin ediliyor. Ayrıca dil yetersizliği ve tercüman bulamamak da önemli bir etken. Birçok ülkede cinselliğin tabu olması sebebiyle, cinsel istismarın tespiti de zorlaşıyor. Bir diğer faktör de, çocukların tehlikenin farkında olmamaları ya da kendilerini kurban olarak görmemeleri.
Macaristan’da göçmen çocukların yüzde 90’ı kayıp
Lanzarote komisyonunun en büyük endişelerinden birisi, Avrupa’ya ulaştıktan sonra gözden kaybolan çocuklar. Cinsel istismara maruz kalma ihtimali çok yüksek olan bu çocukların tespiti oldukça zor. İsveç’te çocukların yüzde 25’i, Slovenya’da yüzde 80’i, Macaristan’da yüzde 90’ı kayıp. İtalya’nın paylaştığı verilere göre ise kayıp çocuk sayısı 13,705 olarak tespit edilmiş. Federal Alman polisinin verilerine göreyse Almanya’da 8,991 çocuk kayıp ve bu çocukların 867’si 13 yaşın altında. Kayıt altında olmayan refakatsiz çocuklar da hesaba katılırsa rakamlar katlanabilir.
Çocukların kaybolmaları, sadece ‘kötü niyetli kişilerin marifeti’ değil. Bazıları bulundukları mülteci kamplarından, aileleri ile buluşma olasılığı olsa bile, olumsuz koşullar sebebiyle kaçıyor. Lanzarote Komitesi, bu olumsuz tablo ile mücadele edebilmek için bazı önerilerde bulunuyor. Bunlar arasında, kolluk kuvvetleri ve sığınma merkezlerinin birlikte çalışarak çocuklara güvenli mekânlar sağlaması, ihtiyaçlarını karşılayabilecek ortamların oluşturulması, suç örgütleri ile mücadelenin arttırılması, kaliteli resepsiyon, güven, nitelikli eğitim ve hızlı aile birleşimi gibi önlemler yer alıyor. Raporda Hırvatistan, Letonya ve Finlandiya’nın bu konuda yaptığı çalışmalardan övgüyle bahsediliyor.
Ülkeler sağlıklı bilgiler vermiyor
Mağdurların belirlenmesi ve etkili mücadele edilmesindeki zorluklardan birisi, ülkelerin yanlış istatistikler paylaşması. Örneğin Türkiye’de 1 milyonun üzerinde çocuk sığınmacı olduğu halde, bir yıllık sürede sadece 49 çocuğun cinsel istismara uğradığı rapor edilmiş. Belçika’da 4 çocuk mağdur durumundayken, Yunanistan’da ise hiç kayıt görülmüyor. Türkiye’de Suriyeli mültecilerin kaldığı kamplarda çocuklara yönelik pek çok istismar vakası medyaya yansımış, savcılığın konusu olmuştu oysa.
Bazı ülkelerin verdiği rakamların gerçek olmadığına inanmak için güçlü sebepler var. Mesela yapılan çalışmalar, her 5 çocuktan birinin cinsel istismara uğradığı yönünde bir sonuç çıkarıyor. Bununla birlikte veri toplama problemi olduğu da düşünülebilir. Lanzarote Komitesi de bunun üzerinde duruyor. Personel yetersizliği ve sınırlı insan kaynağı gibi sebeplerle veri sağlanamıyor.
Ayrıca Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Göç ve Mültecilerden Sorumlu Özel Temsilcisi raporunda, mültecilerin para kazanmak için çocukları uyuşturucu kaçakçılığı ve seks işçiliği gibi faaliyetlerde kullandığını da belirtiyor.
Jagland ülkelere çağrıda bulundu
mülteci çocuklar kayıpAvrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Mülteci krizinin üye ülkelerin makamlarına yüklediği zorluğun farkındayız. Ancak, hükümetleri STK’larla çalışmaya ve etkili veri toplama ve çocuk dostu danışmanlık hizmetlerini kurmaya teşvik ediyoruz. Bu da suçların ve mağdurların tespit edilmesinin daha iyi rapor edilmesine yol açacaktır” dedi.
