‘Tanırım İyi Çocuktur’ Düzeni..

[SEFER CAN]

15 Temmuz Darbe girişiminden sonra başlatılan cadı avında hedefin bütün muhalefet olduğunu söyleyenler haklı çıktı. Ancak ateşin yavaş yavaş ülkeyi sarması bile bazılarını uyandırmaya yetmedi. Hâlâ yaşlar mı yanıyor kurular mı muhabbeti yapılıyor. Suçlu-suçsuz ayırımı yerine “AK Partilidir, Alevidir, solcudur, ülkücüdür” gibi mensubiyetleri baz alan tasnifler yapılıyor. Herkes kendi ‘yaş’ını kurtarmanın derdinde, hukuk çok az insanın umurunda. “Tanırım, iyi çocuktur” düzeni, hukuk devletinin yerine ikame ediliyor. Emin Çölaşan’la Fehmi Koru’yu birleştiren bir akıl tutulması bu. İkisi de aynı minvalde yazı yazıp birilerine kefil olup kurtarma uğraşında.
KANUNSUZ SUÇ OLMAZ
Oysa hukukun çok karmaşık formülleri yok. Suç ve cezanın kanunla belirlenmiş olması esas. Ceza kanununun hemen ikinci maddesi şöyle der: “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” Demek ki neymiş, kanunla suç olarak belirlenmemiş bir eylem, idare istese bile cezalandırılamaz.
O halde bankaya para yatırmak, çocuğunu okula göndermek, gazete abonesi olmak, evinde kitap bulundurmak ceza yargılamasının konusu olamaz. Ceza kanunlarının geriye yürümeyişi de bu yüzdendir. Bugün suç haline getirseniz bile dün o fiili işleyeni cezalandıramazsınız.
“Bankaya para yatırmış ama bir sor niye!” Savunmasıyla yakınlarını kurtarmaya çalışanlar adalete ihanet ediyor.
HERKES KANUN ÖNÜNDE EŞİTTİR
Anayasamız eşitlik ilkesini “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” diye kayıt altına alır. Dini hassasiyeti olan biriyseniz “hırsızlık yapan kızım Fatıma bile olsa…” şeklindeki hadis yol göstericiniz olmalı.
“O okula çocuğunu gönderdi ama FETÖ’cü değil” korosu kasabın bıçağını yalamaktan başka bir şeye hizmet etmiyor. Bir eylem suç ise Kemaliste de, cemaatçiye de, AKP’liye de suçtur. Değilse hiç kimseye atfı cürümde bulunamazsınız.
HUKUK ELE BAKAR, KALBE BAK(A)MAZ
Hukukun temel prensiplerinden biri de niyetleri değil eylemleri yargılaması. Bugünkü en büyük skandal, birilerinin kalpmetre sahibiymiş gibi niyetleri sorgulaması. Kimse isnat edilen eylemlerin suç olduğunu iddia edemiyor. ‘Ama o cemaatçi…’ Denildi mi hukuk da bitiyor demokrasi de…
AK PARTİLİ TANIDIĞIN VARSA…
Bu arada AK Parti milletvekilleri tanıdıklarını kurtarmak için hummalı çalışıyor. Şamil Tayyar, televizyonda “daha dün birini kurtardım” itirafında bulundu. Ordu milletvekili Metin Gündoğdu da yargıya müdahaleyi sakınmadan açıklayanlardan. “Evet, Ünye Başsavcısı’nı aradım. Kimseden de korkmuyorum. Ünye Savcısı’na dedim ki, ‘Kardeşim niye aldın bu adamı bir söyle. Suçu ne?’ Bana 2 saatte bildireceksin. Bunun kapalısı, açığı yok arkadaşlar, kimse hata yapmayacak bu süreçte. Bu süreç çok önemli bir süreç. Fitnenin kol gezdiği, ahlâksızlığın kol gezdiği bir süreç. Daha sonra Oktay vekilim de aradı aynı kişiyi. 2 saat sonra döndü dedi ki, ‘Özür dileriz. Biz yanlış almışız arkadaşı.’ Biz şimdi bunun arkasında durmasaydık ne olurdu arkadaşlar? O arkadaş en az 3 – 4 ay orada kalacak.”
Hukuksuzluğun boyutunu anlatmak için daha fazla örneğe gerek var mı?