Hocaefendi’yi Ziyaretten Izlenimler…

FARUK MERCAN

Geçtiğimiz günlerde Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ziyaret etme imkanı buldum.
O akşam, kendisine gönderilen Hizmet Hareketi üzerine Arapça yazılmış 40’a yakın kitabı inceliyordu. Muazzam bir külliyat…
Mesela kitaplardan birini Cezayirli alim Prof. Süleyman Aşrati yazmış. Yeni bir medeniyet projesi ve rönesansta Hocaefendi’nin fikirlerinin tesirini ele almış. Bir diğer kitap, Faslı alim Prof. Ahmed Abbadi’nin imzasını taşıyordu.

Milletlerin tarihinde 3 yıl, 5 yıl uzun zaman dilimleri değil… Bugün Anadolu’yu kasıp kavuran Selefi bozması bu Harici kasırga bir gün mutlaka bitecek ve kalıcı olan yine Cemaat olacak… Bunu Bediüzzaman gibi bir zat müjdeliyor.

Mısır’dan gelen bir yayın, “EL Ahram” dergisiydi. Orta Doğu’daki en köklü ve saygın medya gruplarından “EL Ahram”ın  Arapça dergisinin Fethullah Gülen Hocaefendi ile yaptığı röportaj sayısı… Röportajı EL Ahram’ın yayın yönetmeni Esma EL-Hüseyni yapmış.
Aldığım bilgiye göre, derginin bu sayısı bitmiş ve özel bir baskısı daha yapılmış. Hocaefendi bu röportajda şöyle diyor: “Erdoğan Gazze’de Hamas’ı kullandı, şimdi İhvan’ı kullanıyor.”
Tarihi tesbitler bunlar… Hamasetten başka ne yaptı Saraydaki Şahıs Filistin ve Gazze için? Ve sonunda, her seçimde meydanlarda defalarca küfrettiği “İsrail otoritesini” tanımak zorunda kaldı.
Müslüman Kardeşler ve Mursi’yi kışkırtarak, Mısır’da yaşanan kanlı olaylarda önemli rol oynadı Saraydaki Şahıs… Peki sonra ne yaptı Müslüman Kardeşler ve Mursi için? Hiç birşey… Stratejik ortağım dediği Mursi idamla yargılandı ve hapiste… Müslüman Kardeşler’in bütün kadrosu tarumar oldu. Sonunda, “Tanımıyorum” dediği Mısır’ın yeni lideri Sisi ile de temas kurmak zorunda kaldı Saraydaki Şahıs…
O akşamdan notlar aktarmaya devam edeyim… Hocaefendi, Mısır ve Filistin’e dair uyarıların aynısını zamanında Suriye için yaptı, hem de defalarca… Ama Saraydaki Şahıs bu uyarıları dinlemedi, en sonunda Türkiye’yi Suriye batağına da soktu. Şimdi, Güney Doğu’da her gün şehitler veren Türkiye, bir de Suriye’den gelen şehitlere ağlıyor. Ve şehit rakamları da çoğu defa saklanıyor halktan…
“Suriye için söylediklerimizin kıymetini, şimdi İslam dünyası daha iyi görüyor. ” diyor Hocaefendi…
Sadece İslam dünyası mı? Elbette Batı dünyası da çok iyi görüyor. Hocaefendi, Rusya’nın yaygın Haber Ajansı Regnum’da yeni yayınlanan röportajda şöyle diyor:
“Dış politikayı bir vaizden mi dinleyeceğiz dediler, tavsiyelerimizi dikkate almadılar. Muhalif gruplara silah vererek meseleyi kangren haline getirdiler. Bunun faturası göçmen kamplarında ve Avrupa kapılarında perişan olan Suriye halkına çıktı…”
Suriyeli kadınların ve çocukların ahı yeter Saraydaki Şahıs ve adamlarına… Perişan ettiler yüzbinlerce Suriyeli kadın ve çocuğu…
Hocaefendi’nin Suriye krizinin en başından itibaren yaptığı uyarıları ve Türkiye’nin kaderine hükmeden Siyasal İslamcı ekibin ne yaptığını ayrı bir yazı konusu yapacağım.
İslam alimleri ses veriyor
Ne zamandır dikkatimi çekiyor. İslam dünyasından çok güçlü alimler, Cemaate ve Fethullah Gülen Hocaefendi’ye sahip çıkıyorlar.
Fas’tan Cezayir’e; Mısır’dan, Nijerya’ya kadar yıllardır tanıdıkları ve bildikleri Cemaat hakkında şehadette bulunuyorlar.
Varsın Türkiye’de Diyanet’i siyasete peşkeş çeken Görmez Efendi gözünü gerçeklere kapatsın… İslam uleması kimin “Firak-ı Dalle” yani, Dalalet Fırkası (Sapık Mezhep) olduğunu çok iyi biliyor… Kimin dini her türlü sapkınlığa maske yaptığını İslam Uleması ayan beyan  görüyor.
İki yıl önce Fas’a, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük sosyolog ve alimlerden, şu anda hapiste olan Ali Bulaç’la beraber gitmiştik. Şöyle demişti Ali Bulaç:
“Ben İslam aleminin bütün yayınlarını takip ediyorum. Şu anda İslam aleminde Hizmet’in itibarı zirve yaptı. Erdoğan ve Partinin  itibarı ise dip yaptı.”
