Rotası Belli Gemi…

[Erhan Başyurt]
Uzun bir sefere çıkan rotası önceden belirlenmiş dev bir gemi düşünün!
Nerede demir alacağı, nerede karaya yanaşacağı, nerede ikmal yapacağı, nerede yükünü teslim edeceği hepsi belli…
Türkiye’nin başkanlık sistemi serüveni böyle bir geminin seferine benziyor.
***
Hedefe kilitlenen gemi gibi, 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana herşey ama herşey rotanın tamamlanması için kullanılıyor.
Terör saldırısı oluyor, ekonomik kriz oluyor, darbe girişimi oluyor… Hepsi ‘başkanlık’ sistemine hizmet ediyor. Geminin yelkenlerini dolduran rüzgâr görevi görüyor.
Rotayı her kim ya da kimler belirlediyse, şimdiye kadar başarıyla yol aldılar.
***
AKP’nin tek başına iktidar olma şansı bulunmayan 7 Haziran seçimlerinde koalisyona yanaşmayıp erken seçimi zorlayan MHP, bugün de başkanlık sistemine geçişin ana payandası.
HDP, bir engel oluşturmasın diye CHP ve MHP’nin de ‘dokunulmazlıkları kaldırmak’ desteğiyle ‘tasfiye’ edildi.
CHP, tüm bu süreçlerde çırpınan ve muhalefet eden parti görünümünde.
Ne var ki hiçbirinde varlık gösteremiyor. İktidarın söylemleri ve suni gündemine takılıp, etkisiz kalıyor.
Kâh Yenikapı’da boy gösteriyor kâh Darbe Komisyonu’nda gerçeklerin ortaya çıkarılmasının engellendiğini gördüğü halde ‘F..Ö’ uydurmasına takılıp kalıyor.
***
Muhalefet gerçekten istese bir gecede geçmesine izin verdiği sistem değişikliği maddelerini, demokratik yollardan bir ayda bile oylanmasına izin vermez..
En azından oylamalara katılıp, dayatmalara meşruiyet sağlamayabilirlerdi.
Erken seçimi zorlayabilirdi.
‘Türkiye’nin iktidar sorunu kadar muhalefet sorunu da var’ söylemine etkisiz icraatlarıyla haklılık kazandırıyorlar.
***
Aslında halk da geminin bilmedikleri rotasında yol almasına razı ya da umursamıyor.
Devleti yönetmeye ‘hizmetkâr’ kıldığı insanların, kendi hayatlarını etkileyecek sistem değişikliğinden rahatsız değiller.
Askeri darbeyi durduran halk, sivil darbeyi mi durduramayacak.
Yakın zamanda tecavüzcülerin affına tepki koyup geri adım attıran seçmen, istese ‘tek adam’ paketinin geri çekilmesini mi sağlayamayacak…
‘Asil’ olan halk, yönetimi teslim ettiği ‘vekilini’ baştacı ettiği gibi alaşağı da edebilir.
***
Hedefteki limanda daha önce varan gemilerin yaşadıklarından haberdar, istikrarsızlık ve totaliter uygulamaları bilenlerin uyarılarına herkes kulak tıkamış.
Azıcık sesini yükselten herkes susturuluyor. Hapse atılıyor. Olmazsa canlı canlı gemiden atılıyor!
Kalanlar ya hayatlarından memnun ya da korkularından suskun…
Gemi 7 Haziran 2015’ten bu yana rotasından yer yer şaşsa da, fırtınaya yakalansa da hızla yol alıyor. Son limana varmaya bu gidişle bir tek ‘referandum’ kaldı…
Sistem değişecekmiş, rejim değişecekmiş, özgürlükler kısıtlanacakmış, ‘tek adam’ rejimi gelecekmiş kimin umurunda…
***
Titanic gibi gemi yola çıktı bir kere.
Seferin beşte dördünü tamamladı.
Seyahati kim ya da kimler planladıysa, terör saldırılarını bile hedefe götüren birer araca kim dönüştürüyorsa, muhalefeti kim dizayn ediyor ve halkı kim susturuyorsa, seyahatin sonunda kazançlı çıkması beklenen odur…
Tabii evdeki hesap çarşıya uymayabilir.
Masayı devirecek bir ‘üst akıl’ çıkabilir. ‘Çelik çekirdek’ kendi adayını son anda oyuna sürebilir…
Zorlu seferi yaptırdıkları kaptana, ‘senin vazifen bitti’ diyebilirler.
Neticede yeni limanda yeni sistem, ‘winner takes all’ yani ‘kazanan herşeyi alır’ şeklinde.
“Tuzak kuranlara da bir tuzak kuran vardır” unutulmamalı…
(TR724)