Almanya’da 4 Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) görevlisinin ‘casusluk’ gerekçesiyle evlerine polis baskını yapılmasının ayrıntıları netleşmeye başladı. Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland Pfalz eyaletlerinde gerçekleştirilen operasyonlar ilgili Almanya Federal Başsavcılığı internet sayfasından açıklama yaptı. Açıklamada, Başsavcılığın Alman Ceza Yasası’nın 99. maddesi uyarınca ‘yabancı bir ülke adına casusluk yapmak’ suçundan soruşturma yürüttüğü ve Federal Mahkeme (Yargıtay) hakimlerinin kararı uyarınca operasyonun düzenlendiği bildirildi.
‘En az 13 imam var,casusluk faaliyetlerini din hizmetleri ateşeleri yönlendiriyor’
Deutsche Welle (DW) internet sitesinin haberine göre, Anayasayı Koruma Teşkilatı, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başkanı Burkhard Freier geçen hafta Düsseldorf’ta Eyalet Meclisi İçişleri Komisyonu’na bilgi vererek casusluk yapan en az 13 imamın olduğunu belirtmişti. Freier Rheinland-Pfalz eyaletindeki üç cami cemaatinden de imamların bilgi topladığını, 33 şahıs ve 11 eğitim kuruluşunun imamlar tarafından Diyanet’e ihbar edildiğini açıklamıştı. Alman İstihbarat servisinin elindeki verilere göre, Türkiye’nin Köln, Düsseldorf ve Münih konsolosluklarındaki din hizmetleri ataşeleri Diyanet İşleri’ne üç rapor gönderdi. Başka belgelerin de gönderilmiş olabileceği üzerinde duran Anayasayı Koruma Teşkilatı tüm casusluk faaliyetinin din hizmetleri ateşeleri tarafından yönlendirildiği görüşünde.
Alman Adalet Bakanı:Türk devletininin etkisi büyük, DİTİB bundan kurtulmalı
Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da konuyla ilgili olarak Berlin’de açıklama yaptı. Maas, DİTİB’ten casusluk suçlamalarını ivedilikle eksiksiz bir biçimde açıklığa kavuşturmasını talep etti. Adalet Bakanı, “DİTİB’in bazı imamlarının casusluk yaptığı şüphesi onaylanırsa, o zaman kuruluşun Türk hükümetinin uzantısı olduğu ithamında bulunulmak zorunda“ diye konuştu.
Adalet Bakanı Maas, “Türk devletinin DİTİB üzerindeki etkisi büyük. Organizasyon Ankara’nın etkisinden inandırıcı bir biçimde kurtulmak zorunda“ dedi. DİTİB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ile sıkı bir bağlantı içinde olmasını öngören tüzüğünü değiştirmesi gerektiğini belirten Maas, “Sadece bağımsız bir Alman kuruluşu olarak DİTİB’in güvenilir partner sıfatıyla geleceği olur“ dedi.
‘DİTİB imamları hukuki açıdan ‘casus’ olarak nitelendirilecek’
Der Spiegel dergisi internet portalından operasyonun Yeşiller Partisi’nin din işlerinden sorumlu sözcüsü, milletvekili Volker Beck’in DİTİB hakkındaki suç duyurusuna dayandığını, Federal Başsavcılığın Federal Emniyet Teşkilatı’nı operasyonla ilgili görevlendirdiğini yazdı. Beck, geçen yıl aralık ayında Federal Başsavcılığa DİTİB’e yönelik casusluk skandalıyla ilgili olarak bazı belgeler teslim etmişti. Bu belgeler arasında Diyanet’in Türkiye’nin yurtdışındaki temsilciliklerine yazdığı yazı ile Almanya’daki Türk konsolosluklarının Ankara’ya gönderdiği raporların bulunduğu ifade ediliyor.
Spiegel, operasyonlarda casusluk skandalı çerçevesinde Gülen yapılanmasına dair yazılan yazıların gizli servis belgesi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunun, soruşturmanın en önemli bir parçasını oluşturduğunu yazdı. Belgeler bu kategoride değerlendirilirse, DİTİB imamları hukuki açıdan ‘casus’ olarak nitelendirilebilecek.
‘En az 13 imam var,casusluk faaliyetlerini din hizmetleri ateşeleri yönlendiriyor’
Deutsche Welle (DW) internet sitesinin haberine göre, Anayasayı Koruma Teşkilatı, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başkanı Burkhard Freier geçen hafta Düsseldorf’ta Eyalet Meclisi İçişleri Komisyonu’na bilgi vererek casusluk yapan en az 13 imamın olduğunu belirtmişti. Freier Rheinland-Pfalz eyaletindeki üç cami cemaatinden de imamların bilgi topladığını, 33 şahıs ve 11 eğitim kuruluşunun imamlar tarafından Diyanet’e ihbar edildiğini açıklamıştı. Alman İstihbarat servisinin elindeki verilere göre, Türkiye’nin Köln, Düsseldorf ve Münih konsolosluklarındaki din hizmetleri ataşeleri Diyanet İşleri’ne üç rapor gönderdi. Başka belgelerin de gönderilmiş olabileceği üzerinde duran Anayasayı Koruma Teşkilatı tüm casusluk faaliyetinin din hizmetleri ateşeleri tarafından yönlendirildiği görüşünde.
Alman Adalet Bakanı:Türk devletininin etkisi büyük, DİTİB bundan kurtulmalı
Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da konuyla ilgili olarak Berlin’de açıklama yaptı. Maas, DİTİB’ten casusluk suçlamalarını ivedilikle eksiksiz bir biçimde açıklığa kavuşturmasını talep etti. Adalet Bakanı, “DİTİB’in bazı imamlarının casusluk yaptığı şüphesi onaylanırsa, o zaman kuruluşun Türk hükümetinin uzantısı olduğu ithamında bulunulmak zorunda“ diye konuştu.
Adalet Bakanı Maas, “Türk devletinin DİTİB üzerindeki etkisi büyük. Organizasyon Ankara’nın etkisinden inandırıcı bir biçimde kurtulmak zorunda“ dedi. DİTİB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ile sıkı bir bağlantı içinde olmasını öngören tüzüğünü değiştirmesi gerektiğini belirten Maas, “Sadece bağımsız bir Alman kuruluşu olarak DİTİB’in güvenilir partner sıfatıyla geleceği olur“ dedi.
‘DİTİB imamları hukuki açıdan ‘casus’ olarak nitelendirilecek’
Der Spiegel dergisi internet portalından operasyonun Yeşiller Partisi’nin din işlerinden sorumlu sözcüsü, milletvekili Volker Beck’in DİTİB hakkındaki suç duyurusuna dayandığını, Federal Başsavcılığın Federal Emniyet Teşkilatı’nı operasyonla ilgili görevlendirdiğini yazdı. Beck, geçen yıl aralık ayında Federal Başsavcılığa DİTİB’e yönelik casusluk skandalıyla ilgili olarak bazı belgeler teslim etmişti. Bu belgeler arasında Diyanet’in Türkiye’nin yurtdışındaki temsilciliklerine yazdığı yazı ile Almanya’daki Türk konsolosluklarının Ankara’ya gönderdiği raporların bulunduğu ifade ediliyor.
Spiegel, operasyonlarda casusluk skandalı çerçevesinde Gülen yapılanmasına dair yazılan yazıların gizli servis belgesi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunun, soruşturmanın en önemli bir parçasını oluşturduğunu yazdı. Belgeler bu kategoride değerlendirilirse, DİTİB imamları hukuki açıdan ‘casus’ olarak nitelendirilebilecek.