O Paralar Katar Katar Geliyor…

[Haber-Analiz: Semih Ardıç]
Millî geliri Türkiye’nin dörtte biri kadar bile olmayan (180 milyar dolar) Katar’ın Emiri Şeyh Temim, senede yirmi-otuz defa Türkiye’ye geliyor. En son Trabzon’da Akyazı Stadyumu’nun açılışında dev posteri ile arz-ı endam eyledi.
Çok aşina olunan bir manzara değildi. Muhtemelen Katar’dan gelen paraların bir nevi teşekkürüydü o dev poster. Bu teşekkür İstanbul ve Kayseri’de bir hafta arayla patlayan bombalarda vefat edenlerin acısı kor gibi yürekleri yakarken yapıldı üstelik. Açılışı tertip edenlerin önceliklerine dair mühim ipuçları veriyor posterli teşekkür.
Katar zengin doğalgaz ve petrol rezervleri ile Ortadoğu’da son yıllarda öne çıktı. Türkiye ile senelik ticareti zannedildiği kadar yüksek değil. 1 milyar dolar civarındaki alışverişin 500 milyon doları ithalat. Bir o kadar da Türkiye’den ihracat geliri elde ediyor. Rakamları şunun için sıraladım. Katar, Türkiye’nin ilişkilerini yeni yeni geliştirdiği bir devlet aslında.
Sadece benim kanaatim değil bu. “(Katar’ın) Başlıca ticaret ortakları: Japonya, Güney Kore, ABD, Çin” ifadeleri Katar büyükelçiliğimizin sitesinde yer alıyor. Türkiye yok ticaret ortakları arasında…
KATAR EMİRİ, TÜRKİYE’DE Mİ İKAMET EDİYOR?
Pek çok ekonomi ile mukayese edildiğinde resmî rakamlar Katar ile ekonomik ilişkilerin emekleme döneminde olduğu gösteriyor. Mamafih Katar Emiri neredeyse Türkiye’de ikamet edecek. Çünkü Dolar yükseldiğinde, ekonomide sıkıntılar baş gösterdiğinde Katar’dan bavul bavul para geliyor. Saray ve çevresi bu gelişleri gizleme ihtiyacı bile hissetmiyor. Hatta posterlerle cümle âleme ilan ediyorlar.
Katar’ın 17/25 Aralık 2013 Yolsuzluk Soruşturması’ndan sonra Türkiye’de peşi sıra şirketler satın alması dikkatten kaçmıyor. Türkiye’nin 25 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye çektiği senelerde Katar’ın esamîsi okunmuyordu. Ne olduysa 17 Aralık’tan sonra oldu. O dönemde altın ve dolar yükü ile Katar’a giden uçaklardan bahsediliyordu. Singapur ve Malezya için de benzer ifadeler kullanılmıştı.
Digitürk’ün, Finansbank’ın (halka açık olmayan hisseleri) tamamı, ABank ve BMC’nin yüzde 40’ının satın alınması gibi işlemler Katar’a çıkıyor. Digitürk’e dünya devleri talipti, Katarlı El Cezire’nin de sahibi BeIN Medya’ya verildi. 3,5 milyon abonesi ile Türkiye’nin en etkin iki dijital yayın platformundan biri olan Digitürk, 2013’ten beri TMSF tarafından yönetiliyordu. Hayli talip çıktı çıkmasına da yerli-yabancı gruplar birer birer Digitürk’ün kapısından uzaklaştırıldı. İhale bile yapılmadı. TMSF’nin Digitürk satış bedeli olarak aldığı para bile kamuoyundan saklandı. Niye?
6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanunu’nda yabancıların televizyon yayıncılığında yüzde 50’den fazla hisse sahibi olamayacağı hükmü varken böyle bir satış nasıl yapıldı? Kimseyi ‘burası televizyon değil’ diyerek inandıramazlar. Televizyonlarda yabancıya çoğunluk hakkı vermeyen kanun koyucu, millî güvenlik ve genel ahlak gibi konularda ihtiyatlı hareket ettiğine göre aynı kanuna rağmen bütün bunların şalteri yabancıya verilebilir mi?
