AKPM, Türkiye’de tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması, yazar ve medya mensuplarının tutuklanmasını sağlayan kanun hükmünde kararnamelerin gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) Strasbourg’da devam eden genel kurul toplantılarında tartışılan “Avrupa’da Gazetecilere ve Medya Özgürlüğüne Karşı Saldırılar” başlıklı rapor ve beraberindeki karar tasarısı oy çoğunluğuyla kabul edildi. 15’e karşı 110 oyla kabul edilen karar metninde, medya özgürlüğü konusunda “en sorunlu” Avrupa Konseyi üyesi ülkeler olarak Türkiye, Rusya, Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan, Macaristan, Polonya ve İtalya ön plana çıktı.
Türkiye’de basın “dramatik halde”
Kararın Türkiye’yle ilgili bölümünde, darbe girişimi ve terör saldırılarının ülkeyi “zorluklar ve sınamalarla karşı karşıya bıraktığı”, ancak AKPM’nin, “OHAL döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) nedeniyle medya kuruluşları ve gazetecilerin içinde bulunduğu dramatik durumdan endişe duyduğu” dile getirildi.
AKPM bu kapsamda Türk makamlarından, “terör eylemlerine aktif biçimde katıldıkları gerekçesiyle suçlanmamış gazetecilerin serbest bırakmasını” istedi. Kararda, yazar ve medya mensuplarının tutuklanmasını ve medya kuruluşları ve mallarına kamu tarafından el konulmasını sağlayan KHK’ların ise “gözden geçirilmesi” çağrısında bulunuldu. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi hakkındaki 5651 sayılı kanunun Venedik Komisyonu tavsiyeleri ışığında gözden geçirilmesini isteyen AKPM, TRT’nin bağımsızlığının da “kuvvetlendirilmesi” talebinde bulundu.
AKPM Türk heyeti bölündü
Kararla ilgili nihai oylamada AKPM’nin AKP’li üyeleri aleyhte, CHP ve HDP’li üyeleri ise lehte oy kullandı. AKP’li üyelerin, kararın Türkiye’yle ilgili bölümünü değiştirmek için sunduğu değişiklik önergeleri kabul görmedi. Oylama öncesi genel kurulda Sosyalist Grup adına söz alan CHP milletvekili Gülsün Bilgehan, “Gerçek demokrasilerde halkın haberalma hakkını gazeteciler sağlar. Gerçeklerden korkanlar gazetecilerden de korkarlar. Demokrasileri ayakta tutanlar dürüst siyasetçiler ve sadece ve sadece gerçekleri yazan gazetecilerdir. Gazeteciler de mesleklerini iyi değerlendirmelidirler. Onlar polis, yargıç ya da propaganda memuru değillerdir ” şeklinde konuştu.
AKPM Muhafazakar Grup üyelerinden AKP milletvekili Leyla Şahin, verileriyle rapor ve karara temel olan “Avrupa Konseyi Gazetecilerin Güvenliği ve Gazeteciliğin Korunmasını Kuvvetlendirme Platformu”nun (platform) işleyişini eleştirdi. Şahin, “Darbe girişimine ön ayak olan sözde bir gazeteye el konulması niçin medya özgürlüğüne saldırı olarak yer almakta? Ya da terör örgütü PKK için haraç toplayan bir sözde gazetecinin bir Batı Avrupa ülkesinde tutuklanması neden gazeteci mesleğinden dolayı tutuklanmış gibi bildiriliyor? Bu noktada kesinlikle bir denetim mekanizmasının platform içinde kurulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Liberal Grup adına söz alan AKPM eski başkanı Anne Brasseur ise ifade özgürlüğüne yönelik saldırıların demokrasilere yönelik saldırılar olduğunu belirterek, “Bu korkunç saldırılar, hep beraber gördük, bir yandan terör örgütlerinden geliyor, ama aynı zamanda bazı ülkelerde iktidarlardan kaynaklanıyor. Her ikisine de karşı durmamız gerekiyor zira söz konusu olan demokrasilerimizin varlığıdır” dedi.
Platforma en çok şikayet Türkiye’den
Rapor ve karar metni Avrupa Konseyi tarafından Nisan 2015’te kurulan platforma bugüne kadar yapılan şikayetler temelinde hazırlandı. Dünya genelinde bir ilk olan dijital platforma, Avrupa veya uluslararası çapta faaliyet gösteren basın örgütleri tarafından gazeteciler veya medya kuruluşlarına yönelik tehditlerle ilgili şikayette bulunulabiliyor. Platforma bugüne kadar 33 Avrupa ülkesinden 254 şikayette bulunuldu. Bu şikayetlerin 87’si Türkiye kaynaklı. Türkiye’yi sırasıyla Rusya (23), Azerbaycan (17), Ukrayna (16) ve Fransa (15) izliyor.
Gazetecilere fiziksel saldırılar
AKPM tarafından hazırlanan raporda Avrupa genelinde gazetecilere yönelik fiziksel saldırılara da vurguda bulunuluyor. Bulgaristan’da bir belediyedeki yolsuzlukları gündeme taşıdığı için beyzbol sopasıyla dövülen Bulgar gazeteci Stoyan Tonçev; eski Yugoslavya dönemindeki eski bir gizli servis müdürünün karıştığı cinayeti haberleştirdiği için saldırıya uğrayan Hırvat gazeteci Zeljko Peratoviç; Fransız haber ajansı AFP’nin Filistin sorunuyla ilgili haberlerini “Filistin yanlısı” olduğu gerekçesiyle eleştiren Yahudi derneği üyelerinin saldırısına uğrayan Fransız gazeteci David Perrotin; neo-nazi Altın Şafak partisi üyelerinin saldırısına uğrayan Yunan gazeteci Petros Anastassiades veya bir mafya liderinin cenaze törenini haberleştirdikleri için ölüm tehditleri alan İtalyan gazeteciler bunlara sadece birkaç örnek. (DW)