Bunun yanı sıra, İzlanda devleti1 Ocak 2017’de yürürlüğe giren yeni yasa ile çocuklara koruma ve hizmetle ilgili sorumluluğu üstlendi. Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan ve İtalya, UNICEF ve BMMYK ile işbirliği içerisinde çocuklara barınma kabul, entegrasyon faaliyetleri yürütmekte.
Dil eğitimi öncelikli olmalı
Öte yandan, daha sağlıklı raporlama ve sorunların tespit edilmesi için dil engelinin aşılması öncelikli bir adım. Bunun için ilk karşılamada ve sığınma merkezlerinde acil ihtiyaçlar için tercüman desteği verilmesi gerekiyor. Göçmen çocuklarla iletişime geçmek ve topluma adaptasyonlarını sağlamak için de dil eğitimi öncelikli bir konu. Ayrıca çocukların iltica ettiği ülkenin kültür ve sosyal normları hakkında bilgilendirilmeleri için dersler, oyun merkezleri, sanatsal etkinlik ortamları oluşturulmalı.
Komitenin raporunda yer alan acil eylem planlarından bir diğeri de çocuklara cinsel eğitim verilmesi. Raporda, saldırı veya taciz durumunda güvenlik güçlerinden destek alabileceklerine dair belgelendirmelerin yer alması, cinsel istismara karşı, çoklu dil seçeneği olan broşürler hazırlanması, gibi tedbirlerden bahsedilmiş. Örneğin Danimarka’da 12-17 yaşları arasındaki sığınmacı çocuklara cinsel istismardan korunmak için kurslar veriliyor. Macaristan’da da buna benzer bir proje yürütülüyor. Türkiye’de de şiddet, cinsel istismar veya ayrımcılıkla ilgili Türkçe ve Arapça eğitimler veriliyor.
Bununla birlikte, mülteci çocuklarla ilgilenenlerin de etkili şekilde yardımcı olabilmelerini sağlamak için eğitim görmelerinin gerekliliğinden bahsediliyor. Bakıcı veya koruyucu ailelerin, iletişimde oldukları veya temas kurudukları profesyonel kişiler dâhil herkes titizlikle incelenmeli ve eğitimden geçirilmeli, deniyor.  Örneğin Viyana Belediyesi travmalarla uğraşmak, kültürlerarası sorunlar, sömürü veya cinsel istismarın farkına varılması gibi konularda eğitim alıyor. Belçika, Polonya, Litvanya gibi ülkelerde de bu şekilde eğitimler söz konusu.
Güvenli ve temiz tesisler sağlanmalı
UNICEF’in hazırladığı raporda iltica başvurularının uzun sürmesi, çocukların spor salonu, askeri kışla veya geçici barınaklara yerleştirilmesinden dolayı cinsel istismar riskinin artığını bildiriliyor. Komite, riskin en aza indirilebilmesi için çocuklar ve yetişkinlerin ayrılması, kadınlar ve çocukların, kendisiyle ilişkisiz olan erkeklerden ayrı kalması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca her oda kilitlenebilir olmalı, acil durum numaraları insanların anladığı dile göre anlatılmalı, 24 saat arayabilecekleri bir numara bulunmalı ve eğer bir tesiste 50’den fazla kişi yaşıyorsa mutlaka tesisin başında görevli bulunmalı gibi önlemler tavsiye ediliyor.
Buna göre, Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinde tüm duş ve tuvaletler ayrılmış durumda, duş ortamları güvenlik servisi tarafından izlenmekte. Kadın ve çocuklarla temas halinde bulunan kişiler denetlenmekte ve polis sürekli tesislerle işbirliği hâlinde çalışmakta.
Raporda Türkiye’de uygulanan çağrı merkezinden övgüyle bahsedilmiş. Yabancılar İçin Acil Çağrı Merkezi (YİMER) 24 saat problemlerin iletilmesi için çalışıyor. Türkçe, İngilizce Fransızca, Arapça, Farsça ve Almanca dil seçenekleri bulunuyor. Bunun dışında Türkiye’de, cinsel istismara uğramış çocuklar için travmayı en aza indirmek için Sağlık Bakanlığı çerçevesinde çocuk takip merkezleri kurulmuş.