O İyi İnsanlar, O Güzel Atlara…

[Tarık Toros]

Geçen bindiğim taksinin şoförüne hayran oldum. İlkokul mezunu olduğunu saklamayacak kadar alçakgönüllü bir adamdı. Şaşırtıcı derecede konulara hâkimdi. Ona göre en temel sorun, yöneticilerin “akşam başka sabah başka konuşması”.
“Bunların” dedi, “Son kalkınma planlarındaki dolar kuru tahmini 2 TL bile değildi.”
“Hadi canım” dedim. “Gazetecisin, araştır bak” diye mırıldandı, yakasını silkerek.
Kalkınma Bakanlığı’nın internet sitesine girdim, 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanan “Onuncu beş yıllık kalkınma planı”nı buldum. Taksici haklı çıktı:
Plan, 2014-2018 yıllarını kapsıyor. Dolar kurunun 5 yılda sadece 10 kuruş artarak 2018’de “1.97 TL” olacağı varsayılmış. Büyüme oranı 5.9’a, kişi başına milli gelir 16 bin dolara yükseliyor, işsizlik oranı ise yüzde 7.2’ye düşüyor.
2015 seçimlerinden önce tek tek çıkarmıştım. Siyasal iktidar 2011 vaatlerinin yüzde 70’ten fazlasını tutmamış. Buna rağmen o sene iki seçimi de kazandı. Son kalkınma planına bakıyorsunuz, baştan sona hikâye anlatılmış. Planda tüm finansal hesaplamalar “dolar” üzerinden. Öyle ki, dolar kelimesi tam 73 kez geçiyor. “Türk Lirası” ise sadece bir kez, o da şurada: “Türk Lirası’nın aşırı dalgalanmalardan korunmasına ilişkin uygulamalar..”
Aman canım sende. Gerçek gündem “terör” değil mi nasılsa. Dün, “Terörle mücadele kıyamete kadar sürecek” diyenler… OHAL’i kalıcı hale getirdi. Bugün diyorlar ki, “Her gün terör eylemi yapılan bir ülkeye terörle mücadele yapma demek dükkânı kapatıp git demek.”
Dükkânı kapatıp gidemezler! Bırakamazlar! Bakın, tepedekilerin ülkeyi yönetmek gibi bir perspektifi yok. Perspektifleri “kendilerini kurtarmak” üzerine kurulu. Yegâne motivasyonları bu ve bugüne kadar kazanımlarından asla ve kat’a geri adım atmazlar, atamazlar. Çünkü suçüstü yakalandılar. Ülkeyi hallettiler, şimdi ABD’ye, Avrupa’ya meydan okumalarının nedeni de bu. Hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, hukuksuzluklarını, işledikleri tüm insanlık suçlarını dünya da tescil etmek üzere, tüm panikleri bundan.
Olan ülkeye, millete oluyor. Tarih, suça bulaşanları olduğu kadar, onlara çanak tutanları, suskun kalanları, gemisini yürüten kaptanları, sinen korkakları, iftiracıları, kelepircileri, hepsini kaydediyor. Ülke, hırsıza arsıza bırakılmayacak kadar değerli lakin sürecin çarkları beyinleri öğütüyor.
Yaşar Kemal’in “Demirciler Çarşısı Cinayeti” romanından o meşhur alıntıyla bitirelim: “O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.”
Şimdi mazlum mesajları:
TÜKENDİM GENÇ YAŞTA!
“Tarık bey, bu satırları size bitmiş ve tükenmişlik içinde yazıyorum. Biliyorum benden daha kötü durumda olan nice insan var, bu halime de şükür fakat yine de çok kötü durumdayım psikolojik olarak. Ben 27 yaşında bekar, 15 Temmuz’dan önce İngilizce öğretmeni olarak çalışan biriyim. Alanımda uzman sayılırım. Girdiğim YDS sınavlarından 95’in altında not almadım. Hep kendimi geliştirdim, hiç durmadım. Fakat artık devam edecek gücü kendimde bulamıyorum. Tam evlilik çağımda bir arkadaş ricasıyla girdiğim sendika yüzünden ihraç oldum. Şimdi ne işim var, ne gücüm. Bi kız sevsem ‘mesleğin ne’ diye soracaklar, verecek cevabım yok. Tarık bey ben mesleğime ne zaman dönerim? 6-7 sene sürse bu iş, ben o zamana kadar ne yapıcam. Yurt dışına gideyim diyorum, arabam var satayım diyorum ama ihraçtan dolayı pasaport vermezler gibime geliyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Tükendim genç yaşta. Sizce ne kadar sürer bu zulüm?”
20 GÜNLÜK YİYECEK KALDI
“İhraç edilmiş memurum. Rızkı veren Allah’tır. Kula minnet eylemeyiz. Ama bunların iftiralarını, yalanlarını sineye çekebilirken, iki yüzlülüklerini çekemiyorum. Kendime yediremiyorum. Kışa giriyoruz, 3 çocuğumla ortada kaldım. Kredi borçlarım, piyasa borçlarım var, ev kredisi ödüyorum. Daha doğrusu ödeyemiyorum. Bunları umursamıyorum. Ama bu aldatılmayı sindiremedim. Evimde 20 günlük yiyecek, cebimde 10 günlük ekmek parası var. Maddi olarak bittim ama inanın umurumda değil. Bu aldatılmanın acısını çekemiyorum.”
ÇOCUKLAR ANNESİZ-BABASIZ
“Eşi bulunamadığı için tutuklanan bir anne, iki aydır çocuklarıyla görüştürülmüyor. Korucu ailesinden bahsediyorum. 6 ve 10 yaşındaki çocukların suçu ne? Hukuk bir yana, vicdanlar kararmış.”