‘Mescit iddianamesi’nde Tevhid dergisinin, “IŞİD’in ideolojisi doğrultusunda propaganda yaptığı” belirtiliyor, ama dergi hala çıkıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olayları ve bilgileri çarpıtarak “Türkiye’de haber yazdığı için tutuklanan tek bir gazeteci yok” ifadelerini kullandı. Oysa geçtiğimiz günlerde yayınlanan BİA Medya gözlem raporuna göre 2016’da tutuklu gazeteci sayısı 31’den 131’e çıktı.İsveç merkezli Stockholm Center for Freedom (SCF) adlı sivil toplum kuruluşu tutuklu gazeteci sayısının 191 olduğunu raporlamıştı. Son 5 yılın gözaltı rekoru kırıldı. 56 gazeteciye saldırı gerçekleşti, 118 gazeteci tehdit edildi. 179 medya organı kapatıldı. KHK’ler ile 10 bine yakın medya çalışanı da işsiz bırakıldı. Raporlar, Çavuşoğlu’nun ifadelerinde doğruluk payı olmadığını gösterdiği gibi büyük çifte standartlar da ortada duruyor. Türkiye tutuklu gazeteciler cennetine dönüşmüşken, IŞİD üyeleri serbestçe yayıncılık faaliyetlerini sürdürüyor.
Birgün’den Erk Acarer’in haberin göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen 35 sanıklı IŞİD davasında ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. İstanbul’da örgüte militan kazandırmak ve çocukları eğitmek için açılan ‘mescit’ ile ona bağlı ‘Ribat’ adlı sübyan mektebi faaliyetlerinin de içinde yer aldığı iddianamede önemli detaylar var.
‘Mescit iddianamesi’nde, kod adı ‘Ebu Hanzala’ olarak bilinen Halis Bayancuk ve ekibi tarafından çıkarılan Tevhid dergisinin, IŞİD propagandası yaptığı değerlendirmesi mevcut. Tevhid dergisi ‘Mescit iddianamesi’ne IŞİD terör örgütünün yayını olarak girse de hala çıkıyor. Yayını hazırlayanlar, işlem görmüyor.
‘IŞİD PROPAGANDASI YAPIYOR’
‘Mescit iddianamesi’nde ‘Tehvid Dergisi Tespit ve Değerlendirme’ başlığıyla açılan bölümde, “IŞİD/DEAŞ terör örgütü soruşturmasında şüphelilerden elde edilen ve örgütün ideolojisi doğrultusunda propaganda yaptığı değerlendirilen Tevhid dergisi” ifadelerine yer veriliyor.
Şüphelilerden elde edilen 2012 ve 2014 yıllarına ait dergiden bölümler de iddianamede geniş yer buluyor. İddianamede dergi ile ilgili olarak özetle şu tespitler yapılıyor: “Bahse konu dergi içeriğinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve kurumlarının küfür devleti olduğu bu nedenle devlet yöneticilerinin, devlet görevlilerinin, devlet bünyesinde çalışan, devletten maaş alan memurların ve çalışanların, çocuğunu devlet okulunda okutanların, devletin mahkemesine başvuranların, devlete askerlik yapanların kâfir olduklarını, gerçek Müslümanların yukarıda sayılanları yapmaması gerektiği, yaparlarsa küfre girecekleri, Suriye’de devam eden bir cihat olduğu, cihat etmenin her Müslümanın vazifesi olduğu, cihadın zaman mekân ve şahıslardan bağımsız olarak yapılabileceği (yani dünyanın her yerinde) saldırı cihadı yapılabileceği (kâfirleri kendi yurtlarında vurmak). Eğer bir Müslüman İslam Devleti’nde yaşamıyorsa, İslam Devletinin kurulması ve kâfirlerle mücadele için uygun ortamın oluşmasını sağlamaya çalışması gerektiği vurgulanmış, açıkça örgütün propagandası yapılmıştır…”
HANZALA EKİBİ VE MÜSLİHAN GRUBU
Geçen yıl görülen IŞİD İstanbul ana davasında Ebu Hanzala, denetimli serbestlikten yararlanarak tahliye edilmişti.
Dergiyi çıkaran Tevhid Grubu’nun, İstanbul Ömerli’de IŞİD bayramlaşması gerçekleştiren ekip olduğu; ekibe bağlı olduğu bilinen Müslihan Grubu üyelerin de İstanbul’daki bir ormanlık alandaki atış talimi yaptığı biliniyor.