Birlikte Alçalıyor, Alçaklıkta Yarışıyorlar..

[Tarık Toros]
Bilinen öyküdür. Peygamber efendimizin sözlerini toplayan bir hadis âlimi, bu uğurda uzun zahmetli yolculuklar yapar. Bir gün, bir çiftçinin birkaç cümle hadis bildiği haberini alır. İlk ağızdan öğrenip kayda geçmek için yollara düşer. Günler sonra kaynak olacak kişinin köyüne ulaşır. Sorup soruşturur. Tarlada derler, oraya yönelir. Yaklaşırken şunu gözlemler. Çiftçi, tarlasını sürmektedir. Elinde bir tutam ot, ucundan gösterir gibi yapıp hayvanı bununla oyalayıp çekiştirmektedir. Hadis âlimi, gerisin geriye döner. “Bu adam hayvanlarını kandırıyor, rivayet edeceği hadis sıhhatli olmaz” der.
HAYVANI ALDATAN HERKESİ ALDATIR
Tecavüzcü, ahlak dersi veremez. Hırsızın sözüne güvenilmez. Faşistten demokrat çıkmaz. Tetikçiden gazeteci olmaz. Bugün, egemenlerin istediği yönde konuşan, yaltaklanan, hakkın hukukun kıyısından geçmeyen, asla o tellere basmayanların bundan sonra keseceği ahkâmın ne kıymeti olacak! Hangi âlimin hangi lafına nasıl itimat edeceksiniz!
Tarihçi Profesör Erhan Afyoncu mesela, son dönem muktedirlerin öyle beğenisini kazandı ki, tarihi Kuleli Askeri Lisesi binasına yerleşen Milli Savunma Üniversitesi’ne rektör oldu. Yakın zamanda Sabah’ta çıkan makalesinin başlığı şuydu: “Başkan seçemediğimizden birçok Türk devleti yıkıldı”
ÂLEMİ KÖR, MİLLETİ SERSEM Mİ SANIRSIN
Ülkede hemen her kötülüğün kaynağı bulundu. Niye? Geçmişte bu yapı, bu iktidarla işbirliği yaptı, kadroları paylaştı diye. Peki arkadaş, bu koalisyonun bir tarafını yerin dibine batırıyorsun tamam da, öbür tarafına niye tek laf etmiyorsun!
Açayım. Doğan Grubu, kesilen milyarlarca liralık vergi cezasının faturasını dört müfettiş üzerinden Cemaat’e kesti. Yazarları ağız birliği etmiş, mangalda kül bırakmıyorlar. Yahu, hırsızın hiç mi kabahati yok! O dönem hemen her gün kürsülerden sizi hedef gösteren, her konuşmasında tir tir titrediğiniz kişinin hiç mi dahli yok. Her şeyi dört müfettiş mi yaptı? Yani, masa başında size kumpas kurdular, ülkede reklam piyasasının yüzde 60’ını kontrol eden medyası dahil koca şirketler grubuna milyarlarca liralık ceza kestiler, öyle mi? Alemi kör, milleti sersem mi sanıyorsunuz! Hoş, milletin sersemlediği yalan değil yani.
O DAMAT YİNE O UÇAKTAYDI!
Yıllardır Ankara’ya yaranmak için yapmadığınız kalmadı. Temsilcileriniz Beyefendi’nin uçağında sıraya girmiş halde. Forslu makam aracı, naklen yayın aracının kadrajına girer girmez TV’leriniz hazırola geçiyor, bağımsızlıktan, özgür yayıncılıktan bahsediyorsunuz. Damadınızın nasıl biat ettiğini sayfa sayfa okuduk. Yüzünüz bile kızarmıyor çünkü, aynı damat Başbakan’ın son Rusya seyahatinde uçağın baş konuklarındandı.
BİRLİKTE ALÇALIYORLAR
Türkiye’nin şu günleri, nasıl iktidarı bitirip tüm mazeretlerini çöpe attıysa… Diğer oyuncuları ve tribünleri de itibarsızlaştırdı. İşin içinde kasıt olduğundan, ileride sığınacakları bahanenin çok manası yok. Debelenip dursunlar. Şundan emin olun, çırpındıkça batışları hızlanıyor, birlikte alçalıyorlar, alçaklıkta yarışıyorlar. Üzüldüğüm, olan ülkeye oluyor. Geçen zaman, katlanarak restorasyon sürecine ekleniyor. Bizim nesil ve öncekiler heba oldu, çocuklarımız treni kaçırıyor.
***

Farkında mısınız, hep aynı teranenin etrafında dönüp duruyoruz. Şu ara yegane gerçek var, ZULÜM…! Az arkanıza yaslanın, cezaevinden mektup var, birlikte bakalım, ne diyor:

BU YAŞTAN SONRA ÇOK ZORUMA GİDİYOR

Selâmün aleyküm değerli kardeşlerim ve çile arkadaşlarım. Ben 4 aydır cezaevindeyim. Burs vermek ve yardımda bulunmak yüzünden. Varsın böyle suçlasınlar. Elhamdülillah alnımız ak. Fiziki olarak işkence yok ama üst aramada af edersiniz iç çamaşırımıza kadar bakıyorlar.
Yaşım 42 ve bu çok zoruma gidiyor bu yaştan sonra. Psikolojik olarak çok üstümüze geliyorlar. Sürekli koğuş aramaları yapılıyor ve 15 gardiyan 5 askerle gelip her şeyi inceliyorlar. Suyumuz günde iki kere birer saat akıyor o kadar. Sıcak su desen haftada iki kere ve 10 kişilik yerde 26 kişiyiz. Yerlerde sarılarak yatıyoruz. Duvarlar rutubet, dökülmüş.
Soğuk ama yüreğim yangın yeri, hepimizi ısıtmaya fazlasıyla yetiyor. Bir tane tuvalet var ama olsun Rabbim öyle bir yardım ediyor ki WC ihtiyacımız neredeyse gelmiyor. Şartlar ne kadar zor olursa olsun her gün Efendimizi (sas) görmek nasip oluyor, milyarlarca versek göremeyiz.
Ülkem yangın yeri, kendi halimize ülkemize mi diğer insanlara mı üzüleceğimizi bilmiyoruz. Sürekli yeni üzüntüler ekleniyor. Bu şartlarda olmamıza rağmen inanın kendimizden çok diğer insanlara ve ülkemize üzülüyoruz. Evet, özgürlüğümüze göz diktiler, aldılar elimizden. Şimdi de canımıza göz diktiler, varsın diksinler. Ölüm bile tebessüm bizim için.
Bugünler geçecek, buna inanıyoruz. Üzülmeyin sakın, özgürlüğün ve birbirinizin kıymetini bilin. Lütfen kimseyi asla üzmeyin. Her şey boş, hayat yalan. Hayatı yeni öğrendik. 42 sene boş yaşamışım. Burada her türlü insan var. Genç, yaşlı, hasta, kanser… Lütfen dua edin. Çok dua edin, burada kanser olan bir arkadaşımız var, yüzde 75 engelli arkadaşımız var.
Vicdanlara sesleniyorum, o kadar ölmüş vicdanların arasında, ölmeyen diri kalan vicdanlara…