Yabancı Basın da Korkuyor: Haberleri Tweetlemiyoruz ve Erdoğan Etiketi Kullanmıyoruz

Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel, Türkiye’de darbe girişiminden bu yana gazetecilere yönelik operasyonlarda tutuklanan ilk yabancı basın temsilcisi oldu. Türk ve Alman vatandaşı olan Yücel’in, “terör propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek” suçlamalarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu durum en çok Türkiye’deki yabancı gazetecilerin endişelerini artırdı. Bir gazeteci şunları söylüyor: “Artık herkes Türkiye’de otosansür olduğunu kabul ediyor. Mesela ben kendi haberlerimi tweetlemiyorum ve Erdoğan etiketi kullanmıyorum”
Deutsche Welle Türkçe, Türkiye’de yabancı gazetecilerin korkularını yazdı. Yücel tutuklanmadan önce DW Türkçe’ye konuşan İtalyan gazeteci Alberto Tetta, “Deniz Yücel’in gözaltına alınması yabancı muhabirleri korkutma ve sessizleştirme girişimidir” şeklinde konuştu.
İtalyan gazeteci Tetta, “Bir gazetecinin en önemli görevi iktidardaki kişileri sorgulamaktır. Türk hükümeti bakanları hakkında önemli suçlamalara cevap vermek yerine bu suçlamaları yapanları internet ve medya kontrolüyle sessizleştirmeye çalışıyor” yorumunu yaptı.
Geçen yıl yaşanan başarısız darbe girişiminden bu yana Türkiye’de 147 gazeteci tutuklandı. Alman Der Spiegel’in Türkiye‘deki muhabiri Maximilian Popp da “Ben bunu gerçekten anlamıyorum. Zannedersem Deniz’i Türk ve Alman pasaportuna sahip bir Türk gazeteci olarak değerlendiriyorlar. Ona göre davranıyorlar. Hükümetin gazeteciliğe karşı davranışı tamamen şok edici. Ve mesaj da çok net: Erdoğan’ı eleştiren hiç kimse güvende olamaz” dedi.
Çalışma koşulları kötüleşiyor
15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL nedeniyle Türkiye’de çalışan yabancı gazeteciler için de çalışma şartları oldukça zorlaştı. Der Spiegel’den Maximilian Popp’un da aralarında olduğu birçok gazeteci haber kaynaklarının yabancı basın ile konuşurken artık çok daha dikkatli davrandığını ya da yabancı basına hiç konuşmadıklarını anlattı.
İstanbul’da serbest gazeteci olarak çalışan ve ismini vermek istemeyen bir yabancı gazeteci şunları söyledi:
“15 Temmuz’dan bu yana en büyük değişiklik kaynakların ulaşılabilir olup olmama durumu, haber yaparken uğradığımız sözlü saldırılar ve hissedilen tutuklanma tehdidi. Darbe girişiminden sonra Türkler yabancı basın ile siyaset hakkında konuşmak ve toplum içinde konuşmak konusunda çok daha tedbirli davranıyor. Kafe veya ofislerinde buluşup söyleşi yapabiliyoruz ancak sokakta röportaj yapmak çok daha zorlaştı. Çünkü insanlar basının sorularını cevaplarken görülmek istemiyor.”
Otosansür
Aynı gazeteci “Artık herkes Türkiye’de otosansür olduğunu kabul ediyor. Mesela ben kendi haberlerimi tweetlemiyorum ve Erdoğan etiketi kullanmıyorum” dedi.
Türkiye’de görev yapan yabancı gazeteciler özellikle Kürt meselesi gibi hassas konuları ele almanın darbe teşebbüsünden sonra daha da zor hale geldiğini ifade ediyor.
Türkiye’de 10 yıldır yaşayan Alberto Tetta “Çoğunluğu Kürtlerden oluşan güneydoğuda bölgesinde ya da Suriye sınırında çalışmak çok daha zorlaştı. Gaziantep veya Diyarbakır’da çalışırken geçici gözaltına alınan birçok yabancı gazeteci oldu. Bazılarıysa nedeni açıklanmadan sınırdışı edildi” dedi.
Yabancı basına sansür
Hollanda devlet radyo ve televizyonu NOS News’un web sitesi ve akıllı telefon uygulaması Türkiye’de 19 Aralık tarihinden bu yana engellendi. NOS News dış haberler şefi Dick Jansen, kanalın o tarihte Rus büyükelçinin öldürülme görüntüsünü yayınladığı için Türk yetkililerin web sitesine ve akıllı telefon uygulamasına erişimi engellediğini söyledi.
Jansen, görüntülerin Avrupa Yayın Birliği (EBU) ile TRT tarafından paylaşıldığını, kendilerine ait olmadığını söyledi. EBU tarafından paylaşılan TRT görüntülerini yayınladıklarını söyleyen Jansen, Türk yetkililerin NOS News’dan görüntüleri web sitesinden kaldırmalarını istediğini belirtti.Jansen, “Bu basın özgürlüğü ile ilgili bir konu. Bu görüntüleri kaldırmayacağız” dedi.