Sual çok. Cevap veren yok. Bundan ötürü Katar ve Malezya’dan gelen ortaklık ya da satın alma haberlerine ihtiyatlı yaklaşıyorum. Resmî verilerin şeffaf biçimde paylaşılacağı güne dek şerh düşüyorum.
17 ARALIK’TAN KAÇIRILAN PARALAR MI GERİ GELİYOR?
17 Aralık’ta panikle yurt dışına çıkarılan yolsuzluk ve rüşvet paralarının bir bölümünün Türkiye’ye geri gelmiş olabileceği ihtimali de yabana atılmamalı. Türkiye’nin siyasî ve iktisadî olarak belirsizliğe girdiği, kaynak ihtiyacının had safhaya çıktığı dönemde Katar mahreçli ortaklık ve satın almaların katlanmasını düz okumak ortalama zekâya hakaret.
Katar son iki senede dolar bazında yüzde 20’den fazla fakirleşen Türkiye’ye niye yatırım yapsın? Gelen sermaye Katar’ın sermayesi ise bunlara Hazine ve Merkez Bankası verilerinde niye rastlamıyoruz? Yakında bu konunun da ayrıntıları ortaya çıkacaktır. İranlı Reza Zarrab’ın İran’a altın ihracatını yapmadığını, İran’ın paralarını sisteme dâhil etmek üzere Ankara’nın pahalı bir komisyonculuğa alet edildiğini belirttiğimiz günlerde dudak bükenler, Katar bahsinde de benzer bir tavrı sergileyebilir.
Katar’dan gelenlerin esrarengiz paralar olmadığının teyidi için Emir Şeyh Temim’in iki dudağı arasındaki bir devletin kayıtlarına bakmanın da mânâsı yok. Recep Tayyip Erdoğan ile ikisi arasında kurgulanmış bir alışverişin teferruatına vakıf olanlar ne demek istediğimi gayet iyi anladı. Katar emanet paraları peyder pey getirip bizzat teslim ediyor.
Böylece düne kadar kayıt dışı olan paralar hem legal hale geliyor hem de ekonomiye can suyu veriliyor. Bir taşla kuş sürüsü vuruluyor. Para fon üzerinden girdiği için ‘sahiplik’ sorgulanamıyor. Satın alınan şirketin sahibi fon görünüyor. Arka odada yapılan işlemlere Türkiye karışamıyor. Katar’dan gelen X, Y fonu haber olarak geçiyor ve kimse işin aslını sorgulama ihtiyacı hissetmiyor.
kataarrr
KURCALAYAN YANIYOR
Kurdukları kayıt dışı ekonomik düzenin ayakta kalması bu konuların kurcalanmamasına bağlı. Prof. Dr. Haluk Savaş, Gaziantep Havalimanı’nda Katar Havayolları’na (Qatar Airways) ait bir uçağın fotoğrafını çekmiş ve, “Bayram değil seyran değil Gaziantep’te ne yapıyor ki acaba!” tweeti ile sosyal medyada paylaşmıştı. Küçük, fakat tehlikeli neticeleri olabilecek bir tweet’ti bu.
Haluk hocanın tweetinin izini süren Nokta dergisi de esrarengiz uçağı, ‘Kayıt dışı bir uçuş’ başlığı ile kapak yapmıştı. Haberdeki ayrıntılar net bir dille tekzip edilemedi. Her daim olduğu gibi suç ya da suçluların üzerine gitmek yerine haber yapanlar cezalandırıldı. Katar uçağına dikkat çeken Haluk Hoca 15 Temmuz sonrası bir bahane ile tutuklandı. Hükümeti rahatsız eden onlarca gazete ve dergi gibi Nokta’nın da kapısına kilit vuruldu.
Avrupalı şirketlerin/yatırımcıların Türkiye’de göremediği kazancı Katarlı yatırımcılar görüyor, öyle mi? Batılı sermaye göç ederken ‘Katar katar paralar’ın sırrını her vatandaş sorgulamalı.