Buna Fas’ta bir sabah kahvaltısında buluştuğumuz Faslı bir alimin sözleriyle bizzat şahit olmuştuk.
Başta Mısır’ın Ezher Uleması ve Faslı alimler olmak üzere, İslam dünyasının seçkin alimlerinin Hizmet ve Fethullah Gülen Hocaefendi açıklamalarını dikkatle takip ediyorum.
Mesela Orta Doğu’nun önde gelen kanaat önderlerinden, Ezher Üniversitesi Arap Dili Bölüm Başkanı alimi Prof. Ahmet Ali Rabig şöyle diyor:
“Hizmet hareketi bir medeniyet ve aydınlanma projesidir. Başından beri Ehli Sünnet ve Kur’an çizgisinden hiç sağa sola sapmadı. Diyanet’in raporu fitne fesattır, yalan ve iftiradır.”
Mesela Mısır’ın eski Müftüsü Ali Cuma, Diyanet’in “Firak-ı Dalle” raporu için şöyle diyor:
“Kendi kusurlarını başkalarında görüyorlar.”
Evet, bir tarafta sadece “Sonsuz Nur” kitabı dünyada 50’den fazla dile çevrilmiş Fethullah Gülen Hocaefendi, diğer tarafta Diyanet’i Saray’a peşkeş çeken, dinini dünyalığı için satan bir Görmez Efendi…
Asya ülkelerinden sahte yollarla, kişi başına 30 bin dolarla Türkiye Cumhuriyeti pasaportu alan şebekelere yardım edip nemalanan oğluna bile sahip çıkamayan Görmez Efendi… Evet bu hikayeyi gittiğim bir Asya ülkesindeki Büyükelçilik yetkilisinden bizzat dinledim. Görmez Efendi’nin 17/25 Aralık’tan çok önce Cemaat’i bölmek için Saraydaki Şahısla beraber organize ettiği görüşmeler ap ayrı bir “maneviyat hırsızlığı” hikayesidir. Evet, Cemaati Saray için çalma projesiydi o…
İslam aleminin büyük isimlerinin şehadetlerine devam edelim. Fas’tan Profesör Muhammed Çekip şöyle diyor:
“Hizmet Hareketi düşünceyi aksiyona dönüştüren evrensel bir projedir.”
Nijerya’dan Muhammed Nur Halid şöyle diyor:
“Fethullah Gülen Hocaefendi örnek aldığım insandır. Hizmet erleri burada çocuklarımıza sahip çıkıyorlar. Hizmet Hareketi sapık mezhepse, Ehli Sünnet ve cemaat kimlerdir?”
Mısırlı alim Fethi Hicazi şöyle diyor:
“Fethullah Gülen, Allah yolunda sıkıntı çekiyorsa, bu onun Allah katında makbul olduğunun alametidir. Bu alim zat ve Cemaati için sapık mezhep deniyorsa, biz de cevap olarak deriz ki, Allah’a hamdu senalar olsun ki sizin ona eziyetiniz, Allah nezdinde makbul bir kişi olmasını sağladı.”
Nijeryalı alim Ahmet Mukri şöyle diyor:
“Bu sıkıntılar Fethullah Gülen’in doğru yolda güzel işler yaptığının delilidir. Hizmet erleri, şiddetten uzak, insanları tekfir etmeyen bir harekettir. Hizmet Hareketi, İslam’ı en güzel, en parlak manada temsil ediyor ve Peygamber Efendimiz’in mirasına sahip çıkıyor.”
Iraklı alim Osman Garib şöyle diyor:
“Hizmet erleri kendilerine karşı kullanılan kaba kuvvete sabırla mukabele ettiler, karşılık vermediler.”
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Görmez Efendi, 70 kitabı dünyada 100’e yakın dile çevrilen Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bir kitabından bir satır gösterebilir mi iddiaları için?… Ya da şöyle soralım: Yıllarca Diyanet’in izniyle vaazlar verdi Fethullah Gülen Hocaefendi… Tamamı kayıt altında olan bu vaazların bir tanesinden Ehli Sünnet inancına aykırı bir şey çıkarabilir mi Görmez Efendi?
Herkes tercihini yapıyor bu tarihi dönemde… Kimisi Ali Bulaç gibi zilletle boyun eğmektense hapishaneye girmeyi tercih ediyor. Kimisi de Görmez Efendi gibi, “Saray’ın din hizmetçisi” olmayı tercih ediyor, fetvalarıyla bu zulüm dönemine taşeronluk yapıyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi’ye, Mısır uleması başta olmak üzere, İslam dünyasından yükselen bu sesleri sordum.
“Bu sahip çıkmalar çok şey ifade eder” dedi. Mısır hakkında, Bediüzzaman’ın “Mısır, İslam dünyasının zeki evladıdır.” sözünü hatırlatarak…
Daha önce burada yazdım. Milletlerin tarihinde 3 yıl, 5 yıl uzun zaman dilimleri değil… Bugün Anadolu’yu kasıp kavuran Selefi bozması bu Harici kasırga bir gün mutlaka bitecek ve kalıcı olan yine Cemaat olacak… Bunu Bediüzzaman gibi bir zat müjdeliyor.